25 / 12 / 2024

"Konut seçimi bizi gettolaştırıyor mu?"


Gazete Habertürk yazarlarından Gülin Yıldırım Kaya bugünkü yazısında konut seçiminin toplumsal kamplaşmalar oluşturmasıyla ilgili farklı görüşlere yer verdi



Habertürk Gazetesi yazarı Nihal Bengisu Karaca "Yeni gettoların ardında" başlıklı yazısında enteresan bir tespitte bulundu:"Mütedeyyin kesime hitap eden siteleri reklamlarının içerdiği 'aile' kelimesinin şifre değerinden çözüyoruz. Bu, sözkonusu muhitte nikahsız birliktelik, eve erkek/kadın arkadaşların gelmesi gibi bir seçeneğe sıcak bakılmadığını, o tür bir yaşam tarzının sakinler tarafından 'eleştirileceği' anlamına geliyor. Diğer kesimi muhatap alan yeni toplu konutların, camisi bulunmayan 'yaşam alanlarının' reklamlarında ise 'seçkin komşular' ibaresi yer alıyor.  Bu ibareden de kapı önünde ayakkabı çıkarmayan, başörtülü ve çarşaflıların bulunmadığı, 'sen ben bizim çocuk-lar'dan mürekkep bir sosyalleşmenin  vaat edildiğini anlıyoruz." Emlak şirketlerine sorduk, ilanlara baktık, bahsettiği şifrelerin gerçekten kullanıldığını gördük. Peki bu ne anlama geliyor? Toplumsal kamplaşma bizleri aynı masayı bırakın, aynı apartmanda bile oturamaz hale mi getirdi? Gettolaşıyor muyuz?

GÜLİN YILDIRIMKAYA

Tufan Türenç Hürriyet Gazetesi Yazarı: Muhafazakar kesim lüks sitelerde toplanıyor

Muhafazakar kesime biraz yukarıdan bakacak olursak, bu kesim zaten belli bölgelerde oturuyor. Varoşlar ağırlıklı olarak, gecekondular ve apartmankondularda yaşıyor. Bu iktidar döneminde bu kesim büyük paralar kazandı ve iyi semtlere taşındı. Buralarda lüks siteler yaptırıyorlar. Büyük para kazanan bu kesim bu lüks sitelerde toplanıyor. Kendi dünya görüşü dışındaki insanlarla da komşuluk yapmak istemiyorlar. Bu nedenle "aile" gibi kelimelerle kendi düşüncelerine uygun kişileri davet ediyor olabilirler. Ama Türkiye'de oynanan tehlikeli oyun şu: Bir ayrım yapılmak isteniyor. Ayrımın esas amacı da Türkiye'yi müslümanlar ve az müslümanlar olarak bölmek. Esas tehlike bu. Bu iktidar döneminde bu ayrım çok daha belirgin hale geldi. Bu çok sakıncalı ve çok yanlış. Bu ayrımı yaparak o tarafı güçlendirmek istiyorlar. Muhafazakarlığın yaygınlaşmasının gösterilmesi, mahalle baskısı dediğimiz yöntemlerde bu güçlülüğün varlığını ortaya koymak.

Doğan Satmış GAZETE HABERTURK Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı: Gettolaşma var ve artıyor

"Gettolaşma var ve artıyor. Fatih'te, eşinin çok beğendiği bir pideciye öğlen yemeğine giden kadın, "Giydiğim eteğin kısaldığını hissettim, bir daha Nişantaşı-Bebek'ten çıkmam" diyor. Nişantaşı'na gelen türbanlı da, "Bunun ne işi var burada" fısıltılarıyla karşılaşıyor. (Eskiden "Vatandaş Türkçe konuş" diye laf atılırdı.) Yıllardır, normal giyimli kadınların Fatih Çarşamba'ya gidemeyeceğini bilirdik, bunun benzeri başka semtlerde türbanlılar için yaşanmaya başlandı. Sadece laik-dindar değil, Türk-Kürt ve Alevi-Sünni gettolaşması da oluştu. Kürt mahalleleri, Alevi mahallesi artık kulağa yabancı gelmiyor. Oysa toplum bu farklılıkları, zenginlik olarak görmeli, komşuya aşure-çiğköfte-zemzem suyu gönderme vesilesi saymalı."

Balçiçek Pamir  Gazete Habertürk Yazarı: Bal gibi de gettolaşıyoruz!

