Kentsel dönüşümde bütünsel planlama yapılmalı!
İzmir'de yaşanan deprem felaketi doğal afetlere karşı dayanıksız yapıların nasıl dönüştürüleceği sorununu bir kez daha gündeme taşıdı. Peki kentsel dönüşüm nasıl yapılmalı? Dönüşümde neler dikkate alınmalı?
İzmir'de yaşanan deprem felaketi doğal afetlere karşı dayanıksız yapıların nasıl dönüştürüleceği sorununu bir kez daha gündeme taşıdı.
“Elimizi çabuk tutmalıyız” diyen ODTÜ Afet Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Meltem Şenol Balaban'a göre, şehrin tümünü kapsayacak bütünsel bir planlama anlayışının benimsenmesi gerekmekte. Aydınlık Gazetesi'nden Ercan Küçük'ün haberine göre; Yozgat Bozok Üniversitesi Kentleşme ve Çevre Sorunları Anabilim Dalı'nda görevli Doç. Dr. Hazal Ilgın Bahçeci ise, “Kentleşme süreçlerine para odaklı bakmayı, inşaat sektörünü ekonominin çarkını çeviren temel sektör olarak görmeyi bırakmalıyız” açıklamasında bulundu.
Meltem Şenol Balaban'ın kentsel dönüşümle ilgili görüşleri şu şekilde:
"Türkiye’de kentsel dönüşüm genellikle tekil binalar üzerinden gidiyor daha kapsamlı ele alınmalı. Sosyal donatı alanları, ulaşım sistemi, kent merkezleri, acil durum görevlisi olabilecek kullanımlarıyla birlikte düşünülmeli. Depremlerde en çok konut alanları hasar görüyor. Dönüşüm meselesinde karar verici ev sahibi kimi zaman başka türlü tavır alabiliyor. Kiracıyı da düşünen bir sistem dikkate alınmalı. Dar gelirliye nasıl bir seçenek sunabilir diye bakmak gerekir. Son depremden de anlıyoruz ki elimizi çabuk tutmalıyız ama kapsamlı düşünmek ve tüm kentin bütününü de etkileyecek kararları verirken ona göre öncesinden tedbirleri almak gerekiyor. Örneğin 5 katlı bir bina dönüşüyor, 10 kata çıkmaması gerekiyor. Acaba bunu finansal açıdan beş katta tutmanın yolunu bulamaz mıyız? Dönüşümü yerinde yapmak yerine gerekli yerlerde daha sağlam, daha uygun alanlarda yapabilmenin seçeneklerini de ortaya koyabiliriz. Tabi bu bütünsel bir planlama anlayışını yerleştirebilmeyi gerektiriyor. 100 metrekare bir eviniz var, dönüştüreceksiniz. Onun 200 metrekare büyüklüğünde olanını kentin biraz daha uzağında mı istersiniz yoksa daha küçük metrekareli daha farklı bir yer mi? Seçenekleriniz olduğu sürece kentlerde bunları yapmak mümkün."
DEVLET TEŞVİK SAĞLAMALI
Bir şekilde bizim sadece dönüşüm için ayırdığımız yerelde de kullanılabilecek kamu elinde bir fonlama mekanizmamız mı olmalı? Bu sadece ve sadece dönüşümde kullanılabilecek, dar gelirli vatandaşa destek olabilecek, düşük ödemeli kredilerle olabilir. Bir miktarını kendisi bir miktarı devlet desteğiyle öder gibi. Aynı zamanda binanın kalitesi, güncel riskinin tespitiyle ilgili ücretsiz değerlendirmeler devlet eliyle sağlanamaz mı? Japonya’da bu tür örnekler var. Bu kişileri, hak sahiplerini teşvik de eder.
Devlet acaba bu dönüşümü yapacak firmalara inşaat malzemesi gibi destekler verebilir mi? Binasını güçlendirenin daha az sigorta primi ödemesi gerekmez mi örneğin? Böylelikle binayı iyileştirmeyi teşvik ediyorsunuz bir deprem yaşanmadan önce. Bu tür mekanizmaları bir an önce araştırarak mevzuatımıza en uygun olacak biçimde devreye sokarak uygulamada yol kat etmek gerekir."
'DENETİM YAPILMIYOR'
“Bütün kentleşme politikaları rant odaklı olmaktan çıkmalı, halkın yararına olmalı” diyen Doç. Dr. Hazal Ilgın Bahçeci ise, “Sadece kentsel dönüşüm için değil kentleşmenin bütün süreçleri için bunu düşünmeliyiz. Bunun başka hiçbir yolu yok” diye konuştu. Bahçeci, şunları kaydetti:
“Yoksa kentlerimiz leş gibi kentler olmaya devam edecek. Sağlıksız, depremlerde yıkılan konutlarda yaşamaya devam edeceğiz. Bu depremin sonucu da yine rant odaklı kentleşme biçiminin bir ürünü. Sağlıksız konutlar yapılması, kolonların kesilip hiçbir denetlemenin olmaması. Kolonlar kesilip market yapılmış. Denetim yok.
Kentleşme süreçlerine para odaklı bakmayı, inşaat sektörünü ekonominin çarkını çeviren temel sektör olarak görmeyi bırakmamız gerekiyor.”
Türkiye'de üç yılda 1.5 milyon konut dönüşecek!