Sektörel

Konut alırken nelere bakılması gerekir?

Mimarlık bir estetik meselesi şüphesiz. Evin hanımını fetheden mutfak, ailenin prestijini yansıtan salon, binanın cephesini dolaşan balkonlar gibi pek çok özellik bir evi satın alırken etkilendiğimiz unsurlar arasında.

Mimarlık bir estetik meselesi şüphesiz. Evin hanımını fetheden mutfak, ailenin prestijini yansıtan salon, binanın cephesini dolaşan balkonlar gibi pek çok özellik bir evi satın alırken etkilendiğimiz unsurlar arasında.  Son dönem yapılan markalı konutların satış pazarlama taktiklerinde de bol bol gördüğümüz gibi artık farklı mimari dilleri olan evler, bol yeşil ile sunuluyor. Ancak unutulmaması gereken bir detay var ki o da ne kadar güzel bir ev olursa olsun şayet sağlıklı bir yapı içinde değilseniz maalesef doğru bir yatırım yapmış olmuyorsunuz. Binanın sağlığı deprem güvenliği ile başlıyor ama güvenli bina olmakla iş bitmiyor. Isı, ses, su, yalıtımları gibi ömrü uzatan, yangın gerekleri gibi güvenliği sağlayan yalıtımlar doğru yapılmadığı sürece evlerinizi deprem yıkmasa bile “su” çürütüyor, ısıtma-soğutma giderlerine ödenen bedeller ve dolaylı olarak fırlayan aidatlar ile hem cebinize hem atmosfere zarar veriliyor, şahane salonunuzda yan dairenin televizyon sesini dinlemeye mahkûm ediliyorsunuz!


İÇERİK DÖKÜLÜYOR 

Bu yüzden konut satın alırken sadece ambalaja bakmayın, su, ses, ısı yalıtımı, yangın denetimi gibi kaygılarınızı sorun, danışmanlık alın ve deprem dayanımı konularında kayalık zemin efsanesinden artık kurtulun. Çok estetik ama teknik gereklilikleri önemsenmemiş konutlar sadece ambalajı şahane hediye kutusu gibi. Çok güzel ama sağlığını yitirmiş bir insanın ömrü boyunca yaşayacağı sıkıntıları yaşıyor bu binalar. Banyosu akıyor, zeminden çürüyor, paralar atmosfere saçılıyor. İşin kötü tarafı konforda sağlanamıyor. Onca parayı verdiğiniz şahane villanızda hâlâ üşüyor veya bir türlü serinleyemiyorsunuz. Oysa ne kadar güzel dolap kapakları, projeye özel üretilmiş banyo seramikleri vardı! Henüz ömrünü bir yıl doldurmamış markalı konutlarda yeşil çatılara, pencerelerdeki denizliklere bir bakın. Cephelerde düşen sıvalar, cam kenarlarından akan yağmur suyunun sakala benzer izleri ile binalar kullanılmadan eskiyor. Ambalaj da kurtarmıyor.


KİM DENETLİYOR!

Konut alırken temeldeki, çatıdaki, banyodaki su yalıtımını kontrol etme şansınız yok. Yangın merpeninin basınçlandırılması veya yangın kompartımanının kaç dakika dayanım sağladığını kontrol etme şansınız da yok.



YAPI DENETİMİ ‘DEMİR VE BETONDAN’ İBARET DEĞİL

Yapı temelinde kaliteli su yalıtımı yapılması neredeyse inşaat firmasının insafına kalmış. Çünkü yönetmeliklerde zorunluluk geçmiyor. Mesleki yeterliliğe sahip usta ise başlı başına bir sorun. BİTÜDER, İZODER ve XPSDER’in yönetim kurullarında yer alan Eryap AS’nin CEO’su ve XPS Isı Yalıtımı Sanayicileri Dermeği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, su yalıtımı konusunda sektördeki ürünlerin yüzde altmışının merpen altı üretim olduğuna dikkat ekiyor. Eruslu, “Yapı denetimi sadece beton kalitesi ve içindeki demiri saymaktan ibaret değil. 4-5 santim kullanılan ısı yalıtımlarını 8-10 santime çıkararak maliyeti yüzde 20 artırsak da birim metrekare alanın ısıtma yüküne düşen enerji tüketimini % 50 aşağıya çekebiliyoruz” diyor.



Mimar Esin Tümer / Habertürk