03 / 10 / 2024

Konut sektörüne IMF baskısı var!

Konut sektörüne IMF baskısı var!

IMF cuma günü yayınladığı “Program Sonrası İkinci Değerlendirme Raporu”nda konut sektöründe oluşan üç riske dikkat çekti. Birincisi, “konut sektöründeki aşırı ısınmaya mani olun” ded




IMF cuma günü yayınladığı “Program Sonrası İkinci Değerlendirme Raporu”nda konut sektöründe oluşan üç riske dikkat çekti.
Birincisi, “konut sektöründeki aşırı ısınmaya mani olun” dedi.
İkincisi, “sadece konuta yönelik tüketim kredilerine değil, aynı zamanda ticari krediler içinde konut inşaatı ile uğraşan firma borçlanmalarını da kontrol edin” uyarısında bulundu.
Üçüncüsü ise “gayrimenkul yatırım ortaklıklarına tanınan vergi muafiyetlerini kaldırın” önerisini getirdi.
IMF’nin, birçok finansal krizin altında yatan nedenlerden birisi olan konut sektöründeki balonlar konusundaki hassasiyetini doğal karşılamak gerekir. Buna bir de IMF uzmanlarının bizzat yaşadıkları ABD’deki konut sektörünün yarattığı sorunlar gözlerinin önündeyken kendilerinden başka değerlendirmeler beklenemez.
Ne var ki Türkiye’de konut sektöründe oluşan bir balon yok. Bunun gerekçelerine daha önceki yazılarımda değindim. Çok düşük düzeyden başlayan kredi ve konut yapımı artışları yüksek gibi algılanıyor.
Banka kredilerinin bir bütün olarak ele alınması konusunda ise risk yönetiminde çok önemli adımlar atmış olan Türk Bankacılık Sektörü’nün riskin nasıl alınacağını, nerede durulacağını ve teminatlarının neler olacağını bilecek düzeyde olduğunu sanıyorum.
Ben bankaların bu konuda büyük bir hata yapacakları kanısında değilim.
Ayrıca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) da bankaları tek tek inceliyor. BDDK’nın bir sorun gözlediğinde ikazlarını baştan yaparak riski azaltma yeteneğine sahip bir kurum olduğunu düşünüyorum.
Sayıları halen 21 olan gayrimenkul yatırım ortaklıkları ise gayrimenkul sektörünü sermaye piyasasına taşımak ve bu yolla orta ve uzun vadeli fonları buraya çekmek düşüncesiyle kurulmuşlar.
Başlangıçta kendilerine tanınan vergi muafiyetleri bu kurumları teşvik etmek için verilmiştir. Sistem içine alınmaları ile kayıt dışılık da önlenmeye çalışılmıştır. Vergi kaybı ise ilk dönemlerde söz konusu değildir.
ABD’de de olduğu gibi konut sahiplerine tanınan vergi ayrıcalıkları ya da Fannie Mae veya Freddie Mac gibi düşük faizli kredi sağlayan sistemi olmayan Türkiye’de daha yeni canlanmaya başlayan konut sektörünün engellenmesini doğru bulmuyorum.
İstihdamı ve büyümeyi artırmada önemli rol oynayan, gecekondulaşmayı önleyen ve sıcak para çekme gibi bir niteliği bulunmayan bu sektörü IMF’nin uzun bir süre rahat bırakması gerekir.

Padoa Schioppa'un ardından
İtalyan ekonomist Tommaso Padoa Schioppa’nın vefatını dün öğrendim.
Geçen hafta cumartesi günü Paris’te katıldığım bir konferansta beraberdik. Güzel bir konuşma yapmıştı. Vizyon sahibi olması ve konuşmalarına yeni fikir arayışlarını sürekli yansıtması onu her zaman farklılaştırıyordu.
İtalya’yı çeşitli kurumlarda temsil etmiş, 2006’da maliye bakanlığı görevini iki yıl için üstlenmişti.
Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu’nda görev yaparken 1998 yılında Tommaso’yu Türkiye’ye çağırmıştım. Bize güzel bir konuşma yapmıştı. Daha sonra toplantıya katılan bazı merkez bankası başkanları ile birlikte Kapadokya’ya gitmiştik.
Aramızdaki tek İtalyan oydu. Bizi gezdiren rehberimiz Romalıların tarihin ilk çağlarında orada yaşayan Hıristiyanlara çektirdiği ıstırapları anlatırken yüzünün kızardığını anımsıyorum.
Türkiye’yi ve Türkleri severdi. Avrupa Birliği’ne üyeliğimizi hep destekledi.
Bir dostu kaybetmiş olmanın hüznü çöktü üzerime.
Gazi Erçel/Habertürk


Geri Dön