Kiralarda fesholunmamış sözleşme geçerliliğini korur!
Ceza kanunumuzda mesken dokunulmazlığı maddesi vardır. Meskene istenmeyen kişiler alınmaz, girerse suç olur. Yeni kanunda bu husus genişletildi
Eylül 2011'de bir kişi ile sözlü ortaklık kurup bir işyeri devraldık. Yaptığımız kira sözleşmesinde ben kiracıyım, ortağım kefil. Ancak yeni döneme girmeden ortağım işin iyi gitmeyeceğini söyleyerek gidip kiralayan ile bir üçüncü şahsa kira sözleşmesi yaptırmış ve beni işyerine sokmuyorlar. Bunlara karşı haklarım nelerdir • M.T.
Sizin ortağınız da iyi ortakmış, gözlerim yaşardı! Üstelik aranızda ortaklıkla ilgili bir sözleşme yok, kira sözleşmesinde ortağınızın adı yok, bunlar yokken size bu oyunu oynuyor, bir de ortak olarak adı geçse kim bilir neler yapacak Ancak bu durumda dahi orada kiracı sizsiniz: Bir kira sözleşmesi varken ve bu sözleşme fesh olunmamışken ikinci birine aynı yer kiraya verilemez. Sizin sözleşme fesholunmamış, o halde oradaki kiracı sizsiniz. Şimdi bir adım daha ileri gideyim. Eskiden ceza kanunumuzda mesken dokunulmazlığı maddesi vardı. Meskeninize istemediğiniz kişileri sokmazdınız, girerse suç olurdu. Yeni kanunda bu husus genişletildi. Artık sadece meskene değil işyerine de izinsiz girmek mümkün değil. Sizin işyeriniz de Türk Ceza Kanunu’nun 116. maddesinde belirlenen işyerlerinden ise orada bir de hapis cezasını gerektiren suç var demektir. Üstelik kefilin kira sözleşmesini fesih hakkı da yoktur. Bu hak size aittir.
Dolayısı ile işyerinde kiracı halen sizsiniz. Kiracılıktan kaynaklanan her türlü hakkınız kullanabilir, yeni gelen birinin işgaline son verilmesi için mahkemeye gitmeden kaymakamlıktan, bu kişinin tahliyesini talep etme hakkına sahip olursunuz. Buradan bir sonuç çıkmazsa mahkemeye başvurma imkanınız var. Üstelik bu işlemlerden doğan zararınızı da talep edebilirsiniz.
İşlemler geçersiz
Babam hacir altında malvarlığını ben idare ediyorum. Ancak babama bir banka kredi kartı vermiş o da bunu kullanmış. Şimdi para da ödenemiyor. Bu durumda ben ne yapayım • B.S.
Siz bana hukuki durumu mu soruyorsunuz yoksa fiilen ne yapmalıyım mı diye soruyorsunuz ayıramadım ama ben ikisine göre de yanıt vereceğim. Önce hukuki durum: Hacir altında bulunan biri borçlanamaz. Borçlandırıcı muamele yapamaz. Dolayısı ile bankadan kredi kartı alamaz. Aldığı hallerde de ortaya çıkan borç ödenecek bir borç değildir. Çünkü yapılan muamele batıldır. Bir ihtimal yapılan muamele hacir altındaki kişinin menfaatine dahi olsa bunu vasinin yeniden yapması gerekir, işlem ancak bundan sonra geçerlik kazanır.
Dolayısı ile babanızın banka ile yaptığı işlem geçersizdir. Bu işin hukuki cephesi. Peki fiilen ne yapılabilir. Elbette birincisi babanızın hacir altında olduğunu ileri sürerek kredi kartı sözleşmesi yapamayacağını, yapılan sözleşmenin geçersizliğini bildirebilirsiniz. Peki bunların dışında ne yapabilirsiniz
Kendi kendinize “Babamın borcudur, bari ben ödeyeyim” deyip kredi kartı sözleşmesi geçerli gibi kabul edip borçları kapatıp arkasından kartı iptal ettirebilirsiniz. Tabii ki son söylediğim biraz hissi. Tercih sizin.
Tamer Heper/Posta