Konut şirketleri satmaya mı çalışıyor? Satmamaya mı?
Sonbahar ve ilkbahar gayrimenkul profesyonelleri açısından son derece hareketli geçer. Bir tarafta yeni projeler diğer tarafta da uluslararası etkinlikler. Son 1 ayda peşpeşe 3 fuara birden katılmam gerekti.
Bunların ilki Dubai'deydi. Ortadoğu'nun en büyük emlak fuarı. İkincisi İspanya'daydı. Meeting Point. Dünyanın en büyük ikinci ev, bizdeki adıyla "yazlık ev" fuarı. Bu hafta ise Cannes'teydim. Dünyanın en büyük alışveriş merkezi ve ticari gayrimenkul fuarında; MAPIC'te. Fuarlarla ilgili size anlatacağım çok şey var. Bunları bir kenara bırakıyorum. Konut meselesine giriyorum.
Konut satışları açısından sonbahar biraz durgun geçiyor. Bu durgunluğun nedenini araştırırken ilginç sonuçlarla karşılaştım. Bunları sizlerle paylaşacağım.
Anahtar sorum şu: Konut şirketleri ellerindeki konutları satmaya mı çalışıyor? Satmamaya mı?
Eminim içinizden, "Nereden çıktı bu? Tabiki satmaya çalışıyorlardır" dediğinizi duyar gibi oluyorum. İlk başka baktığımda ben de sizin gibi düşünüyordum. Ama meselinin özüne inince yanıldığımı anladım.
Şimdi size 3 örnek sıralayacağım. Birinci örnek Soyak Evraka. İlkbahar'da satışa çıkarıldı. Yaklaşık 1.000 konutun 40'ı kaldı. 950'den fazlası satıldı. İkincisi Bahçeşehir'deki Başkaşehir. Piyasanın dip yaptığı Eylül ayının ortasında satışa çıkarıldı. Yaklaşık 2 ayda 250 konut satıldı. Üçüncüsü ise Avrupa konutları TEM projesi. 2 bin 800 konutluk projede ilk etapta yer alan 812 konut neredeyse bir haftada satıldı. Esnaf deyimiyle, "Havada kapışıldı"
Soyak'ın inkar edilemeyecek bir marka gücü var. Avrupa Konutları'nın ise Halkalı'da kazandıran bir startejisi vardı. Başkaşehir'i gerçekleştiren şirket ise Bodrum'da yoğunlaşan İstanbul'da ilk projesini pazara çıkartan bir şirket.
Bu 3 projenin ortak özelliği neydi? Metrekare bazında ucuz olmaları, dolayısıyla prim potansiyeli taşımaları. Bunu farkeden tüketiciler, "konuta hücum" dediler. Konut piyasasını çok yakından takip eden, hatta bir çok kampanyadan daha başlamadan haberdar olan bir gazeteci olarak diyorum ki: Anahtar kelime "fiyat"tır. Yani konut piyasasında fiyatlandırma politikasında hata yapmayan şirketler peynir ekmek gibi satar. Bunu yapmayan şirketlerin ise pazarda fazla şansı yok. Nitekim aylardır bir konutun bile satılmadığı projeler var.
Bunların üstüne bir de satamadığı halde konut fiyatlarına her ay veya periyodik aralıklarla zam yapanları görünce, ister istemez "Konut şirketleri satmaya mı çalışıyor? Satmamaya mı?" diyorum.
Pazarda, kendisinden konut satın alanlara kazandıran şirketlerin önü açık. Hem çok kazanacaklar hem de kolay satacaklar. Bunu yapmayan şirketlerin ise işi çok zor.
Sizce yanılıyor muyum?