Genel

Kira artışları bir önceki yıla ait ÜFE'yi geçemeyecek

Türk Borçlar Kanunu jet hızıyla yasalaştı. Muhalefetin uzlaşmasıyla 649 maddelik kanun 2.5 saatte Meclis'ten geçti. Neredeyse her bölüm 3 dakikada geçti

Yeni kanunla kiracı-ev sahibi ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. Kira bedellerinde yapılacak artış bir önceki yılın üretici fiyat endeksini geçemeyecek, kiracılar 'Dedem geliyor, torunum oturacak' bahanesiyle evden çıkarılabilecek. Kiracıların elektrik ve su borcunu ödememesi de tahliye sebebi olabilecek. Uyarıya rağmen yüksek sesle müzik dinleyen veya balkonda mangal yapan kiracının sözleşmesi de feshedilebilecek. Kanuna göre artık otellerde müşteriye ait eşyaların çalınması durumunda otel, konaklama ücretinin 3 katına kadar tazminat ödeyecek.

EşžLER KEFİL OLAMAYACAK
Eşlerden biri yazılı olarak izin vermedikçe diğer eş hiçbir şekilde bir başkasına kefil olamayacak. Kefil olanın rızası olmadıkça, kefalet miktarında sonradan artırılmayacak. İşveren, kadın ve erkek işçilerin cinsel tacize uğramamaları ve tacize uğramış olanların daha fazla zarar görmemesi için gerekli güvenlik önlemi alacak.
Sabah

Konuyla ilgili basında yer alan diğer haberler

Borçlar Kanunu jet hızıyla geçti
TBMM Genel Kurulu"nda, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı kabul edildi. 649 maddeden oluşan ve 22 bölüm halinde œtemel kanun olarak görüşülen tasarı, bütün partilerin mutabakatı doğrultusunda Genel Kurul"da œjet hızıyla yasalaştı. 30"ar maddeden oluşan her bölüm 3 dakikada geçti

Tasarı üzerinde toplam 4 önerge verilerek değişiklik yapıldı. Tasarı, yaklaşık 2.5 saatte yasalaştı. Tasarının görüşmelerine, 2009"da başlanmış ve ilk 2 bölümünün kabulünün ardından yarım kalmıştı. Kanunun ana hatları şöyle:
-   Tüketici banka, sigorta ve seyahat şirketince œtek yanlı hazırlanan sözleşmeye karşı korunacak.
-   Hakim, haksız fiilden doğan bedensel zararlarda, hesaplanan tazminat miktarına müdahale edemeyecek.
-   Kusurlu sürücü, yaralanmasına neden olduğu sosyal güvencesi olmayan kişiye, tedavi için œgeçici ödeme yapacak.
-   Olağanüstü faiz oranları karşısında borçlu korunacak.
-   Ekonomik kriz dönemleri gibi olağanüstü durumlarda, sözleşmeler değişen koşullara göre uyarlanabilecek.

Kira ÜFE"ye endeksli
-   Kira bedelindeki artış, önceki yılın üretici fiyat endeksini (ÜFE) geçmeyecek.
-   Kiracılar, œdedem ya da torunum oturacak gerekçesiyle çıkarılabilecek. Kiracının elektrik ve su borcunu ödememesi de tahliye sebebi olacak.
-   Uyarıya rağmen yüksek sesle müzik dinleyen, gürültü ve balkonda mangal yapan kiracının sözleşmesi iptal edilebilecek.
Mobbing yasada
-   Konut ve iş yeri kiralamada depozito, 3 aylık kira bedelini aşamayacak.
-   œYeniden kiralama yasağına aykırı hareket eden ev sahipleri için öngörülen hapis cezası kalkacak.
-   İşveren, psikolojik (mobbing) ve cinsel tacizi önlemekle yükümlü olacak.
-   Otopark işletmecisi, kendisine bırakılan aracın zarara uğraması veya çalınmasından sorumlu olacak.
Milliyet

Sözleşmelere 'kriz ayarı' geldi

85 yıllık Türk Borçlar Kanunu değişti ve artık ev sahibi-kiracı ilişkilerinde yepyeni bir dönem başlıyor. 649 maddeden oluşan Türk Borçlar Kanunu tasarısı, iktidar ve muhalefetin mutabakatı ile yaklaşık 2 buçuk saatte yasalaştı. Kanuna göre kiracılar, 'dedem ya da torunum oturacak' gerekçesiyle çıkarılabilecek. Olağanüstü faiz oranları karşısında borçlu korunacak.

-Meclis Genel Kurulu bir rekora imza attı ve 85 yıllık Borçlar Kanunu değişti. 649 maddeden oluşan Türk Borçlar Kanunu tasarısı, iktidar ve muhalefetin mutabakatı ile yaklaşık 2 buçuk saatte yasalaştı. 30'ar maddeden oluşan her bölüm 3 dakikada geçti. Tasarı üzerinde toplam 4 önerge verilerek değişiklik yapıldı. Tasarı, yaklaşık 2,5 saatte yasalaştı. TBMM Adalet Komisyonu'nda 2008'de kabul edilen tasarının görüşmelerine, 2009 yılında TBMM Genel Kurulu'nda başlanmış ve ilk 2 bölümünün kabul edilmesinin ardından yarım kalmıştı. Kanuna göre, borç ilişkilerini düzenleyen bireysel sözleşmeler, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulacak.

Borçlar Kanunu'yla ev sahibi, balkonda mangal yakan kiracısını tahliye etme hakkına kavuştu, depozitolar üç aylık kira miktarıyla sınırlandırıldı, bundan böyle kefillikte eşin de rızası aranacak. Kanuna göre ekonomik kriz dönemleri gibi olağanüstü durumlarda, sözleşmeler değişen koşullara göre uyarlanabilecek. Buna göre, sözleşmenin yapıldığı sırada, taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçlenmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa, borçlu, hakimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteyebilecek. Borçlu, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahip olabilecek. Borçlu, sürekli edimli sözleşmelerde ise fesih hakkını kullanacak. Bu düzenleme yabancı para borçlarında da uygulanacak. Borca katılma durumunda, katılan da borçlu ile birlikte aynı borçtan alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olacak. Sözleşme devri anlaşması ile devir konusu sözleşmeden doğan bütün hak ve borçlar üçüncü kişiye devredilebilecek.