Bir süredir kiralık yazlık ev arıyorum. Eğer beyaz Türklerin çevresi dışında bir yörede yer arıyorsanız, ev verirken bile "Muhafazakar aile" isteniyor. Muhafazakar ne demek? Biz değil miyiz? Aslında biz de öyleyiz, hani iki çocuk var, aileyiz. İşin trajikomik tarafı bu muhafazakar arayışının altında kendi dünya görüşü altında aile arama isteği var. Yani mümkünse başı kapalı olsun, içki içilmesin vs... Mehmet Yaşin Anadolu turlarının birinde "İçki değmemiş bardakla servis yapılır" yazılarına rastladığını söylüyor. Hayret verici! Bu arada başı açıklar da, burunlarının dibinde türbanlılarla, kapı önünde ayakkabı çıkaranlarla oturmak istemiyor. Bunu gizli bir mahalle baskısı olarak site yönetimlerine bile yansıtıyor hatta işi muhafazakar kesime laf atmaya ve taciz etmeye kadar götürüyorlar. Ben bu durumun son derece tehlikeli olduğunu düşünüyorum.


Prof. Dr. Nilüfer Narlı Sosyolog: Tatil yöreleri bile ayrıştı

Yaşam tarzının çok daha önemli hale geldiğini görüyoruz. İnsanların gittiği restoran, eğlence yerleri ve tatil yöreleri dahi ayrıştı. İnsanların yaşam tarzlarındaki farklar mekan seçiminde önemli rol oynuyor. Sosyal sınıf sadece gelirle alakalı değil. Ekonomik statüden dolayı bir ayrışma zaten söz konusu. Yoksul kesimlerin, orta sınıf ailelerin ve yüksek gelir sahibi kişilerin oturduğu yer farkları zaten mevcut. Ama yaşam tarzından dolayı bir ayrışmada söz konusu. Bu tarz nedeniyle de oturulacak mekanlardaki seçimler öne çıkıyor ve düşünce sistemine göre yerler tercih ediliyor. Bu ayrışma da yaşam tarzından kaynaklanıyor.

Mehmet Metiner Star Gazetesi Yazarı: Radikaller diğer kesimin radikallerinden rahatsız

Türkiye'de yaygın bir gettolaşma olduğu kanaatinde değilim. Her kesimin radikalleri var. Dolayısıyla radikaller diğer kesimin radikallerini rahatsız edici buluyor. Daha aşırıları ise bir tehdit unsuru olarak değerlendiriyor. Beyaz seçkinci mahallelerde de bu çok yaygın muhafazar diye tabir ettiğimiz mahallelerde de bu yaygın. Aşırı radikaller her iki kesimde de fazla yaygın değil. Anlayış açısından bir gettolaşma var. Ötekini tehdit olarak gören bir anlayış söz konusu. Fakat bu yaygın değil. Çok yaygın bir tehlikeyle karşı karşıya değiliz. Her toplumda bu radikaller var ve olmaya devam edecek. Ancak makro kesimin, çoğunluğun ne düşündüğü önemli. Ben bunu büyük bir havuzun içindeki buz kitlesine benzetiyorum. Aşırı radikaller bu havuzdaki
gibi erimeye mahkumdur

Prof. Dr. Ali Yaşar Sarıbay Siyaset Sosyoluğu:  Gettolaşma yok, 40 yıldır 'aile yeri' kavramı kullanılıyor

30-40 yıl öncesinde aile sineması, aile yeri kavramını nasıl açıklayabiliriz? Son zamanlarda bu daha görülebilir hale gelmiş olabilir. Bunlar yeni keşfedilmiş şeyler değil. İnsanların ev ya da oturacakları yerleri bu şekilde seçmesini gettolaşma olarak yorumlamak aşırılık olur. Modernitenin getirdiği farklılaşmanın kendine özgü hali bu şekilde yansıyor. Bu duruma gettolaşmak olarak değil fark kavramı üzerinden gidilir. Sosyo ekonomik gelirle alakalı bir durum. Bu süreç muhafazar bir iktidarın varlığıyla da birleştiriliyor. Her kesimde farklılaşma var. Seküler laik dediğimiz kesimde de farklılaşma söz konusu. Parasal olanaklara göre tercihler değişiyor. Bu seçimler eskiden de vardı, şimdi de farklı şekilde ortaya çıkıyor. Son 10 -15 yıldır bir ayrışma şeklinde tezahür ettiği için laik kesimde de muhafazar kesimde de çeşitli tercihler söz konusu. Arebesk müziğin yaygın olduğu dönemde "Bu tatil yöresinde arabesk müzik dinlenmez" ilanları vardı. Farklılaşma dediğimiz olgunun çok çeşitli unsurları var. Göze batar hale gelmiş olabilir. Bir çekişme ya da ergenekon gibi bir ayrışma bu hale getirmiş olabilir. Bu durumda ilanlara "aile ya da seçkin komşular" olarak yansıyor olabilir. Ama bunlar bir gettolaşma olarak değerlendirilmemeli. Bu tercihler eskiden de vardı. Şimdi de ekonomik imkanlar sonucu farklı biçimlerde ortaya çıkıyor.


Gülin Yıldırım Kaya/Gazete Habertürk


Geri Dön