Konut fiyatlarında KDV artışı olmadan önce ev alınmalı!
Antalya İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Deniz Karataş ile inşaat sektörünün sorunları üzerine bir söyleşi gerçekleştirildi. Karataş, müteahhitlik sektörünün kabuğuna sığamadığını ve kanuni düzenlemelere ihtiyaç olduğunu belirtti.
Antalya İnşaat Müteahhitleri Derneği'ne zaman kuruldu? Kuruluş amacı nedir?
Antalya İnşaat Müteahhitleri Derneği 1976 yılında kuruldu. 39 yıllık bir geçmişimiz var. Kuruluş amacımız ise; kayıtlı üyelerin müteahhitlikle ilgili minimum hareketlerini organize etmek, müteahhitlik yapan kişilerin mevcut kanun nizamname hükümlerine uymalarını sağlamak, demek üyelerinin müteahhitlikle ilgili menfaatlerini kanunlar çerçevesinde korumak ve devamını sağlamak, inşaat müteahhitliği yapan demek üyeleri arasında birlik ve beraberliği, dayanışmayı sağlamak ve usulsüz olarak tahakkuk eden minimum haksızlıkların oltadan kaldırılması ve üyelerin haklan için gereken kanuni işleme başvurulmasını sağlamak, istikrar ve itibar sağlayıcı konularda disiplin kumlu raporu doğrultusunda girişimlerde bulunmak ve ayrıca gayrimenkul ve menkul alır satar, almış olduğu gayrimenkul ve menkuller üzerine bina yapar, satar. Kısacası Müteahhitlerin çatısıdır.
Derneğinizin kaç üyesi var? Üyelerinizden destek alabiliyor musunuz?
3 bin üye ile Antalya'mızı imar ve inşa ediyoruz. Türkiye genelinde federasyona 90 bine, konfederasyona da bağlanmak suretiyle 200 bine ulaştı. Antalya da SGK'ya bağlı 4 bin işçinin bine yakınının istihdamını sağlayan ve SGK primlerini tam ödeyen bir sektör olmanın yanı sıra, yaşadığımız şehre yön veren şehircilik anlayışımızla Antalya'ya katla koymaya, hatalardan ders çıkararak geleceğimizi planlamaktaki özverimizi kurumumuza kayıtlı müteahhit meslektaşlarımız iyi bilmektedir.
Müteahhitlik hizmet yasası ve Antalya'da ki yapı stoğu hakkında bilgi verir misiniz?
Benim meslektaşlarıma hep söylediğim adımız 3194 soyadımız 4708. Ancak kanunlar birbiriyle çelişiyor, darda kalıyoruz. Örneğin; yapı denetim bedellerinin yüzde 99.9'unu müteahhit ödüyor, ama gider olarak gösteremiyor. Bizi işin en başmdan beri denetleyen, sorumluluğu alan kanun 4708 sayılı kanundur. Yani yapı denetim, ama iskanı veren 3194 kanunudur. Yani belediye; 5627 sayılı kanun, yani enerji verimliliği yasası binayı 2 Mayıs 2017 ye kadar binanı mantola yoksa satamazsın, alamazsın ya da kiraya veremezsin, üstüne de vergiyi fazladan koyacağım diyor. 6306 sayılı yasa ise binan 6.5 şiddetindeki depreme dayanıksız hale geldi yık, yıkmazsan satamazsın, alamazsın, tapuya şerhi koydum, yık diyor.