Kiracı-ev sahibi ilişkileri yanında, nişanlıya, sevgiliye, kumaya tazminat hakkı, sözleşmelerde elektronik imza gibi pek çok yenilik gelmiş oldu. Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki 6570 Sayılı Kanun yürürlükten kalkacak. Kiracı-ev sahibi ilişkileri tümüyle Türk Borçlar Kanunu ile düzenlenecek. Kira artışları, bir önceki yılda gerçekleşen üretici fiyat endeksindeki (ÜFE) artış oranını geçemeyecek. Sözleşmelerde, güvenli elektronik imza kullanılabilecek. Güvenli elektronik imza, el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğuracak. Açığa atılan imzanın üzerine sonradan yazılan metnin, imza atanın iradesine uygun olduğu kabul edilecek. Kanuna göre alıcı, satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde; satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönebilecek. Alıcı, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteyebilecek, aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını veya satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteyebilecek.

Kanunla neler değişiyor

Sözleşmelerde, güvenli elektronik imza kullanılabilecek.

Tüketici; banka, sigorta ve seyahat şirketlerince 'tek yanlı' hazırlanan sözleşmelere karşı korunacak.

Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınları tazminat isteyebilecek.

Kusurlu sürücü, yaralanmasına sebep olduğu sosyal güvencesi olmayan kişiye, tedavi giderleri için 'geçici ödeme' yapacak.

Olağanüstü faiz oranları karşısında borçlu korunacak.

Ekonomik kriz dönemleri gibi olağanüstü durumlarda, sözleşmeler değişen koşullara göre uyarlanabilecek.

Kira bedellerinde yapılacak artış, bir önceki yılın üretici fiyat endeksini geçmeyecek.

Kiracılar, 'dedem ya da torunum oturacak' gerekçesiyle çıkarılabilecek.

Kiracıların elektrik ve su borcunu ödememesi de tahliye sebebi olacak.

Yüksek sesle müzik dinleyen, gürültü patırtı, balkonda mangal yapankiracının sözleşmesi iptal edilebilecek.

Konut ve işyeri kiralamada depozito, 3 aylık kira bedelini aşamayacak.

'Yeniden kiralama yasağına' aykırı hareket eden ev sahipleri için öngörülen hapis cezası kalkacak.

Aile konutu olarak kullanılmak üzere kiralanan taşınmazlarda kiracı, eşinin rızası olmadıkça sözleşmeyi feshedemeyecek.

Ev sahibine, sözleşmeyi tek taraflı sona erdirme hakkı tanınıyor.

İşveren, psikolojik ve cinsel tacizi önlemekle yükümlü olacak.

Eşler birbirlerinin rızasıyla kefil olabilecek.

Kefili koruyucu hükümler, kefalet sözleşmesi dışındaki sözleşmelere de uygulanacak.

Otopark sahipleri, araçların zarara uğraması veya çalınmasından sorumlu olacak.

SELİM KUVEL/Zaman


Borçlar Kanunu jet hızıyla değişti

TBMM Genel Kurulunda, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı yaklaşık 2,5 saatte kabul edildi.

TBMM- TBMM Genel Kurulunda, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı kabul edildi.  

649 maddeden oluşan ve 22 bölüm halinde 'temel kanun' olarak görüşülen tasarı, bütün partilerin vardığı mutabakat doğrultusunda Genel Kurulda neredeyse 'jet' hızıyla yasalaştı.

30"ar maddeden oluşan her bölüm 3 dakikada geçti. Tasarı üzerinde toplam 4 önerge verilerek değişiklik yapıldı. Tasarı, yaklaşık 2,5 saatte yasalaştı.  

TBMM Adalet Komisyonunda 2008"de kabul edilen tasarının görüşmelerine, 2009 yılında TBMM Genel Kurulunda başlanmış ve ilk 2 bölümünün kabul edilmesinin ardından yarım kalmıştı.  

Kanuna göre, borç ilişkilerini düzenleyen bireysel sözleşmeler, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulacak.  

Ismarlanmayan bir şeyi posta kutusunda veya kapısının önünde bulan ya da başka bir yolla alan kişi, söz konusu şeyi geri göndermek veya saklamakla yükümlü olmayacak. Ismarlanmamış bir şeyin 'yanlışlıkla' gönderildiği açıkça anlaşılırsa, onu alan kişi, uygun bir sürede gönderene haber verecek.  

Bir sonucun gerçekleşmesi karşılığında ödül vereceğini ilan yoluyla duyuran kimse, sözünü yerine getirmekle yükümlü olacak.  

GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE AçIĞA ATILAN İMZA  

Sözleşmelerde, güvenli elektronik imza kullanılabilecek. Güvenli elektronik imza, el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğuracak.  

Açığa atılan imzanın üzerine sonradan yazılan metnin, imza atanın iradesine uygun olduğu kabul edilecek. Durumun özelliği aksini göstermedikçe, yazılan metnin anlaşmaya aykırı olduğunu ispat yükü, açığa imza atan kişiye ait olacak.  

Okur yazar olmayanlar, imza yerine usulüne göre onaylanmış olması koşuluyla parmak izi, el ile yapılmış bir işaret ya da mühür kullanabilecek.  

KİTLE SÖZLEşžMELERİNE KARşžI BİREYE KORUMA  

Bankalar, sigorta, seyahat ve taşıma işletmeleri gibi şirketler tarafından önceden hazırlanan soyut ve tek yanlı sözleşmelere karşı bireyleri koruyan hükümler, borçlar hukukuna ilk kez girecek. 'Kitle Sözleşmesi', 'Katılmalı Sözleşme', 'Tip Sözleşme' denilen sözleşmeler için belirlenen 'Genel İşlem Koşulları' ile bireyin korunması sağlanacak.

Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkanı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlı olacak. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılacak.  

Sözleşmenin yazılmamış sayılan genel işlem koşulları dışındaki hükümleri geçerliliğini koruyacak.  

TEK YANLI SÖZLEşžMEYİ DEÄžİşžTİREMEYECEK  

Genel işlem koşullarında yer alan bir hüküm, açık ve anlaşılır değilse veya birden çok anlama geliyorsa, düzenleyenin aleyhine ve karşı tarafın lehine yorumlanacak.  

Genel işlem koşullarının belirleyicileri, 'tek yanlı, dilediği gibi sözleşmeyi değiştirme ya da yeni düzenleme yapma' yetkisine sahip olmayacak. Genel işlem koşullarının bulunduğu bir sözleşmede veya ayrı bir sözleşmede yer alan ve düzenleyene tek yanlı olarak karşı taraf aleyhine genel işlem koşulları içeren sözleşmenin bir hükmünü değiştirme ya da yeni düzenleme getirme yetkisi içeren kayıtlar yazılmamış sayılacak.  

Genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamayacak.  

