24 / 12 / 2024

Konut kredisini alan vatandaştan kredi aldığı bankaya dava!

Konut kredisini alan vatandaştan kredi aldığı bankaya dava!

Konut kredisini yeniden yapılandıran bir vatandaş, tüketici mahkemesinde, bankanın ödeme planı değişiklik ücreti ve erken ödeme ücreti adı altında aldığı paranın iadesi için açtığı davayı kazandı...



 Konut kredisini yeniden
 yapılandıran bir vatandaş, tüketici mahkemesinde, bankanın ödeme planı değişiklik
 ücreti ve erken ödeme ücreti adı altında aldığı paranın iadesi için açtığı davayı
 kazandı. Tüketici mahkemesi, yeniden yapılandırma talebini kabul eden bankanın
 "masraf ve komisyon talebinin usul ve yasaya uygun olmadığı" gerekçesiyle, dava
 açan vatandaşın bankaya ödediği paranın iadesini kararlaştırdı.
        
 Alınan bilgiye göre, bir bankadan 60 ay vade ile 130 bin lira konut
 kredisi kullanan bir vatandaş kredi faiz oranlarının düşüşünden yararlanmak üzere
 kredinin yeniden yapılandırılmasını talep etti. Bankanın yüzde 2 erken ödeme
 ücreti ve ödeme planı değişiklik ücreti olmak üzere toplam 1930 lira aldığını
 belirten vatandaş, söz konusu paranın iadesi için tüketici hakem heyetine
 başvurdu. Tüketici hakem heyeti bu talebi reddetti. Bunun üzerine kredi kullanan
 vatandaş, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptali ve ödediği 1930
 liranın iadesi için  Ankara  7. Tüketici Mahkemesinde dava açtı.
        
 Mahkeme, davayı kabul ederek, Ankara İl Tüketici Sorunları Hakem Heyeti
 kararının iptalini ve konut kredisi kullanan vatandaşın yeniden yapılandırmada
 ödediği 1930 liranın vatandaşa ödenmesine karar verdi.
        
 Mahkemenin gerekçeli kararında, konut kredisi sözleşmesi, ödeme planı,
 yapılandırma sırasında alınan komisyon ve masraf miktarı konusunda taraflar
 arasında ihtilaf olmadığı, uyuşmazlığın alınan tüketici kredisi nedeniyle
 faizlerdeki düşme nedeniyle banka tarafından yapılan yapılandırma işleminde
 masraf ve komisyon istenip istenemeyeceği konusunda olduğuna değindi.
        
 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun ilgili maddesine
 göre, satıcı ve sağlayıcının tüketici ile müzakere etmeden tek taraflı olarak
 sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi
 niyet kurallarına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden
 olan sözleşme koşullarının haksız şart sayılacağı hatırlatılan gerekçede, "Dosya
 üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup, bilirkişi kurulu raporlarında,
 taraflar arasında 27 Eylül 2007 tarihli Konut Kredi sözleşmesi imzalandığını,
 aylık 1.28 faiz, 60 ay vade 130 bin lira kredi kullanıldığını, taksit miktarının
 3 bin 117 lira olduğunu, 30 aylık ödemeden sonra faiz oranının yüzde 0,89 oranına
 indirilerek ödeme konusunda tarafların anlaştıklarını, faiz oranının sabit olarak
 belirlendiğini, konut finansman kuruluşu tarafından erken ödeme ücreti talep
 edilebileceğini, banka uygulamasının yerinde olduğunu bildirmişlerdir. Bilirkişi
 raporu, dosya kapsamı ve delil durumuna uygun bulunmuş olup, teknik
 değerlendirmeleri mahkememizce kabul edilmiş ancak, hukuki nitelendirmeye yönelik
 sonuç bölümüne itibar edilmemiştir" belirtildi.
        
KANUNA GÖRE, ERKEN ÖDEMEDE ÜCRET TALEP EDİLEBİLİR. MEVCUT OLAYDA ERKEN ÖDEME YOK
         
 4077 sayılı kanunun ilgili hükmüne göre, "faiz oranının sabit olarak
 belirlenmesi halinde bir veya birden fazla ödemenin vadesinden önce yapılması
 halinde konut finansman kurulunun erken ödeme ücreti talep edebileceği, erken
 ödeme ücretinin yüzde 2 oranını geçemeyeceği, kredi taksitlerinin vadesinden önce
 erken ödenmesi ya da borcun tümüyle ödenmesi halinde bankanın yüzde 2 oranını
 aşmayacak şekilde erken ödeme ücreti talep edebileceği" belirtildi.
        