'4708 sayılı yasa milattır'
Müteahhitlik sektörü kabuğuna sığamıyor, kanuni düzenlemelere ihtiyaç var, bu kesim lobiler hem oda olmamıza, hem de müteahhitlik hizmet yasasının çıkartılmasına engel oluyor. Maalesef Türk Ticaret Kanunu'nda müteahhitliğin tanımı yok Gerçekte var olan ancak, yasada tanımı olmayan bu sektör konumundayız. Sektörün tanımı, giriş-çıkış kriterleri, tecrübe, mesleki çerçeve, finans yeterliliği, mesleğin disiplinize edilmesi, eğitim durumu vb. hususları içeren müteahhitlik hizmet yasasının acilen çıkartılması kaçınılmazdır. Yıllık 75 milyon ton çimento üreten ve tüketen bir sektörüz. Bu oran 27 AB ülkesinin toplamından fazla. AB ülkeleri yaklaşık 20 trilyon avı o barındıran bir birlik, ama bizim nüfusumuz onların yedide biri, ekonomimiz ise yirmide biridir. Bu hıza radar dayanmaz. Dolayısıyla önümüzdeki süreç sürdüriilebilir olmayabilir. O halde kaliteli üretimlere yönelmemiz kaçınılmazdır. Kentsel dönüşüm ile ülke geneünde 20 milyon yapı stoğunun 7, Antalya'da ise 130 binden 80 bininin ya güçlendirilmesi, ya da yıkılarak yapılması gerekmektedir. Valilik incelemesi sonucu kamu binalarında 3'de 2'lik yıkım yapıldı. İnisiyatif ne ustada, ne de müteahhitte olamaz. 4708 sayılı yasa milattır, ancak Antalya'da hiç bu konuyla ilgili kazma vurulmamıştir. Konunun hem kamuoyunca, hem de müteahhit meslektaşlarımca anlaşılması için toplantılar yapıyoruz.
İnşaat işçilerinin durumu nedir?
Geçtiğimiz yıl otelde yaptığımız organizasyonda bin 500 katılımcıya ulaştık Bu iş İstanbul Bağdat Caddesi'nde devlet desteksiz oluyor, ama burada olmuyor. Duvar, sıva, tuğla, çevre düzenlemesi gibi kalemlerde fatura bulamıyoruz, çünkü işçileri kahvehanelerden topluyoruz. Biz onları çalışmaya zorlamasak, toplum barışı bile bozulacak. Kapkaç olacak, huzur kaçacak. Vasıfsız işçi çalıştırmak zorunda kalıyoruz, ama maliye yakamıza yapışıyor, göster faturanı diyor. SGK denetimleri arttırdı, ama baş edemiyor. Farklı uzmanlıktaki müfettişler de denetim için devreye sokuldu. Buna itirazımız yok, ancak denetim birimleri aynı anda gelmiyor. Yangınla ilgili bilim kontrolü yapıyor. Eksikten dolayı inşaatı 15 gün kapatıyor. 15 gün sonra binaya düşme güvenliği ile ilgili müfettiş geliyor. Bir de sahte iş güvenliği müfettişleri var. Sahte kimliklerle yalandan teftiş yapıp, menfaat isteklerini dile getiriyorlar. Çoğu zaman da başarılı oluyorlar. Biz inşaatın geçici mühürlendiğine üzülmüyoruz. Olan yevmiyesini alamayan işçiye oluyor.
'9 bin işçi sertifikalandırıldı'
2016 yılının sonuna kadar sektörümüzde çalışan işçilerin sertifikalanması gerekiyor. Bu iş için 2011 yılında kurulan mesleki yeterlilik kurumu, üç yıl içinde tüm Türkiye'de 22 bin, inşaat sektöründe ise 9 bin işçiyi eğitip, sertifıkalandırdı. Ancak çalışan sayısı yaklaşık bir milyon, kalan süre ise bir yıldır. Nasıl yetişecek? Çalışma Bakanlığı 'bu işi bitirelim' diyor. SGK müfettişleri ceza yazıyor. Yeterliliğinin olmadığını düşündüğüm bh- kurumun belgelerini tek taraflı her zaman iptal ederim, yetkim var" diyor. Kanun havada kalmış. Biz kanunun dışına çıkamayız.
Ulaştırma Bakanlığı'nın Antalya için hazırladığı projeleri önceden gördünüz mü?