BEDENSEL ZARARLARDA TAZMİNAT  

Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, Borçlar Kanunu hükümleri ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanacak. Kısmen veya tamamen rücu edilmeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu zararların belirlenmesinde gözetilmeyecek, zarar veya tazminattan indirilmeyecek. Hakim, hesaplanan tazminat miktarını, hakkaniyet düşüncesiyle arttıramayacak veya azaltamayacak. Her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı bedensel bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine veya kişinin ölümüne bağlı zararlara ilişkin talep ve davalarda da bu hüküm uygulanacak.  

NİşžANLIYA, SEVGİLİYE TAZMİNAT İSTEME HAKKI  

Hakim, sadece ölüm halinde değil, ağır bedensel zararlarda da zarar görenin yakınlarına manevi tazminat ödenmesine karar verebilecek.  

'Zarar gören veya ölenin ailesi' ile sınırlı olan haksız fiilden doğan manevi tazminatın kapsamını genişleten yasaya göre, ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilecek. Yargıtay içtihatlarının bulunduğu bu konunun kanuna girmesiyle, beraber olup aralarında resmi nikah olmayanların, nişanlı ve sevgililerin tazminat istemleri, yasal dayanağa kavuşmuş olacak.  

ZARAR TEHLİKESİNİ ÖNLEME  

İntifa ve oturma hakkı sahipleri, binanın bakımındaki eksiklerden doğan zararlardan malikle birlikte müteselsilen sorumlu tutulacak.  

Bir başkasına ait bina veya diğer yapı eserlerinden zarar görme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu tehlikenin giderilmesi için gerekli önlemlerin alınmasını hak sahiplerinden isteyebilecek.  

Tehlike sorumluluğunun, genel ilkeleri belirlenen yasaya göre, önemli ölçüde tehlike arz eden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumlu olacak.  

Bir işletmenin, mahiyeti veya faaliyette kullanılan malzeme, araçlar ya da güçler gözönünde tutulduğunda, bu işlerde uzman bir kişiden beklenen tüm özenin gösterilmesi durumunda bile sıkça veya ağır zararlar doğurmaya elverişli bulunduğu sonucuna varılırsa, bunun önemli ölçüde tehlike arz eden bir işletme olduğu kabul edilecek. Özellikle, herhangi bir kanunda benzeri tehlikeler arz eden işletmeler için özel bir tehlike sorumluluğu öngörülmüşse, bu işletme de önemli ölçüde tehlike arz eden işletme sayılacak.  

Önemli ölçüde tehlike arz eden işletmenin faaliyetine hukuk düzenince izin verilmiş olsa bile, zarar görenler, bu işletmenin faaliyetinin sebep olduğu zararlarının uygun bir bedelle denkleştirilmesini isteyebilecek.  

HAKSIZ FİİLDE ZAMAN AşžIMI-  

Haksız fiilden doğan tazminat isteminde, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 1 yıl olan kısa zaman aşımı süresi, 2 yıla çıkarılacak.  

Nükleer kaza, deprem, hatalı tıbbi müdahale gibi olaylara da uygulanan uzun zaman aşımı süresi ise 10 yıl olacak.  

SOSYAL GÜVENCESİ OLMAYANLARA GEçİCİ ÖDEME  

Hiçbir sosyal güvenceden yararlanamayacak durumda olan, uğradığı zararın giderilmesi için acil parasal desteğe ihtiyaç duyanlara, 'geçici ödeme' yapılabilecek.  

Buna göre, hakim, zarar görenin iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği takdirde, istem üzerine davalının, zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilecek.  

Zarar görenin açtığı davanın kısmen vey tamamen kabulüne karar verilirse, zarar verenin (davalı) yaptığı geçici ödemeler, tazminattan indirilecek.  

Davanın reddine karar verilmesi durumunda ise hakim, ret kararında, zarar görenin (davacı) aldığı geçici ödemeleri, yasal faiziyle birlikte geri vermesine hükmedebilecek.  

Böylece kusurlu sürücü, yaralanmasına neden olduğu hiçbir sosyal güvencesi olmayan kişiye, tazminat davası devam ederken, tedavi giderleri için 'geçici ödeme' yapmakla yükümlü tutulabilecek.  

Hukuka veya ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen herhangi bir şey, geri istenemeyecek. Bu konuda bir dava açılmışsa, davanın reddine karar veren hakim, söz konusu şeyin devlete mal edilmesine karar verebilecek.  

FAİZE SINIR  

Olağanüstü faiz oranları karşısında borçlu korunacak. Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenecek.  

Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, belirlenen yıllık faiz oranının yüzde 50 fazlasını aşamayacak.  

Uygulanacak yıllık temerrüt faiz oranı ise sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenecek. Yıllık temerrüt faiz oranı, sözleşmede belirlenen oranın yüzde yüz fazlasını aşamayacak.  

SÖZLEşžMELERE EKONOMİK KRİZ AYARI  

Ekonomik kriz dönemleri gibi olağanüstü durumlarda, sözleşmeler değişen koşullara göre uyarlanabilecek.  

Buna göre, sözleşmenin yapıldığı sırada, taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçlenmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa, borçlu, hakimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanması isteyebilecek.  


Borçlu, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahip olabilecek. Borçlu, sürekli edimli sözleşmelerde ise fesih hakkını kullanacak. Bu düzenleme yabancı para borçlarında da uygulanacak.  

Borca katılma durumunda, katılan da borçlu ile birlikte aynı borçtan alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olacak.  

Sözleşme devri anlaşması ile devir konusu sözleşmeden doğan bütün hak ve borçlar üçüncü kişiye devredilebilecek.  

SATIşž SÖZLEşžMELERİ  

Satılandaki hasardan, taşınırlarda zilyetliğin devri, taşınmazlarda ise tescil anına kadar satıcı sorumlu olacak.  

Borcunu ödemeyen satıcı, alıcının uğradığı zararı giderecek.  

Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmamasından sorumlu olacak. Satıcı, aynı zamanda, satılanda niteliğe aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu tutulacak. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile sorumluluktan kurtulamayacak.  

Satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurluysa, ayıptan sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan her anlaşma, hükümsüz sayılacak.  

Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu olmayacak. Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olacak.  

Alıcı, devraldığı satılanda, satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde satıcıya bildirecek. Yoksa alıcı, satılanı kabul etmiş sayılacak.  

ALICININ SEçİMLİK HAKLARI  

Alıcı, satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde; satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönebilecek. Alıcı, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteyebilecek, aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını veya satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteyebilecek.  

Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek, seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilecek.  

Satılanın değerindeki eksiklik, satış bedeline çok yakınsa alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilecek.  

Satış sözleşmesinden dönen alıcı, satıcıdan; ödediği satış bedelinin faiziyle birlikte geri verilmesini, yargılama giderleriyle satılan için yaptığı giderlerin ödenmesini, ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesini isteyebilecek. Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe,  

alıcının diğer zararlarını da karşılayacak.  

Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak 2 yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacak. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurluysa 2 yıllık zaman aşımı süresinden yararlanamayacak.  

TAşžINMAZ SATIşžI  

Taşınmaz satışı sözleşmeleri, resmi şekilde düzenlenecek. Taşınmaz satışı vaadi, geri alım ve alım sözleşmeleri, resmi şekilde düzenlenmedikçe geçerli olmayacak.  

Önalım sözleşmesinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlı olacak.  

Önalım, geri alım ve alım hakları, en çok 10 yıllık süre için kararlaştırılabilecek ve kanunlarda belirlenen süreyle tapu siciline şerh edilebilecek.  

Aksine anlaşma olmadıkça, sözleşmeden doğan ön alım, alım ve geri alım hakları devredilemeyecek, ancak miras yoluyla geçecek.  

ÖN ALIM HAKKI  

Ön alım hakkı, taşınmazın satışı ya da ekonomik bakımdan satışa eşdeğer her türlü işlemin yapılması durumunda kullanılabilecek.  

Satıcı veya alıcı, satış sözleşmesinin yapıldığını ve içeriğini; ön alım hakkı sahibine noter aracılığıyla bildirecek.  

Sözleşmeden doğan ön alım hakkını kullanmak isteyen hak sahibi, bu hak şerh edilmiş ve taşınmazın mülkiyeti alıcı adına tescil edilmişse alıcıya; aksi takdirde satıcıya karşı, satışın veya ekonomik bakımdan satışa eşdeğer başka bir işlemin kendisine bildirildiği tarihten başlayarak 3 ay ve her halde satışın yapılmasından başlayarak 2 yıl içinde dava açabilecek.  

AYIPLI YAPIDA ZAMAN AşžIMI  

Aksine sözleşme olmadıkça, satılan taşınmaz, satış sözleşmesinde yazılı yüzölçümü tutarını kapsamıyorsa satıcı, eksiği için alıcıya tazminat ödemekle yükümlü olacak.  

Bir yapının ayıplı olmasından doğan davalar, mülkiyetin geçmesinden başlayarak 5 yılın, satıcının ağır kusuru varsa 20 yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrayacak.  

TAKSİTLE SATIşžLAR  

Taksitle satış sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olamayacak.  

Malın, satıcının ticari faaliyeti kapsamında satılması halinde taksitle satış sözleşmesinde, 'alıcının 7 gün içinde sözleşme yapılması konusundaki irade açıklamasını geri alma hakkı, temerrüt veya vadenin ertelenmesi durumunda, yasal faiz oranının yüzde 30 fazlasını geçmemek üzere ödenecek faiz' de belirtilecek.  

YASAL TEMSİLCİSİNİN RIZASI  

Ayırt etme gücüne sahip küçük veya kısıtlı tarafından yapılan taksitle satış sözleşmesinin geçerliliği, yasal temsilcisinin yazılı rızasına bağlı olacak. Bu rızanın, en geç sözleşmenin kurulduğu anda verilmesi zorunlu olacak.  

Taksitle satış sözleşmesi, satıcı bakımından sözleşmenin kurulduğu anda, alıcı açısından ise sözleşmenin bir nüshasının eline geçmesinden 7 gün sonra hüküm doğurmaya başlayacak.  

Alıcı, peşin satış bedelinin en az 10"da 1"ini en geç teslim anında peşin olarak, satış bedelinin geri kalan kısmını da sözleşmeyi izleyen 3 yıl içinde ödeyecek. Bakanlar Kurulu, satılanın türüne göre peşinat miktarı ile yasal ödeme sürelerini yarıya kadar indirebileceği gibi, 2 katına kadar çıkartabilecek.  


Taksit borcu kambiyo senedine bağlanmamışsa, alıcı, satış bedelinin kalan kısmını bir defada ödeyebilecek. Bu durumda, peşin satış bedeline ilave edilen bedelin ödenmemiş taksitlere isabet eden kısmı, yarısından az olmamak üzere ödeme süresinin kısaltılmasına uygun olarak indirilebilecek.  

Satıcı, alıcının peşinatı ödemede temerrüte düşmesi halinde, sadece peşinatı isteyebilecek veya sözleşmeden dönebilecek. Alıcının taksitleri ödemede temerrüte düşmesi halinde ise satıcı, hemen ödenmesi gereken taksitlerin veya geri kalan satış bedelinin tamamının bir defada ödenmesini talep edebilecek veya sözleşmeden vazgeçebilecek.  

HAKİMİN SÖZLEşžMEYE MÜDAHALESİ  

Hakim, temerrüte düşen alıcının borçlarını ödeyeceği güvencesi vermesi ve satıcının da bu yeni düzenleme dolayısıyla herhangi bir zararının söz konusu olmaması koşuluyla, alıcıya ödeme kolaylıkları sağlayabilecek ve satıcının satılanı geri almasını yasaklayabilecek.  

Taksitle satışa ilişkin hükümler, aynı ekonomik amaçla yapılan işlemlere de uygulanacak. Kira-satış vaadi, kira-alım ve kira-bağışlama şeklinde yapılan birleşik sözleşmelerde de taksitle satış hükümleri geçerli olacak.  

ÖN ÖDEMELİ TAKSİTLE SATIşž  

Alıcının taşınır bir malın satış bedelini önceden kısım kısım ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen ödenmesinden sonra satılanı alıcıya devretmeyi üstlendikleri ön ödemeli taksitle satış sözleşmesi de yazılı yapılacak. Sözleşmede, 'taksitleri kabule yetkili banka' belirtilecek. Banka, her iki tarafın çıkarlarını gözetecek.  

Alıcı bir veya daha çok ön ödemede temerrüte düşerse, satıcı, ancak vadesi gelmiş olan ödemeleri isteyebilecek.

Türk Borçlar Kanunu ile kiracı-ev sahibi ilişkilerinde, yeni bir dönem başlayacak.  

TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Türk Borçlar Kanunu"na göre, mal sahibi; kiralık yeri kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmekle yükümlü olacak.  

Kiralık yerle ilgili zorunlu sigorta, vergi ve benzeri yükümlülükleri mal sahibi karşılayacak.  

Kiraya veren, kiralananın kullanımıyla ilgili olmak üzere, kendisi veya üçüncü kişi tarafından yapılan yan giderlere katlanacak. Buna göre, çatı onarımı ve dış cephe boyası gibi giderler, ev sahibi tarafından karşılanacak.  