  Bankanın bu oranı azami miktarda kullanabilmesi için bunun haklı
 gerekçesini tüketiciye bildirmesinin zorunlu olduğu belirtilen gerekçede,
 "mevcut olayda erken ödeme olduğunun kabul edilemeyeceği, yapılan işlemin
 piyasada faiz oranlarının düşüşü ile birlikte bankalar arasındaki rekabet ile
 birlikte bankaların faiz oranında kendiliğinden ve talep üzerine yaptıkları
 indirimler" olduğu belirtildi.
        
 "Sözleşme yapılıp taksitler ödenmeye başlandıktan sonra faizlerdeki
 düşüş nedeniyle bankayı yapılandırmaya zorlamanın hukuken mümkün olmadığı"
 belirtilen gerekçede, serbest piyasa koşulları dikkate alındığında kredi kullanan
 tarafın krediyi tümüyle kapatarak başka bir bankadan daha uygun şartlarda kredi
 alabileceği düşünüldüğünde bankaların yoğun şekilde "yapılandırma" adı altında
 yeni bir uygulama geliştirdiklerinin görüldüğü ifade edildi.
        
 Tüketici Kanununun tüketicilere sağladığı en önemli haklardan birinin
 bilgilendirme ve aydınlatılma hakkı olduğuna işaret edilen gerekçede, bu kapsamda
 bankaların kredi verdiklerinde masraf, komisyon ve diğer tüm giderler dahil olmak
 üzere çekilecek kredi tutarı, taksit miktarı ve sabit aylık ödeme yaparak bunu
 tüketiciye bildirmek durumunda oldukları belirtildi. Piyasa koşullarında yoğun
 rekabet nedeniyle, bankaların mümkün olduğu kadar düşük oranda faiz ilanları
 yaptıkları, daha sonra masraf ve komisyon adı altında aldıkları ücretlerle faiz
 oranını dolaylı şekilde artırdıkları anlatılan gerekçede, "tüketici mevzuatı
 yönüyle bu durumun kabulünün mümkün olmadığı" vurgulandı.
        
YAPILANDIRMAYI KABUL EDEN BANKANIN YENİDEN ÜCRET TALEBİ USUL VE YASAYA AYKIRI
         
 Gerekçeli kararda şöyle denildi:
        
 "Somut olayda bankayı yeniden yapılandırmaya zorlamak yasal olarak
 mümkün olmamakla birlikte banka kendi inisiyatifiyle yapılandırmayı kabul
 ettiğine göre tüketiciye yapılandırma ile ilgili faiz oranını herşey dahil olmak
 üzere net biçimde ve kalan süre için ödenecek taksit tutarını bildirerek yapmak
 zorundadır. Borç yapılandırmasını kabul eden bankanın erken ödeme komisyonu adı
 altında ve plan değişikliği adı altında yeniden ücret talep etmesi usul ve yasaya
 aykırıdır.
        
 Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, Hakem Heyeti kararı, Konut
 Kredisi Sözleşmesi, ödeme planı, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre,
 faiz oranlarındaki düşüş nedeniyle bankanın yeniden yapılandırma talebini kabul
 ettiği, bu nedenle masraf, komisyon adı altında ücret talep etmesinin usul ve
 yasaya uygun olmadığı, aksi halin haksız şart niteliğinde olacağı,
 yapılandırmanın tümüyle bankanın inisiyatifinde olduğu, bu işlem kabul
 edildiğinden ayrıca masraf ve komisyon talebinin usul ve yasaya uygun olmadığı
 anlaşıldığından, davanın kabulüne, hakem heyet kararının iptaline, dava konusu
 1930 liranın davalıdan tahsiline, davacı tarafa ödenmesine karar vermek
 gerekmiştir."
        
 Mahkeme, ayrıca, dava açan vatandaşın ödediği 550 lira vekalet ücreti ile
 dava açma, bilirkişi ücreti gibi toplam 322 liralık yargılamada giderinin de
 davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesini kararlaştırdı.
AA


Geri Dön