Genel

Konut projeleri, ankastre mutfak sektörünün lokomotifi!

Türkiye ankastre mutfak sektörü, son yıllarda iç piyasada inşaat sektörünün hareketli bir dönem yaşaması nedeniyle satış anlamında önemli bir ivme yakalamış durumda. Prestijli konut projeleri sektördeki büyümenin lokomotifi oldu

 

Hazır mutfak kullanma alışkanlığının henüz yerleşmediği Türkiye pazarı için ankastre mutfağın henüz çok yeni bir kavram olduğu fikrinde birleşen sektör temsilcilerine göre, birbiri ardına hayata geçirilen prestijli konut projeleri sektördeki büyümenin lokomotifi oldu. Tüm bunlara değişen tüketici alışkanlıkları da eklenince ankastre mutfak sektörü için önümüzdeki yıllarda büyüme kaçınılmaz gözüküyor.

Ankastre mutfak alanında kullanılan ürünler düşünüldüğünde sektörün beyaz eşya sektörünün ortaya koyduğu performansla birlikte ele alınmasının daha doğru bir değerlendirme getireceğini anlatan sektör temsilcileri, bundan 10 yıl öncesine kadar beyaz eşya sektörünün yüzde 2'sini oluşturan bu alanın bugün itibariyle yüzde 18'lik pazar payını yakaladığının altını çiziyor. Sektörün bu denli gelişmesini başta inşaat sektöründeki canlanma ile beraber ardı ardına hayata geçirilen konut projelerine bağlayan firma sahipleri, aynı zamanda tüketici alışkanlıklarının değişiyor olmasının ve artık modern çizgiler içeren işlevsel ürünlerin tüketici nez-dinde beğenilmesinin sektöre olumlu yansıdığını aktarıyor. Yine sağlıklı yaşam trendinin etkisiyle ankastre ürünlerin modern görünümünün yanı sıra hijyenik bir duruş sergilemesinin de sektörün gelişmesinde önemli rol oynadığını aktaran firma sahipleri, özellikle paslanmaz çelik ve camla birleştirilen ürünlerin bu tezi desteklediğine işaret ediyor. Firmalar, tasarımlarında paslanmaz çeliğin vazgeçilmez bir unsur olduğuna dikkat çekiyor.

Pazar, 1 milyar doları vaat ediyor

Türkiye ankastre mutfak sektöründe 30'dan fazla firma faaliyet gösteriyor. 300 milyon dolarlık pazar büyüklüğünün bulunduğu sektör için, Türkiye pazarı önemli bir potansiyel vaat ediyor. Ankastre mutfak kullanım oranının Avrupa ülkelerinde yüzde 70'leri geçtiği bilgisini veren sektör aktörleri, mevcut durumda Türkiye pazarının 1 milyar dolarlık ticaret hacmi sunabileceğine değiniyor. Sektörün geçen yıl 2009'a göre tahmini verilere göre, yüzde 30 oranında büyüdüğüne vurgu yapan firma sahipleri, bu durumu yılın ikinci yansında yükseliş trendine giren inşaat sektörüne bağlıyor. Bu alanın gelişmesi için konut projelerinin hayata geçmesi gerektiğini anlatan sektör aktörleri, bir anlamda inşaat sektöründeki gelişmelerden doğrudan etkilendiklerini kabul ediyor. Dünya genelinde ankastre mutfak pazarının ise resmi olmayan rakamlara göre 15 milyar dolan bulduğunu dile getiren sektör aktörleri, bu alandaki gelişimlerini tamamlamaları halinde komşu ülkelere önemli miktarlarda mal satabileceklerine vurgu yapıyor. Türkiye pazarında, geleneksel aile yapısı ve tüketici alışkanlıklarına bağlı olarak belirli ürün gruplarının diğerlerine göre daha çok tercih edildiğini anlatan firma sahipleri, iç pazarda daha büyük ürünlerden ziyade küçük ürünlerin ankastre olarak tercih edildiği aktaranını yapıyor. Buna göre, en çok tercih edilen ürünler arasında ocak, fırın, davlumbaz ve mikro dalga fırın bulunuyor.

 

Kr marjının düşmesi eleştiriliyor

Sektörün sorunlarına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan firma sahipleri, kr marjının düşük olması ve haksız rekabet konularının bu alanda öne çıktığını aktanyor. Özellikle bu yılın ilk yansında dövizin düşük kurlarda seyretmesi nedeniyle ithal ürünlerle rekabet etmekte zorlandıklarının altını çizen üreticiler, özel tüketim vergisi oranlannın yüksek olmasının da sektörü zorladığına işaret ediyor. Vergi indirimiyle sektöre nefes aldınlabileceğine dikkat çeken üreticiler, ayrıca sektörün güçlenmesi için mutfak üreticileriyle ortak hareket etmeleri önerisini yapıyor. Sektör için önemli bir sorunun da fiyat odaklı rekabet olduğunu anlatan firma sahipleri, standart dışı ürünlerin içi piyasada rahatlıkla satılabilmesinin önüne geçilmesini talep ediyor. Bu konuda taşın altına TSE'nin elini koymasını bekleyen firma sahipleri, gıda güvenliği açısından önemlilik teşkil eden bu alanda gelişigüzel üretimi doğru bulmuyor.

Sektör aktörleri, finansal araçlarının iyileştirilmesi ve geliştirilmesinin de sektör açısından önemli olduğunu vurguluyor. Kredi faiz oranlarını sektörün önemli maliyet unsurları arasında sayan firmalar, bu gelişmenin risk faktörünü de artırdığına atıfta bulunuyor. Ayrıca enerji maliyetlerinin rekabet içinde oldukları diğer ülkelere göre yüksek olduğunu aktaran sektör temsilcileri, bu sorunun çözülmesiyle hem iç pazar taleplerinin daha makul fiyatlarla karşılanması hem de ihracat konusunda daha rekabetçi olunmasının sağlanacağına inanıyor. Yine yetersiz Ar-Ge destekleri yüzünden üreticinin beklenen sıçramayı yapamadığını anlatan firma sahipleri, bu konudaki desteklemelerin artırılmasını bekliyor.

DÜNYA