Gayrimenkulu kiralayan, mal sahibinden kiralanan yerle ilgili ayıbın uygun bir sürede giderilmesini isteyebilecek. Bu sürede ayıp giderilmezse kiracı, bu ayıbı mal sahibi adına gidertebilecek ve bundan doğan alacağını kira bedelinden kesebilecek. Ayıbın verilen sürede giderilmemesi durumunda, kiracı sözleşmeyi feshedebilecek.  

Kira sözleşmesinin imzalanmasından sonra kiralanan yer herhangi bir nedenle el değiştirirse, yeni malik kira sözleşmesinin tarafı olacak.  

ELEKTRİK VE SU BORCU  

Kiracı, aksine sözleşme ve yerel adet olmadıkça, kira bedelini ve gerekiyorsa ısıtma, aydınlatma ve su gibi yan giderleri, her ayın sonunda ve en geç kira süresinin bitiminde ödeyecek.  

Kiraya verenler, konut ve çatılı iş yerlerinde, sadece kira bedelini değil, elektrik ve su gibi yan giderleri de ödemeyen kiracılara karşı, temerrüt sebebiyle tahliye davası açabilecekler.  

BALKONDA MANGALA SON  

Sözleşmeye uygun olarak özenle kullanacak ve komşulara gerekli saygıyı gösterecek kiracının, bu yükümlülüğüne aykırı davranması durumunda kiraya veren, en az 30 gün süre vererek, durumunu düzeltmesi için ihtarda bulunacak. Ancak, kiracının davranışları komşular tarafından çekilmez hale gelirse, ev sahibi yazılı bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilecek. Uyarıya rağmen yüksek sesle müzik dinleyen, gürültü patırtı, balkonda mangal yapan kiracının sözleşmesi iptal edilebilecek.  

TEMİZLİK VE BAKIM GİDERLERİ  

Kiracı, kiralanan yerin olağan kullanımı için gerekli temizlik ve bakım giderlerini ödemekle yükümlü olacak.  

Mal sahibi, konut veya iş yerinde kira sözleşmesinin feshini gerektirmeyen ve kiracıdan katlanması beklenebilecek olan yenilik ve değişiklikler yapabilecek.  

DEĞER ARTIşžININ KARşžILIĞINI İSTEYEMEYECEK  

Kiracı da ev sahibinin yazılı rızasıyla konut veya iş yerinde yenilik ve değişiklikler yapabilecek. Kiracı, aksine yazılı bir anlaşma yoksa, kiraya verenin rızasıyla yaptığı yenilik ve değişiklikler dolayısıyla kiralananda ortaya çıkan değer artışının karşılığını isteyemeyecek.  

Mal sahibinin yazılı rızasını almadıkça kiracı, kira ilişkisini başkasına devredemeyecek. Ancak kiraya veren, iş yeri kiralarında 'haklı bir sebep olmadıkça' bu rızayı vermekten kaçınamayacak.  

Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralanan yeri geri verirse, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre ödeme yapmakla sorumlu tutulacak. Yeni kiracı bulunması durumunda, kiracının kira sözleşmesinden doğan borçları sona erecek.  

Gayrimenkulü kiralayanın ölmesi durumunda mirasçıları, yasal fesih bildirim süresine uyarak en yakın fesih dönemi sonu için sözleşmeyi feshedebilecek.  

Kiracı, kiralanan yeri ne durumda teslim almışsa, kira sözleşmesinin bitiminde o durumda geri verecek. Ancak, kiracı sözleşmeye uygun kullanım dolayısıyla kiralananda meydana gelen eskimelerden ve bozulmalardan sorumlu olmayacak.  

Kiraya veren, kiracının sorumlu olduğu eksiklikleri ve ayıpları hemen yazılı olarak bildirecek. Bu bildirim yapılmazsa, kiracı her türlü sorumluluktan kurtulacak. Ancak, teslim alma sırasında olağan incelemeyle belirlenemeyecek olan eksikliklerin ve ayıpların varlığı halinde kiracının sorumluluğu devam edecek.  

DEPOZİTOYA SINIRLAMA  

Konut ve çatılı iş yerlerinde, mal sahibine verilen depozito miktarı, 3 aylık kira bedelini aşamayacak. Güvence olarak para verilmesi kararlaştırılmışsa kiracı, mal sahibinin onayı olmaksızın çekilmemek üzere, parayı vadeli bir tasarruf hesabına yatıracak. Güvence senetleri ise bankaya depo edilecek. Banka güvenceleri ancak iki tarafın rızasıyla veya icra takibinin kesinleşmesi ya da kesinleşmiş mahkeme kararına dayanarak geri verebilecek.  

KİRA ARTIşžLARI  

Kira bedelleri, bir önceki yılda gerçekleşen üretici fiyat endeksindeki (ÜFE) artış oranını geçmemek koşuluyla artırılabilecek. Bu kural bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanacak.  

Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılmamışsa, kira bedeli, bir önceki kira yılının üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla hakim tarafından, kiralananın durumu gözönüne alınarak hakkaniyete göre belirlenecek.  

YABANCI PARAYLA YAPILAN SÖZLEşžMELER  

Kira bedeli yabancı bir para birimiyle belirlenmişse, 5 yıl geçmedikçe kira bedelinde değişiklik yapılamayacak. Bu süre geçtikten sonra kira bedelinin belirlenmesinde, yabancı paranın değerindeki değişiklikler de dikkate alınarak emsal kira bedellerine göre güncelleme yapılacak. Ancak sözleşmenin yapıldığı dönemde öngörülmeyen olağanüstü durumların ortaya çıktığı ve aşırı ifa güçlüğünün oluştuğu durumlarda, taraflar 5 yıllık süreyi beklemeden, hakimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteyebilecekler.  

EKONOMİK KRİZ DÖNEMLERİNDE KİRA BEDELİ  

Kira sözleşmesinin kurulmasından sonra, başlangıçta belirlenen kira bedeli, özellikle kanun gereği sözleşmenin süresinin uzatıldığı durumlarda, ekonomik koşullara bağlı olarak değiştirilebilecek. Böylece kiraya verenin, konut veya iş yerinin durumuna göre uygun bir kira bedeli elde etmesine olanak sağlanacak.  

Kiracıya, kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemeyecek. Özellikle kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmalar geçersiz olacak.  

EV SAHİBİNE, SÖZLEşžMEYİ TEK TARAFLI SONA ERDİRME HAKKI  

Konut ve iş yeri kiralarında kiracı, süre bitiminden en az 15 gün önce bildirimde bulunmadığı takdirde sözleşme aynı koşullarla 1 yıl uzatılmış sayılacak. Ancak kiraya veren, 10 yıllık uzama süresi sonunda, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az 3 ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilecek. Düzenlemeyle, kiraya verene, tazminat ödemekle yükümlü olmaksızın, sözleşmeyi tek taraflı sona erdirme hakkı tanınmış olacak.  

