21 / 12 / 2024

Konaklar ve taş evler lüks otellere dönüşüyor!

Konaklar ve taş evler lüks otellere dönüşüyor!

Anadolu'nun konak ve kervansarayları, Kapadokya'nın mağaraları, Mardin'in taş evleri birer birer beş yıldızlı otellere ya da lüks butik merkezlere dönüştürülüyor



Anadolu'nun konak ve kervansarayları, Kapadokya'nın mağaraları, Mardin'in taş evleri birer birer beş yıldızlı otellere ya da lüks butik merkezlere dönüştürülüyor. 1 milyon yerli ve yabancı turist bu mekanlara hücum ederken, yatırımcılar da satılık konak ve kervansaray peşinde...

Nostaljik Türk  filmlerinden hatırladığımız bir kavram 'konakzade'... O zamanlar konaklarda yaşayan zenginler için kullanılan ve lüksü çağrıştıran bir kavramdı. Oysa bugün konakta kalmak için ne konakzade ne de zengin olmaya ihtiyaç var. Bir zamanların popüler dizisi 'Aşmalı Konak' ile birlikte başlayan 'konak turizmi' trendi, hem İstanbul hem de Anadolu'da yaygınlaşıyor. Yıkılmaya terk edilmiş dede yadigarı tarihi konaklar da teker teker restore edilip turizme kazandırılıyor. Buram buram tarih ve kültür kokan bir mekanda konaklamak isteyenlerin seçenekleri konaklarla da sınırlı değil üstelik. Yolcuların konaklaması, karnını doyurması ve hayvanlarını dinlendirmesi için yapılan kervansaraylar, Kapadokya'daki mağaralar, Mardin ve çevresindeki taş evler de lüks butik ya da beş yıldızlı otellere dönüştürülüyor.

RESTORASYONA DİKKAT

Konak turizmi deyince akla hemen Safranbolu, Beypazarı, Kapadokya, Mudanya ve Amasya geliyor. Bu listeye son yıllarda Göynük, Kastamonu, Mudurnu, çorum, çeşme, Divriği ve Mardin de katılmış durumda. Bu konaklar, bölgelerine has mimarileri, restoran mönülerinde sundukları yerel tatları ve yaşattıkları özel deneyimlerle yerli ve yabancı konukların gözdesi olmayı sürdürüyor.

Konaklar yatırımcıların da adresi olmaya başlamış. Halen konak satın almak için sıra bekleyen birçok yerli ve yabancı yatırımcı grubu var. Konak fiyatları 20-25 bin TL'den başlıyor. Mimari ve tarihi özellikler ile oda sayısına göre fiyatlar 150-200 bin TL'ye kadar yükselebiliyor.

Ancak hemen ekleyelim, bu konakları satın almakla iş bitmiyor. Yetkililer, özellikle restorasyon aşamasında çok dikkatli ve titiz davranılması gerektiği konusunda yatırımcıları uyarıyor. çoğu tescilli eser olan bu yapıların Anıtlar Kurulu'ndan onaylı projelere sahip olması şart. Restorasyonun ise mutlaka işinin ehli ekiplere ve ustaların ellerine teslim edilmesi gerekiyor. Yapıyı turizm fonksiyonuna uyarlamak için yapılacak proje değişikliklerinin en az ama mutlaka gerekli düzeyde tutulması, tefriş ve dekorasyonun da yapının tarihi özü ve ruhuyla uyum içinde olması gerekiyor.

Tabii konakların illa ki 'naftalin kokulu eskilik' sergilemek zorunda olmadığını belirtmek gerekiyor. Günümüz modern zevkinden esintiler de konaklara taşınıyor.

KONAK TURİZMİNİN YILDIZLARI

Konaklarıyla son yıllarda atağa geçen illerimizden biri Kastamonu... Bölgede turizme kazandırılan konak sayısı 5'i, toplam yatak kapasitesi ise 120'yi aşmış.

Yılda ortalama 15 bin kişi Kastamonu'daki konaklarda konaklamayı tercih ediyor. Özellikle yurtdışından kültür ve doğa turizmi için çok sayıda turistin geldiği belirtiliyor. Yabancı turistler arasında ABD, Almanya, Fransa, Hollanda ve Yunanistan'dan gelenler başı çekiyor. Kastamonu'daki konaklarda konaklama bedeli ise 90 ile 150 TL arasında değişiyor.

Batı Karadeniz'de konak turizmi deyince akla gelen bölgelerden biri de Mudurnu. İlçede bu şekilde faaliyetini sürdüren 5 konak bulunuyor. Bu konaklar için bölgeye gelenlerin sayısı ise yılda 10 bini geçiyor. Ankara-İstanbul arasındaki yolculuklarda bu deneyimi yaşamak isteyenler de gecelik konaklamalarında bu konakları tercih ediyor.

Mudurnu'da konakların gecelik ücreti yarım pansiyon 45-75 TL arasında değişiyor. İlçeye günübirlik gelenler de bu konaklardaki yöresel lokantalarda Mudurnu'ya has lezzetleri tadıyor. Oğmaç çorbası, geleneksel tavuk haşlama, kaşıksapı, Mudurnu baklavası, kabaklı gözleme, kaş kebap ve Korava şerbeti Mudurnu konaklarında mutlaka tatmanız gereken lezzetler arasında.