Evet, gördüm Bu projelere şahsen ben itiraz edemem Antalya'yı kara, hava ve deniz yönüyle geliştirecek projelerdir. Tabi bu imalatların tamamı yüzde 100'ü müteahhitlik sektörünün, yani bizim işimizdir. Tabi kendim veya yönetim kurulu adına değil, ancak temsil ettiğim sektör üyelerimizin derenin taşı ve kuşu ilişkisine önem verdiğinin göz önüne alınmasını, bu işlerin ihalelerine girip yarışacaklarını da benden dile getirmemi istediler.
İnşaat sektörüne güven arttı diyebilir miyiz?
İnşaat sektörü, Türkiye genelindeki üretim sektörlerine yüzde 3 fark attı. Demek ki, sektör olarak kendimizi geliştirip, vatandaşlara doğru hizmetler vermişiz. Çağdaş yaşanılabilir sağlam konutların projelerine, imalatlarına ve üretimine imza atmışız. Dolayısıyla tüketicinin güveni aitmiş. Bu da yapılan işlerin doğruluğunu ifade etmektedir. İnşaat sektörü yaklaşık 300 meslek kuruluşunun lokomotifi olup, işçilerin SGK primlerini tam ve net ödeyen bir sektördür. Öte yandan inşaat sektörümüz, istihdam barındırarak, kesintisiz iş imkanı sağlamaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)'in velileri incelendiğinde, inşaat sektörünün güven verdiğini görmekteyiz. 2015 yılının Haziran ayında çıkan oranlar incelendiğinde, inşaat sektörünün ilerlediğini görmekteyiz. İnşaata güven artarken, hizmet sektöründe ise güven endeksinde yüzde 1,4 azalma görüyoruz. Müteahhitlik vatandaşlara hizmet eden bir sektörüdür. Hizmet sektörünün içinde üretimde var olduğu için inşaat konusunda her ne kadar Türkiye'de artış varsa da hizmet sektörüne güven yaklaşık yüzde 1,5 azalmış durumda.
Yabancılara mülk satışı hakkında neler söylemek istersiniz?
Yabancılara mülk satışında engel olduğunu düşündüğüm mütekabiliyet (karşılıklılık) koşulu aranmadan gayrimenkul satışının yapılmasını destekliyoruz. Döviz girdisi memnun edicidir. Yabancıya daire satışı kalıcı turizmdir. Hassas olan bu narin sektörü, diken üstünden kurtarmak, olabilecek en küçük bir kaos ortamından çok çabuk ve şiddetli etkilenmemesini sağlamaktır. Yüz binlerce turistin ve on binlerce otelin devre dışı kalması durumunda, 12 aya yayamadığınız turizm sektörünün bitmemesi için, yabancıya özellikle daire satışı şarttır.
Kentsel Dönüşüm ile ilgili Antalya'daki çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kent merkezini bir an önce daha yaşanılabilir bir hale getirmek için harekete geçilmesi gerekir, ama bu konuda siyaset üstü davranmamız gerekiyor. Son dönemde adı sık sık kentsel dönüşümle anılan Antalya'nın bu konuda elini çabuk tutması gerekir. Antalya'nın acilen kentsel dönüşüme ihtiyacı var. Antalya'da münferit yıkmalarla kentsel dönüşüm daha zorlaşacak Kentsel dönüşüm bizim uzmanlık konumuzdur. Biz kentsel dönüşümün sadece parsel bazında değil, ada bazında ya da şehir bazında olması gerektiğine inanıyoruz. Ancak böyle olursa, sosyal donatı alanları daha geniş, yaşam alanları daha müsait olur. Kapalı otoparklı, yüzme havuzlu, güvenlikli, çağdaş, modern ve sağlam yapılara bu şekilde ulaşılabileceğini düşünüyoruz.
