Genel

Konut sektörü 2011'de 'Banka faizleri düşecek'e odaklandı

Emlak sektöründe 2010 yılı hareketliliğin artmasının ardından, tüm sektörde gözler 2011 yılına çevrildi. 2011 yılında satış ve kiralama piyasasının artması beklenirken, banka kredilerininde faiz oranlarını aşağı çekm

Önümüzdeki sene bir çok projenin tesliminin gerçekleşmesinin yanı sıra yeni konut projelerinin de ard arda devreye sokulacak olması emlak sektörü için umut vadediyor.
 
 
2010 yılı nasıl geçti
Emlak sektörüne ilişkin 2010 değerlendirmesinde bulunan Altın Emlak Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Özelmacıklı şunları söyledi: "Türk emlak sektörü 2010 yılında büyük bir hareketlilik yaşadı. Gerek bankaların faiz oranlarını 0.75'lere kadar düşürmesi, farklı alternatif ödeme planları ile müşteriye cazip seçenekler sunması gerekse nitelikli projelerin birbiri ardına inşa edilmesiyle emlak piyasası çok hareketli bir dönemi geride bıraktı."
*
Satış darboğazının yaşanmaması ve Türkiye’de emlak yatırımcısının mortgage kredilerinde çok uzun vadeyi tercih etmemesi nedeniyle bazı projelerde inşaat firmaları yüzde 1'lere varan peşinatla gayrimenkul sahibi olma avantajı sunarak yılın son çeyreğinde karı maksimizasyonu hedeflediler. Bu tarz satışlarda sabit taksit ve uzun vadeye yayılmış ara ödeme seçenekleriyle müşteriye daha fazla alternatif sunulunca özellikle markalı projelerde maketten satışlar kısa sürede tamamlandı.
*
Temmuz-Ağustos aylarında yaz dönemi, Ramazan ayının bu döneme gelmesi ve seçim belirsizliği gibi nedenlerle pek çok sektörde olduğu gibi emlak sektöründe de özellikle yatırımcı kitle açısından nisbeten bir durgunluk görüldü. Ancak yılın son çeyreğinde, belirsizliğin yerini net ekonomik göstergelerin almasıyla emlak piyasası çok canlı bir dönem yaşadı, talebib birdenbire artmasıyla fiyatlarda ciddi bir yükselme görüldü.
*
Satışlarda canlılığa neden olan bu etkenler, kiralamalarda rutin çizginin dışına çok fazla çıkamadı. Özellikle konut kredisi oranlarının çok cazip hale gelmesiyle ikamet amaçlı satın alma sayısındaki artış güçlendi, orta ve alt gelir seviyesine sahip grubun birikimleri, satın alınacak konut için ihtiyaç duyulan finansman ihtiyacını karşıladığından, kiraya ödenen bedeller mortgage taksitlerinin finansmanına ayrıldı. TOKİ’nin orta ve alt gelir gruplarına yönelik olarak gerçekleştirdiği bazı özellikli projeler de alımların hızını tetikledi. Bunun sonucunda bazı bölgelerde kiralık emlak fiyatlarında hızlı düşüşler görüldü. *
Global açıdan emlak piyasası 2010 yılında bir önceki yıldan çok daha hareketli bir dönem yaşadı. Bu büyümenin en net göstergesi konut kredisi kullanım tablosunda da kendisini gösterdi. 2009 yılının ilk 11 ayında konut kredisi pazarı yüzde 11.2 büyürken, bu oran 2010 yılının ilk 11 ayında yüzde 29'a ulaştı. Konut kredisi pazarının toplam hacmi 55 Milyar TL'ye çıktı.
 
 
Birinci eldeki cazip fiyatlar ikinci eli olumsuz etkiliyor

BİRİNCİ el konut piyasalarında tüketiciye sunulan cazip fiyatlar ikinci el piyasasında olumlu etkiler bırakmadığını söyleyen Özelmacıklı, "Merkezde, sorunlu ve eski bir konut mu almalı yoksa şehrin merkezine yakın bir noktada nitelikli konut mu tercih edilmeli ayırımında tüketiciler tercihlerini şehre yakın konumda nitelikli konuttan yana kullanıyor. Bazı bölgelerde gerekli araştırmalar yapılmadan girişilen projelerden ötürü arz fazlasının yaşanması özellikle bu bölgelerde ikinci el piyasalarına da olumsuz etkiler yapıyor. Bununla beraber ikinci el emlak fiyatlarının çok fazla düşüş göstermedi. Aslında bu durum, ederinin çok üzerinde seyreden fiyatların durulma seviyesi olarak değerlendirilebilir. Bununla beraber şehir merkezlerinde ikinci el işyeri piyasalarında durgunluk görülmemekte, talebin artması fiyatlarda yükselişi de kaçınılmaz kılmaktadır. Ticari gayrimenkuller de, doğru bir zamanlama ve lokasyon tespiti yapıldığı sürece canlılığını koruyor." dedi.
 