Konak turizmini çok önceden keşfetmiş bölgelerden biri Amasya. Amasya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nden Habib Yıldırım, ilde 13 tarihi konağın turizm faaliyetini sürdürdüğünü söylüyor. Bunun yanı sıra restoran hizmeti veren tarihi konakların bulunduğunu da ekliyor. Yıldırım, özellikle Hatuniye Mahallesi'nde konak sahiplerinin pansiyonculuğa ve butik otel işletmeciliğine eğilimlerinin arttığını, bölgeye yeni konakların   da kazandırıldığını   söylüyor. Bunun için bakanlık, valilik ve belediye tescilli konutlara proje ve proje uygulama teşvikleri veriyor. Habib Yıldırım, Avrupa Birliği ve Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı'nın (OKA) da benzer desteklerinin bulunduğunu hatırlatıyor.

Konak turizmi bölgenin turist sayısına da olumlu yansımış belli ki. 2009'da bölgeyi 11 bini yabancı olmak üzere 200 bini aşkın kişi ziyaret etmiş. Bu yılın ilk 9 ayında ise bu rakam 250 bine yaklaşmış. Ziyaretçilerden 11 bini konakları tercih etmiş. Amasya'daki konakların gecelik maliyeti ise kişi başına 60-90 TL arasında değişiyor. Son 5-6 yıldır konak turizminde kalkı ¬nan beldelerimizden biri de Safranbolu.

Osmanlı ahşap mimarisinin en güzel örneklerinin sergilendiği Safranbolu'da en az 150 yıllık tarihi konaklar restore edilip ya restoran ya da otel olarak turizme kazandırılıyor.

Safranbolu'da konak işleten Nurettin Ünal, başta Japonlar olmak üzere Uzakdoğulu konukların Safranbolu'ya yoğun ilgi gösterdiklerini belirtiyor. Bu turistler, konaklarda ortalama 2 gün kahyorlarmış. Ünal, önümüzdeki beş yıl içinde tüm konakların turizme kazandırılacağı görüşünde. Konak fiyatlarındaki artış da Ünal'ın bu görüşünü doğrular nitelikte. 90'lı yıllarda ortalama 2-3 bin liraya satılan konakların bugün en küçüğü bile 200 bin TL'den alıcı buluyor. Ancak hemen ekleyelim, Safranbolu'daki konakları restore ettirtmek için satın almaktan daha yüksek bedelleri gözden çıkarmanız gerekebiliyor. çünkü 10-12 odalı bir tarihi konağın restorasyon maliyeti 300-400 bin lirayı buluyor.

5 YILDIZLI OTEL LÜKSÜ

Tatillerini farklı bir atmosferde geçirmek isteyenlere sunulan bir diğer alternatif de kervansaraylar. Kervansaray turizminde başı çeken iller Edirne, Kuşadası, Safranbolu, Kastamonu ve Diyarbakır. Bu şehirlerdeki kervansaray ve hanlarda konaklamanın bedeli 90 liradan başlayıp 200 liraya kadar yükseliyor.

Türkiye'nin diğer bölgelerindeki kervansaraylar da belli bir restorasyon süreci sonunda turizme kazandırılmaya başlamış. Önceden içlerinde sadece dinlenme ve yemek yeri bulunan bu mekanların restorasyon sürecinde, hem mekanın tarihi ve kültürel izleri korunuyor hem de 5 yıldızlı bir otelde bulunması gereken her türlü detaya yer veriliyor. Ancak bu restorasyon süreci sanıldığı kadar olay değil. Yaklaşık 2 yıl süren bu yenileme çalışmaları için ortalama 5 milyon liralık yatırım yapılması gerekiyor.

KAPADOKYA'NIN MAĞARA OTELLERİ

Kapadokya'da ise lüks otellerden çok kayaların içine oyulmuş, mağara şeklindeki ev, pansiyon ve butik oteller rağbet görüyor. Modern ve bol yıldızlı oteller yerine bu tür otellerde konaklamayı tercih eden turistlerin, oldukça otantik bulduğu, tüf kayaların içine oyularak yapılmış konaklama merkezlerinin gecelik bedeli ise 100 dolardan başlayıp 500 dolara kadar çıkıyor.

Bazıları peribacalarından   dönüştürülmüş, bazıları ise geçmişte erzak deposu, ahır ya da samanlık olarak kullanılan veya manastırların   içinde ibadet merkezleri olarak kullanılmış kayadan oyma mağara ev, otel ve pansiyonlar, bölgede en çok Göreme, Ürgüp ve Uçhisar'da bulunuyor. Aynı şekilde bölgedeki taş ev ve konaklar da turizme kazandırılıyor. Sadece Ürgüp'e bağlı Mustafapaşa beldesinde bu şekilde 25 yeni taş ev ve konak turizme kazandırılmak amacıyla restore edilmiş. Daha önce projesi tamamlanan 300'ü aşkın taş ve mağara otel de butik otel ve turistik restoran olarak faaliyetini sürdürüyor.

Kapadokya Turistik işletmeciler Derneği Başkanı Ahmet Tok, bölgelerine yılda ortalama 2 milyon turist geldiğini ve dört-beş yıldızlı otellerin bu talep karşısında yetersiz kaldığını söylüyor. Bu konuda turizmin imdadına bu tür konaklama tesisleri yetişiyor.

Mağara otellerin özellikle yabancı turistler tarafından tercih edildiğini söyleyen Tok, talebin yüksekliği karşısında yatırımcıların da bölgeye ilgisinin arttığından bahsediyor. Tok, yerli yatırımcıların yanı sıra yabancıların da konak satın almak için sırada olduklarını söylüyor. Bu tarihi mekanları satın almak isteyenlerin başında Fransız ve İspanyollar geliyor...
Para - Turizm


Geri Dön