KİPTAŞ

Konut kredisinde sigorta şart

Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği, konut kredisi alırken hayat sigortası yaptırılmasının önemine işaret ederek, ''Bu yolla sistemin devamlılığı sağlanıyor. Kredi alan kişinin vefatı halinde ev borcu sigorta şirketi tarafından ödeniyor'' açık

Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRŞB), konut kredisi kullanılırken sigorta yapılmasının, kredi veren kuruluşlar ile tüketicilerin mağduriyetinin önlendiğini açıkladı. TSRŞB, konut kredisi kullanılırken yapılan hayat sigortasıyla ilgili olarak bir açıklama yaptı.

Ölüm riskini teminat altına alan hayat sigortaları açısından durum incelendiğinde, bu ürünlerin kredi veren kuruluş kadar kredi kullanan ve ölenin desteğinden mahrum kalan kişileri de korumaya yönelik ürünler olduğu belirtilen açıklamada, kredi alan kişinin vefatı halinde borç bakiyesinin sigorta şirketi tarafından ödeneceği ve kredi kullanan kişinin arkasında bıraktığı kişilerin mağduriyetle karşılaşmadan konutun sahibi olabilecekleri kaydedildi.

Açıklamada, aksi takdirde, kredi alan kişinin vefatı halinde mirasçılarının yüklü bir kredi borcuyla karşılaşması ve bu borcu ödeyememeleri durumunda oturdukları evden çıkartılması gibi sonuçların ortaya çıkabileceği vurgulanarak, ayrıca kredi borçlusunun işsiz kalması ya da bir kaza veya hastalıktan kaynaklanan geçici iş göremezlik hallerinde de borç taksitlerinin sigorta şirketleri tarafından ödenmesini teminat altına alan ürünler bulunduğu aktarıldı. Konut finansmanının uzun yıllardır uygulandığı ülkelerde sigorta sisteminin de yaygın olarak kullanıldığının hatırlatıldığı açıklamada, şu görüşlere yer verildi: "Bu yolla sistemin devamlılığının sağlanması, meydana gelebilecek çeşitli riskler sonucunda sistemin genel yapısının, ikincil piyasa yatırımcılarının, kredi veren kuruluşların ve tüketicileri mağduriyetlerinin önlenmesi amaçlanıyor. Ülkemizde de sisteminin sağlıklı işleyebilmesi için sigorta sistemi şart. Bu kapsamda konut finansmanı kapsamında kullanılan kredi maliyetlerini sigorta ürünlerinin artırdığı yönündeki yersiz ve ağır açıklamalar yerine tüketici bilincinin artırılmasında kamu kurumları, sektör örgütleri ve medya kuruluşlarına son derece önemli görevler düşüyor."