Sektörel

Konut alıcıları düşük faiz fırsatını kaçırmadı!

Konut sektörü için düzenlenen kampanyalar etkisini gösterdi. 15 Mayıs-30 Haziran arasında düzenlenen kampanyalarla konut satışları 2018 Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 22.4 artış kaydetti.

Habertürk Gazetesi yazarlarından Abdurrahman Yıldırım bugünkü köşesinde konut satış verilerini değerlendirdi. İşte, o yazı..

TL kredi faizleri yüzde 24,  ihtiyaç kredisi faizi de yüzde 24. Faizler arasında tek düşük olanı konut kredi faizleri. Söz konusu edeceğimiz dönem haziran. Bu aydaki faiz oranı da yüzde 12.  Başta kamu bankaları olmak üzere bir kısım da özel bankalar bu kredi türünde faizi düşürdü, konut satıcıları da bir araya gelerek kampanyalı fiyat uyguladılar. Yani fiyat düşürdüler. Sonuçlar dün açıklandı. Konut satışlarının baş aşağı gittiği bir dönemde nisan satışları yüzde 10 azalırken, haziran konut satışları yüzde 22 arttı.

Mayıs ayını baz almıyorum çünkü indirimli kredi faizi ve indirimli fiyat uygulaması mayıs ortası gibi başladı.

Asıl artış da kredili konut satışlarında. En çok düşüş de zaten kredili konut satışlarında ve yüzde 30 düzeyindeydi.  Yani kredi kullanarak konut satın alma nisan ayında yüzde 30.4 azalırken haziran ayında yüzde 35.2 artışa döndü. Bir kere baştan belirtelim ki, baş döndürücü bir artış. Nedeni de fiyat ve faiz dopingi.

Faiz oranları bütün çeşitleriyle yükselişte. Mayıs ayında daha sert yükseliyordu.  Ancak hükümetin yönlendirmesiyle sadece konut kredilerinde küçük oranlı bir düşüş yaşandı. Faiz, konut alımı cazip hale gelsin diye aylık yüzde 1’in altına düşürüldü. Mayıs ayı için de bankaların verdiği kredilerin ortalama faizi yüzde 11.98’e indi.

Yine bu faiz oranı aynı bankaların uyguladıkları mevduat faizlerinden çok daha yüksekti. Üstelik konut kredilerinin vadesi ortalama 7.5 yıl, mevduatın ki ise 3 ay. Konut kredisinin bir avantajı da faizinin müşteri aleyhine değiştirilemiyor olmasında. Yani banka konut kredisi kullanıldıktan sonra faiziyle ancak düşüş yönünde oynayabilir, artıramaz. 

Bütün bu avantajlarından dolayı konut alıcıları bu fırsatı kaçırmadı ve iyi de kullandı. Bankalar da kredi vermiş gibi yapmadı, gerçekte de verdi. Çünkü geçen yılın haziran ayında 36 bin kişi kredili konut alırken bu yıl 48 bin kişiye çıktı ve yüzde 35 arttı.

Düşük faizli kredinin maliyetini herhalde ağırlıklı biçimde kamu bankaları üstlenecek. Ya sermayeden ya da görev zararı oluşmuşsa bunu kamu kesiminden tahsil edecekler. İşin bir yanı bu.

KONUTTA TIKANIKLIĞI AŞMANIN YOLU

Ancak ikinci yanı var ki, bence daha önemli o da durgunluk içindeki konut sektörünün canlandırılması için başvurulacak yolu açıyor.  Bir kere potansiyel konut alıcıları şartlar ne olursa olsun demek ki, fiyata duyarlı.  

Çünkü mayıs ve haziran konut satın almak için en kötü zamandı. Seçim vardı. Devalüasyon yaşandı. Devalüasyonu durdurmak için faizleri yükselttik. Zaten konut fiyatları düşüyordu. Fiyatın düşmesi yatırım amacıyla alım yapacakları zaten caydırır. Daha ne olsun.

İşte alıcılar böyle bir durumda konut fiyatlarında yüzde 20 indirim ve kredi faizlerinde yaklaşık o kadarlık düşüşe kayıtsız kalamadı, aldılar.