Konut kredi faizleri düşmedikçe sektör canlanmaz!
Tüketimin artması için de enflasyonun düşürülmesi zorunludur. Çünkü düşük tek haneli enflasyon olmadıktan sonra konut kredi faizleri düşük tek haneli rakamlara güvenli ve kalıcı bir şekilde indirilemez. Faizler düşmedikten sonra konut piyasası canlanamaz...
Seçim sonrası 4.5 yıllık icraat dönemi başlarken yapılacak ilk iş enflasyona odaklanmak olmalı. Çünkü enflasyonda dünya altıncılığı ile ekonomide gidebileceğimiz herhangi bir yol yok. Önce enflasyon düşürülmeli ki, faizler doğal yollardan ve kalıcı biçimde indirilebilsin ve vadeler uzasın. Ancak o zaman tüketim, üretim ve yatırımlar canlanabilir, istihdam artabilir. Enflasyonun düşürülmesi Türkiye’de yaşayan herkesin çıkarına Abdurrahman Yıldırım yazdı...
Enflasyon ekonomilerin en önemli göstergesidir. Ekonominin işleyişini, verimliliğini, rekabet düzeyini, üretim gücünü veya üretim eksikliğini, ticaretin adil ve rekabete dayalı olup olmadığını, yapısal bozukları, kısaca güçlü ve zayıf yanlarını iyi yansıtır. Bir anlamda enflasyon reel ekonominin tansiyonu gibidir. Yüksek olması bünyedeki bir rahatsızlığı ve hastalığı yansıdır. Düşük olması normaldir. Aynen tansiyon gibi çok düşük olması da istenmez.
-Türkiye’de uzun yıllar yüksek enflasyonda yaşadıktan sonra 2002-2017 döneminde genelde tek haneli düzeylere indi ve düşük enflasyonu yaşadık. Hazine verilerine göre 2002-2018 arası ortalama enflasyon oranı yüzde 11.1’dir. Sorunumuz enflasyonun yeniden yükselişe geçmesi ve Mart 2019 itibariyle yüzde 19.71’e çıkmasıdır.
-Bitişikte de Hazine tarafından hazırlanan hem dünya ülkeler grubunun hem de Türkiye’nin enflasyon seyri yer alıyor. Yine Hazine’nin hazırladığı ve uzun yıllardan beri yayımladığı dünya enflasyon ligi sıralamasında 2018 sonu itibariyle Türkiye 177 ülke arasındaki dünya 6.’sıdır.
IMF verilerine göre önümüzdeki ülkeler Venezuela, Arjantin, İran, Sudan, Yemen ve Liberya gibi gelişmekte olan ülkelerdir.
EKONOMİNİN 1 NUMARALI SORUNU
-Dünyada kabul edilebilir oranlar yüzde 2-3 düzeyindedir. IMF verilerine göre 2019 yılı için gelişmiş ülkelerin yüzde 1.6, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 4.9 enflasyon tahmin ediliyor. Geçen yılki veriler yüzde 2.0 ve yüzde 4.8’dir.
-Bugün Avrupa, Amerika ve Japonya yüzde 2’lik enflasyon düzeyine çıkmayı hedefliyor. Hepsi gelişmekte olan ülkelerden olmak üzere bazıları da enflasyonu yüzde 10’un altına indirmeyi istiyor. Bu ülkeler arasında Türkiye de var.
Yerel seçimlerin ardından 4.5 yıllık seçimsiz bir dönem başladı. Gerçi İstanbul seçimlerinden dolayı tam olarak bitti denemez ama bu hafta herhalde YSK kararını verebilir. Peki yeni dönemin en önemli ekonomik icraatı ne olmalı diye sorulursa tereddütsüz enflasyonla mücadele denilebilir.
NEDEN DÜŞÜK ENFLASYON
-Çünkü düşük tek haneli enflasyon Türkiye’de yaşayan herkesin ve her kesimin ortak paydasıdır. Düşük tek haneli enflasyon çalışanın da, işverenin de, hükümetin de, işsizin de, çalışanın da, ev alacak olanın da, ev satacak olanın da çıkarınadır.
-Enflasyonun halk nazarındaki karşılığı hayat pahalılığıdır. Ekonomideki tıkanıklığı aşılması da, ticari hayatın canlanması da enflasyonun düşürülmesine bağlıdır. Nedeni de insanlar bir malı veya hizmeti fiyatı düşükken almayı ister. Fiyat pahalılaşınca vazgeçerler.
-Enflasyon düşmeden TL’nin değer kaybı da durmaz, kurların artışı da. Kur artışı aynı zamanda yeni maliyet artışlarına yol açarak enflasyonda kısır döngü yaratır.
ÜRETİM İÇİN DÜŞÜK ENFLASYON
-Yüksek enflasyon ortamı TL bazındaki sermayeleri ve servetleri de eritir. Son dönemde görüldüğü gibi, enflasyondan ve kur artışından korunmak için, şirketler de hane halkı da dövize yönelir. Tasarruflar, birikimler, sermaye birikimleri TL ile değil dövizle yapılır. Ancak dövizin ipi bizim elimizde, ülkenin ve ekonominin gerçeklerine bağlı veya uygun değildir. Önlem almada, ekonomi politikalarını uygulamada zorluk ve engel yaratır.
-Yüksek enflasyon ortamında hemen her şeyin vadesi kısadır, maliyeti yüksektir. Mevduatın da, kredinin de, yatırımların da. Faizler yüksektir ve kredilerin vadesi kısadır. Üretime güçlü dönüş için de enflasyonun düşürülmesi şarttır.
TÜKETİM İÇİN NİYE DÜŞÜK ENLASYON
-Aynı zamanda tüketimin artması için de enflasyonun düşürülmesi zorunludur. Çünkü düşük tek haneli enflasyon olmadıktan sonra konut kredi faizleri düşük tek haneli rakamlara güvenli ve kalıcı bir şekilde indirilemez. Faizler düşmedikten ve vade uzamadıktan sonra konut piyasası, hatta otomobil piyasası canlanamaz.
-Tüketim canlanmayınca, yatırımlar artmaz ve üretim de canlanmaz. Bu tablo istihdama da aynen yansır. Yüzde 14.7’ye çıkan işsizlikte kalıcı azalma söz konusu olamaz.
BU ENFLASYON RAPORUNUN ÖNEMİ
-Enflasyonla mücadelenin bu kadar önemli hale geldiği bir dönemde TCMB de yılın ikinci Enflasyon Raporunu bugün açıklayacak. Seçimsiz 4.5 yıllık dönemin başlangıcında açıklanacak raporun önemi diğerlerine göre daha büyük. Önümüzdeki dönemde parasal otoritenin ve Ankara’nın enflasyona yaklaşımını ve tutumunu ortaya koyacak.
-Türkiye’nin ekonomide ilerleyebilmesi için, enflasyonda dünyanın ilk sıralarında değil, en azından listenin orta yerlerinde bulunması ve geçmiş yıllardaki gibi 60 veya 70’inci sıralara çıkması gerekiyor.
Konut kredisi faizleri yeni haftaya nasıl başladı?
Hangi bankalar yüzde 0.98 faizli konut kredisi kullandırıyor?