Eşž RIZASI ARANACAK  

Aile konutu olarak kullanılmak üzere kiralanan taşınmazlarda kiracı, eşinin açık rızası olmadıkça kira sözleşmesini feshedemeyecek. Bu rızanın alınması mümkün olmazsa veya eş haklı sebep olmaksızın rızasını vermekten kaçınırsa kiracı, hakimden bu konuda bir karar vermesini isteyebilecek.  

KİRA SÖZLEşžMESİNİ SONA ERDİRMEDE YENİ DÖNEM  

Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanunda, kiraya verenin, kendisinin, eşinin ve çocuklarının konut ve iş yeri ihtiyacı ileri sürülerek tahliye davası açabileceği öngörüldüğü halde, yasaya göre, 'kendisinin, eşinin, alt soyunun, üst soyunun ve kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin gereksinimi sebebiyle, kira sözleşmesinin dava yoluyla sona erdirebilmesine' olanak sağlanacak. Böylece, kiraya verenler, üst soyunun (örneğin, babasının veya büyük babasının) ve alt soyunun (torunlar) konut veya iş yeri gereksinimini ileri sürerek tahliye davası açabilecekler.  

Bugünkü düzenlemeye göre, 'Oğlum evlenecek. Kızım gelin olacak' şeklindeki gereksinimlerle tahliye davası açabilen ev sahipleri, bu yasadan sonra, 'Babam, dedem, torunum veya evlatlığım oturacak' gibi gerekçelerle de kira sözleşmelerini dava yoluyla sona erdirebilecekler.  

Mal sahibi, kiracının veya birlikte yaşadığı eşinin aynı ilçe veya belde belediye sınırları içinde oturmaya elverişli bir konutu bulunduğunu kira sözleşmesinin kurulduğu sırada bilmiyorsa, sözleşmenin bitiminden başlayarak 1 ay içinde sözleşmeyi dava yoluyla bitirebilecek.  

EV SAHİPLERİNE HAPİS CEZASI KALKIYOR  

Gereksinim ileri sürülerek boşaltılan konut ve iş yerlerinin, 3 yıl süreyle eski kiracıdan başkasına kiralanamayacağına ilişkin mevcut düzenleme yasada da korunmakla birlikte, 'yeniden kiralama yasağına' aykırı hareket eden kiraya verenler için öngörülen 6 aydan 1 yıla kadar hapis ve 3 yıllık kira bedeli tutarınca ağır para cezası kaldırılacak. Bunun yerine, kiraya veren, söz konusu yasağa aykırı davrandığı takdirde, eski kiracısına, son kira yılında ödemiş olduğu bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere tazminat ödemekle yükümlü olacak.

İşveren, çalışanların psikolojik ve cinsel tacize uğramalarını önlemekle yükümlü olacak.  

TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Türk Borçlar Kanunu"na göre, işi özenle yapacak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranacak olan işçi, işverene ait makineleri, araç ve gereçleri, teknik sistemleri, tesisleri ve taşıtları, usulüne uygun olarak kullanmak ve bunlarla birlikte işin görülmesi için kendisine teslim edilmiş olan malzemeye özen göstermekle yükümlü olacak.  

İşçi, üçüncü kişilerle ücret karşılığında anlaşmalar yaparak işverene karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal edemeyecek ve işvereniyle rekabete yol açacak iş ve işlemlerde bulunamayacak.  

İşžçİYE SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜÄžÜ  

Hizmet ilişkisinin devamı süresince iş gördüğü sırada öğrendiği üretim ve iş sırları gibi bilgileri, kendisi veya başkalarının yararına kullanamayacak olan işçi, hizmet ilişkisi sona erse bile işverenin haklı yararlarının korunması için gerekli olduğu ölçüde sır saklamakla yükümlü olacak.  

İşçi, üçüncü kişilerden işveren için aldığı şeyleri ve özellikle paraları derhal teslim edecek.  

İşveren, işin görülmesi ve işçilerin iş yerindeki davranışlarıyla ilgili genel düzenlemeler yapabilecek, onlara özel talimat verebilecek. İşçiler de bunlara dürüstlük kurallarının gerektirdiği ölçüde uyacak.  

işçi, işverene kusuruyla verdiği her türlü zarardan sorumlu olacak.  

İşveren, işçiye sözleşmede veya toplu iş sözleşmesinde belirlenen; sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde ise 'asgari ücretten az olmamak üzere emsal ücreti ödemekle' yükümlü olacak.  

İşveren, fazla çalışma için işçiye normal çalışma ücretini en az yüzde 50 fazlasıyla ödeyecek.  

Belli işlerde aracılık yapması halinde, işçiye aracılık ücreti  

ödenecek.  

İKRAMİYE HAKKI  

İşveren; bayram, yılbaşı ve doğum günü gibi belirli günler dolayısıyla işçilerine özel ikramiye verebilecek. Ancak, işçilerin ikramiyeyi isteme hakları, bu konuda anlaşmanın yahut çalışma şartının veya işverenin tek taraflı taahhüdünün olması halinde doğacak.  

Hizmet sözleşmesinin ikramiyenin verildiği dönemden önce sona ermesi halinde, işveren, ikramiyenin, işçinin çalıştığı süreye yansıyan bölümünü ödeyecek.  

ÜCRETLER, ÖZEL BANKA HESABINA YATIRILACAK  

Aksine bir adet olmadıkça, işçiye ücreti her ayın sonunda ödenecek. İş sahipleri, işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılacak banka hesaplarına yatıracak. Banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakın, brüt ya da kanuni kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye, çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkili olacak. Her ödeme döneminde işçiye hesap pusulası verilecek.  

İşveren, işçiden olan alacağı ile ücret borcunu, işçinin rızası olmadıkça takas edemeyecek.  

İşçinin kasten sebebiyet verdiği mahkeme kararıyla tespit edilen zararlarda, işveren, ücretin dörtte birini geçmemek koşuluyla haciz koydurabilecek.  

ARACIN VERGİLERİNİ DE ÖDEYECEK  

İşçinin, işverenle anlaşarak işin görülmesinde kendi motorlu aracını kullanması durumunda, işveren sadece motorlu aracın işletilmesinin ve bakımının gerektirdiği olağan giderlerden değil, aynı zamanda vergi, zorunlu mali sorumluluk sigortası primleri ve aracın yıpranması karşılığında uygun bir tazminatı da ödemekle yükümlü olacak.  

PSİKOLOJİK VE CİNSEL TACİZE ÖNLEM  

İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek, iş yerinde dürüstlük kurallarına uygun bir ortamı sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların da daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlü olacak.  