 
2011'de kredi faizleri daha da düşmeli
Altın Emlak Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Özelmacıklı, 2011 yılında emlak piyasasının daha da gelişeceğini, canlılığını koruyacağını söyledi. Özelmacıklı 2011 yılı hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:
Bankaların kredi faizlerini düşürmeleri ile canlılığın arttı. 2011 yılında faiz oranlarının daha da düşmesini bekliyoruz. Avrupa'da yıllık yüzde 5'in altında seyreden faiz oranları ile karşılaştırıldığında Türkiye’de yıllık yüzde 9 seviyesinde bulunan konut kredisi faizlerinin düşmesi gerekiyor.
İstanbul'da bazı bölgelerdeki yapılaşmanın yoğunluğundan ötürü eşitler arasında fark yaratabilmek amacıyla konut satışından ziyade yaşam tarzının ve buna paralel oluşturulan konseptlerin pazarlaması kendini gösterebilir. 2015 yılına kadar Türkiye’deki konut ihtiyacının 3 milyon 400 bin olacağı düşünülürse burada pazarlama konseptinin yapılaşmaya bile yeni bir boyut kazandıracaktır.
Bu rekabet emlak sektörünü, hizmet kalitesi ve emlakçılar açısından olumlu etkiler. Öncelikle, gelişen ve değişen emlak piyasasında artık kendi adına emlak ofisi açarak ayakta kalma şansı çok zayıfladı. Tecrübesi, kendi içindeki sistematik çalışması ve takım halinde faaliyet göstermesi nedeniyle mutlaka profesyonel bir hizmet ağına dahil olmak kaçınılmaz hale geldi. Hizmet kalitesi açısından düşünüldüğünde bu gelişmeler emlak sektöründe çok olumlu etkiler yarattı, bilinçli, vizyon sahibi, müşterinin emlakla ilgili bütün ihtiyaçlarına bölge sınırlaması olmaksızın yanıt verebilen bir markanın Temsilcisi olmak, ofisin kazancının garantisinde önemli bir etken oldu. Konut ihtiyacı ve kentsel dönüşüm projeleriyle çehresi değişen emlak sektöründe ‘emlakçıyım’ diyebilmek, yasal gelişmelerin etkisiyle belli bir zemine sahip olmayı zorunlu hale getirecektir.
 
Kiralama piyasası hareketlenecek
 
2010 yılında İstanbul'da kiralama piyasasının da hayli dengesiz geçtiğini söyleyen Özelmacıklı, özellikle Bahçeşehir, Beylikdüzü ve Halkalı'nın ön plana çıktığını söyledi. Nuri Özelmacıklı, 2011 yılında kiralama piyasasının daha hareketli geçeceğine dikkat çekerek, şunları söyledi:

Halkalı'daki projelerde ısınma gibi problemlerden ve fiyatların yüksek olmasından ötürü 3+1 dairelerin satışında zorlanma söz konusu. Oysa aynı bölgede 1+1 dairelerin satışı hızla gerçekleştirilebildiği gibi kiralamaları da rahatlıkla gerçekleşiyor. 1+1 kiralık dairelerin neredeyse tamamının dolu olduğu Halkalı'da yeni projelerde 2+1 ve 3+1 kiralık dairelerin kiralanması zaman alıyor. *
Bahçeşehir'de ise durum daha enteresan. Bahçeşehir merkez ve Esenkent’te yoğunluk yaşanırken Bahçeşehir Boğazköy'de durgunluk var. Belediye hizmetlerindeki aksamalar, ısınma problemleri gibi sorunlardan ötürü uzun zaman istediği ilgiyi göremeyen Boğazköy'de halen pek çok emlakta satılık ve kiralık afişini görebilirsiniz. Ancak gelecek dönemde yapılacak yol ve göletli sosyal alan çalışmalarıyla Boğazköy’ün bambaşka bir çehreye kavuşacağı ve bu sakin yapının yerini hareketli bir bölgeye bırakacağı açık.
Beylikdüzü'nde ise Gürpınar Bölgesi'nde hızlı ve kaliteli yapılaşmaların ve yerleşim yoğunluğunun artmasından ötürü fiyatların ticari gayrimenkullerde çok yüksek olduğu, bu nedenle kiralık arzında artış gözlemleniyor.

Mert Temizkan/Hürriyet Seri İlanlar