Son zamanlarda Akdeniz'de deprem sık görülmeye başladı. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
Önlemlerin deprem olduktan sonra değil, olmadan önce alınması gerekir. Bizim hesabımıza göre Antalya'nın yüzde 70'i, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün verilerine göre, kentteki yapıların yüzde 85'inin yenileme ve güçlendirmeye ihtiyacı olduğu ortada. Bu şehrin yüzde 85'ini ilgilendiren bir unsur. Daha sistematik düzenlemeye ihtiyaç olduğu kaçınılmaz. Kentsel dönüşüm çalışmaları bu depremle hareketlenip sonra unutulmamalı. Ben tepki amaçlı konuşmuyorum. Deprem olduktan sonra konuşmanın bir anlamı yok. Kentsel dönüşüm kapsamında, eski binalar yıkılıp yenileri yapılacak. Vatandaş, 'ben neden evimi yıkayım, zaten geçim derdindeyim' diyor. Buradaki teşvikleri halka anlatmalıyız. Devletin aldığı maddi yardım karan ev taşıma için bin 200 TL, 18 ay boyunca lira için her ay 600 TL'dir. Biz bakanlık yetkilerine Antalya bölgesi koşulları için 600 TL kiranın yeterli olmadığını, artırılması gerektiğini söyledik. Bu konuyla ilgili çalışma devam ediyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından belirlenen 13 firmaya bina analizi için yetki verdik, yetkili firmalar binaları kontrol edecek, orada yaşayanlara bina hakkında bilgi verecek.
Ev alacak olanlar için neler söyleyeceksiniz?
Ev alacaklar acele etmeliler. Mevcut projeler üzerinden eski KDV oranlarıyla ihtiyaçlarını karşılamaktır. Konut fiyatlarında KDV artışıyla ilgili Haziran 2012'den beri gündemde olan yeni KDV sistemi düzenlemesi 1 Ocak 2013 itibarıyla yürürlüğe girmişti. Bu uygulama yılbaşından itibaren inşaat ruhsatı alanları kapsıyordu. Konut almak isteyen vatandaşlarımız, mevcut projeler üzerinden ev alırlarsa eski KDV oranından faydalanabilirler. Acele ederlerse eski KDV oranlarıyla, yani yüzde 1 ile ihtiyaçlarını karşılamaları doğru olacaktır. Bu durumun mevcut yapı stokunu eriteceğini, öte yandan inşaatına bugün başlanan projelerin fiyatının yüzde 18 artıp kısmi durağanlığa sebep olur. Zaten düşük kar marjlarıyla iş yapan müteahhitlik sektörü ek vergiyi kendi cebinden karşılayamayacak. Yeni uygulamaya göre Büyükşehirlerde metrekare fiyatı 500 ile bin TL arasında olan konutlardan yüzde 8, metrekaresi bin TL ve üzeri konutlardan yüzde 18 KDV alınacak. Böylece yeni konutlarda 150 metrekarenin altındaki dairelere uygulanan yüzde 1'lik KDV de kaldırılmış oldu. Riskli binalar uygulama dışı bırakıldı' 150 metrekarenin üzerindeki tüm konutlarda ise KDV oranları eskisi gibi yüzde 18 olacak. Metrekare fiyatı yapı ruhsatının alındığı tarihte üzerinde yapıldığı arsanın vergi değerine göre hesaplanacak. Kentsel dönüşüm alanı kapsam dışı. Maliye Bakanlığı ilgili düzenlemede yer alan önemli bir maddeyle, kentsel dönüşüm kapsamında riskli bölge ya da riskli bina ilan edilen yerleri uygulama dışında bıraktı. Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamındaki rezerv alanların, riski alanların ve riskli binaların eski KDV düzenlemesine tabi. Buna göre, bu alanlarda 150 metrekarenin altındaki konutlarda uygulanacak KDV yüzde 1'de kaldı.
Ceren KAYA/Antalya Gündem