İşveren iş yerinde, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmakla; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlü tutulacak.  

İşverenin bu hükümler dahil, kanuna ve sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, bedensel bütünlüğünün zedelenmesi yahut kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabi olacak.  

İşçinin, işveren ile bir ev düzeni içinde birlikte yaşadığı durumlarda, işveren, işçinin beslenme ve barınma gereksinimlerini karşılayacak.  

İşžçİNİN BİLGİSAYARINDAKİ KİşžİSEL BİLGİLER  

Bilgisayar ortamında saklanabilen verilerin kullanılması konusunda işçinin korunması amacıyla sınırlama getiren yasaya göre, işveren, işçiye ait kişisel verileri, ancak işçinin işe yatkınlığıyla ilgili veya hizmet sözleşmesinin ifası için zorunlu olduğu ölçüde kullanabilecek.  

İşçi, kusuru olmaksızın hastalık veya kaza gibi sebeplerle iş göremezse, işveren, sosyal sigortalar yardımlarından yararlanamayan, bir yıla kadar çalışmış işçinin bakımını ve tedavisini, 2 hafta süreyle üstlenecek.  

İBRA SÖZLEşžMELERİ  

Hizmet sözleşmelerine, sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu, geçersiz olacak. İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması durumunda, ibra tarihi itibariyle sözleşmenin sona ermesinden başlayarak, en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şartı aranacak. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname, hükümsüz sayılacak.  

TATİL VE İZİNLER  

İşveren, işçiye her hafta, kural olarak pazar günü veya durum ve koşullar buna imkan vermiyorsa, bir tam çalışma günü izin verecek. Hizmet sözleşmesinin feshi halinde ise bildirim süresi içinde işçiye ücretinde bir kesinti yapmaksızın günde 2 saat iş arama izni verilecek.  

İşveren, en az bir yıl çalışmış olan işçilere, yılda en az 2 hafta, 18 yaşından küçük işçiler ile 50 yaşından büyük işçilere de en az 3 hafta ücretli yıllık izin verecek.  

Yıllık ücretli izinler, kural olarak aralıksız biçimde verilecek, ancak tarafların anlaşması durumunda izin süresi ikiye bölünebilecek.  

İşveren, işçiye, yıllık izin ücretini, peşin veya avans olarak verecek. İşçi, izin parasını alarak, yıllık izininden feragat edemeyecek. Hizmet sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi durumunda, işçinin kullanmadığı izinlerin ücreti, en son aldığı ücret üzerinden işçiye, işçinin ölmesi durumunda da hak sahiplerine ödenecek. Kullanılmayan yıllık izin ücretine ilişkin zaman aşımı da hizmet sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlayacak.  

İşçi, haklı sebep olmaksızın hizmet sözleşmesi feshedilirse, sözleşme süresince kazanabileceği miktarı, tazminat olarak isteyebilecek.  

İşçinin haklı sebep olmaksızın işe başlamadığı veya aniden işi bıraktığı hallerde işveren, aylık ücretin dörtte birine eşit bir tazminat isteme hakkına sahip olacak. İşveren, ayrıca ek zararlarının giderilmesini de isteyebilecek.  

İşveren, ölen işçinin eşine ve ergin olmayan çocuklarına, yoksa bakmakla yükümlü olduğu kişilere, ölüm gününden başlayarak 1 ay, hizmet ilişkisinin 5 yıldan uzun süre devam etmesi durumunda 2 aylık ücret tutarında ödeme yapacak.  

Rekabet yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlü olacak.  

EVDE HİZMET SÖZLEşžMESİ  

İşçi, işverenin verdiği işi, evinde kendisi veya aile bireyleriyle ücret karşılığı yapabilecek. İşçi, bir mağaza için, kendi evinde giysi dikip vermeyi, ürün paketlemeyi üstlenebilecek.  

İşverenin, ücret ve malzeme bedelini yazıyla bildirmediği durumlarda, bu işlerde uygulanan alışılmış ücret ve bedel geçerli olacak.  

İşçi, işveren tarafından sağlanan malzeme ve araçları özenle kullanacak, kalan malzeme ve araçları işverene teslim edecek.  

İşçinin ücreti, aralıksız olarak çalıştırılıyorsa, 15 günde bir ya da işçinin rızasıyla ayda bir, aralıklı olarak çalıştırıldığı takdirse ise ürünün tesliminde ödenecek.  

İşçiyi aralıksız şekilde çalıştıran işveren, işçinin kişiliğinden kaynaklanan sebeplerle ve kusuru olmaksızın çalışamadığı durumlarda da ücretini ödeyecek. Yani işçi, kusuru olmaksızın tutuklandığı ya da hastalandığı durumlarda da ücretini almaya devam edecek.  

YAYIM SÖZLEşžMESİ  

Yayım sözleşmesinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlı olacak.  

Baskı adedini belirlemede yayımcıya serbestlik tanıyan mevcut düzenleme yerine, taraflar, süreli yayım sözleşmesi yaparken, süreyi veya baskı adedini kararlaştırmak zorunda olacak.  

Eser sahibinin ölümünden sonra, mirasçıları eserde güncelleştirme yapabilecek. Yayımcı, eser sahibinin haleflerine güncelleştirme olanağı vermeden yeni bir basım yapamayacak ve eseri çoğaltamayacak.  

Evlenme simsarlığından doğan ücret için dava açılamayacak, takip yapılamayacak.  

Otopark işletmecileri, kendilerine bırakılan araçların zarara uğraması veya çalınmasından sorumlu olacak. Ancak, otopark işletenlerin sorumluluğu, kendilerine veya çalışanlarına bir kusur yüklenmedikçe, söz konusu araç için alınan günlük ücretin 10 katını aşamayacak.  

KEFİL OLMADA Eşž RIZASI  

Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacak. Kefil, sorumlu olduğu azami miktar ile kefalet tarihini, sözleşmede 'kendi el yazısıyla' belirtecek.  

Kefalet sözleşmesinde sonradan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmayacak.  

Kefil olmada eş rızası aranmasını düzenleyen yasaya göre, eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilecek.  

Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası aranmayacak.  

BORçLUYA BAşžVURMADIKçA KEFİLE TAKİBAT YOK  

Adi kefalette alacaklı, borçluya başvurmadıkça kefili takip edemeyecek. Ancak alacaklı, 'borçlu aleyhine yapılan takipte kesin aciz belgesi alınması, borçlunun Türkiye"de takibatının imkansız hale gelmesi, borçlunun iflasına karar verilmesi ve borçluya konkordato süresi verilmiş olması' hallerinde, doğrudan kefile başvurabilecek.  

Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehinini paraya çevirmeden kefili takip edebilecek. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması şartı aranacak.  

Birden çok kişi, aynı borca birlikte kefil oldukları takdirde, her biri kendi payı için adi kefil gibi, diğerlerinin payı için de kefile kefil gibi sorumlu olacak.  

Borçluyla birlikte veya kendi aralarında müteselsil kefil olarak yükümlülük altına giren kefillerden her biri, borcun tamamından sorumlu olacak.  

Kefil, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumlu olacak.  

Sözleşmede açıkça kararlaştırılmamışsa kefil, borçlunun sadece kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonraki borçlarından sorumlu olacak.  

Borçlunun iflası sebebiyle asıl borç daha önce muaccel olsa bile, kefile karşı, vadeden önce takibat yapılamayacak.  

KEFALET SÜRESİ  

Hangi sebeple olursa olsun, asıl borç sona erince, kefil borcundan kurtulacak.  

Bir kişi tarafından verilen her türlü kefalet, 10 yıl geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkacak.  

Kefalet, 10 yıldan fazla bir süre için verilmiş olsa bile, uzatılmış veya yeni bir kefalet verilmiş olmadıkça kefil, ancak 10 yıllık süre doluncaya kadar takip edilebilecek.  

KEFALETTEN DÖNME  

Gelecekte doğacak bir borca kefalette, borçlunun borcun doğumundan önceki mali durumu, kefalet sözleşmesinin yapılmasından sonra önemli ölçüde bozulmuşsa veya mali durumunun, kefalet sırasında kefilin iyiniyetle var saydığından çok daha kötü olduğu ortaya çıkmışsa; kefil, alacaklıya yazılı bir bildirimde bulunarak, borç doğmadığı sürece her zaman kefalet sözleşmesinden dönebilecek.  

UYGULANACAK SÖZLEşžMELER  

Kefaletin şekline, kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümler, gerçek kişilerce, kişisel güvence verilmesine ilişkin başka ad altında yapılan diğer sözleşmelere de uygulanacak. Böylece kefili koruyucu hükümler, kefalet sözleşmeleri dışındaki, 'üçüncü kişinin fiilini üstlenme, üçüncü kişi yararına sözleşme, iç üstlenme sözleşmesi, borca katılma, sözleşmeye katılma' gibi sözleşmeler için de geçerli olacak.  

1926 yılından bu yana yürürlükte olan Borçlar Kanununu uygulamadan kaldıran yasa, 1 Eylül 2012"den itibaren yürürlüğe girecek.  

TEşžEKKÜR ETTİLER  

Tasarının yasalaşmasının ardından kısa bir teşekkür konuşması yapan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 23. Dönem Parlamentosunun çok önemli bir tasarıya imza attığını söyledi. Ergin, hukuk mevzuatının en temel kanunlarından biri olan Türk Borçlar Kanunu"nu yeniden inşa ettiklerini ifade ederek, 1998"den bu yana bakanlıklarda başlayan çalışmaların, 12 yıllık bir süreçten sonra bugün sonlandırıldığını belirtti.  

Ergin, tasarının hazırlanmasında 120 ayrı kaynaktan görüş alındığını dile getirerek, akademisyenler, sivil toplum örgütleri ve üniversitelerin tasarının olgunlaşmasına büyük katkı sağladığını anlattı. Ergin, gruplara gösterdiği işbirliği için de teşekkür etti.  

Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ise 'milletin arzuladığı uzlaşma özleminin, TBMM"de gerçekleştiği mutlu zamanın içinde olduklarını' söyledi.  

İyimaya da tasarının yasalaşmasında emeği geçenlere teşekkür etti.

Yüce Divan tarafından verilen hükme karşı yeniden inceleme başvurusu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcıvekili, sanık, müdafi, katılan veya vekili tarafından yapılabilecek.  

TBMM"ye sunulan Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanun Tasarısına göre, mahkeme, esas inceleme sonunda, ihlal kararı verilmesi halinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilebilecek.  

İhlal bir mahkeme kararından veya idari işlemden kaynaklanmışsa, ihlale konu kararın veya idari işlemin iptaline karar verilecek. Kararın iptali kendiliğinden ihlali kaldırmazsa yargılamanın yeniden yapılmasına hükmedilecek.  

İhlal, bir kamu gücünün kanunen yapması gereken bir işlemi yapmamasından kaynaklanmışsa, Mahkeme, kararının hangi makam tarafından yerine getirileceğini ve özel durumlarda kararın yerine getiriliş şeklini belirleyebilecek.  

Başvurucunun temel bir hakkının ihlal edilmesi sonucunda uğranılan zararın giderilmesine de hükmedilebilecek.  

Bölümlerin esas hakkındaki kararları kesin olacak ve yasama, yürütme ve yargı organları ile gerçek ve tüzel kişileri bağlayacak.  

Komisyonlar arasındaki içtihat farklılıkları, bağlı oldukları Bölümler; Bölümler arasındaki içtihat farklılıkları ise Genel Kurul tarafından çözülecek.  

Bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığı saptanan başvurucuların yargılama giderlerini ödemesine hükmedilecek.  

SİYASİ PARTİ KAPATMA DAVALARI  

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından açılan dava üzerine Mahkeme, bir siyasi partinin Anayasanın 69. maddesinde sayılan eylemlerinden ötürü kapatılmasına veya dava konusu fiillerin ağırlığına göre devlet yardımından kısmen ya da tamamen yoksun bırakılmasına, toplantıya katılan üyelerin üçte iki oy çokluğuyla karar verebilecek.  

Başkan, başvurunun incelenmesi için raportör görevlendirecek. Raportör ilk inceleme raporunu hazırlayarak Başkanlığa sunacak. Yapılacak ilk inceleme sonrasında iddianamenin kabulüne karar verilmesi halinde, iddianame ve ekleri ilgili siyasi partiye gönderilerek usul ve esasa ilişkin savunmaları alınacak. Davalı partinin yazılı savunma vermesi halinde, bu savunma Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilecek. Ayrıca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından sonra kapatılması istenen siyasi partinin genel başkanlığının veya tayin edeceği bir vekilin sözlü savunması dinlenecek. Hakkında siyasi yasaklılık istenenler iddialarla ilgili savunmalarını yazılı olarak sunabilecek.  

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, parti aleyhine ihtar kararı verilmesi talebiyle Mahkemeye başvurabilecek.  

Mahkemece verilecek süre içinde siyasi partinin savunması alındıktan sonra, bu hükümlere aykırılık tespit edilirse aykırılığın giderilmesi için ilgili siyasi parti hakkında ihtar kararı verilecek.  

Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine ilişkin TBMM kararlarına karşı