Konutların yüzde 45'i oturulamaz durumda!
Yüzölçümünün yüzde 92'si deprem kuşağında bulunan ve nüfusunun yüzde 95'i deprem tehdidi altında yaşayan ülkemizde konutlar alarm veriyor. Konutların yüzde 45'i oturulamaz durumda 6,5 milyon konutun acilen yenilenmesi gerekiyor...
Yüzölçümünün yüzde 92'si deprem kuşağında bulunan ve nüfusunun yüzde 95'i deprem tehdidi altında yaşayan ülkemizde konutların durumu ALARM veriyor. İnsanlar 'TABUTLUK' tabir edilen riskli binalarda yaşamayı sürdürüyor.
DEPREM gerçeğini bundan 14 yıl önce Marmara Depremi ile bir kez daha hatırlamış olan Türkiye'de mevcut binalara bakıldığında durum pek de iç açıcı değil. Yüzölçümünün yüzde 92'si deprem kuşağında bulunan ve nüfusunun yüzde 95'i deprem tehdidi altında yaşayan ülkemizde 18 milyonu aşan yapı stoğunun yüzde 6 7'si ruhsatsız ve kaçak, yüzde 60'ı 20 yaş üzeri konutlardan oluşuyor. Ayrıca konutlann yüzde 45'i oturulamaz durumda, 6,5 milyon konutun acilen yenilenmesi gerekiyor. Yapı Denetim Yasası'ndaki değişiklik ve kentsel dönüşüm ise bu konudaki sevindirici gelişmelerden... 17 Ağustos Marmara Depremi ve 2011 Van depremindeki acıları tekrar tekrar yaşamamak için tüketicilerin de bilinçli olması ve binalarının deprem güvenliğini sorgulaması şart.
Japonya en güzel örnek Yakın geçmişimizdeki en şiddetli deprem olan 17 Ağustos 1999 depreminin 14'üncü yıl dönümünde vatandaşlara, inşaat sektörüne ve kamu otoritelerine seslenen Çukurova Gayrimenkul İcra Kurulu Başkanı Cafer Kara, "Deprem denildiğinde halkımızın gözünde maalesef yıkılmış binalar canlanıyor. Oysa binalarımız depreme dayanıklı, Deprem Yönetmeliği'ne uygun inşa edilmiş olsa böyle üzücü tablolarla karşılaşmayacağız. Bu konuda Japonya bize en güzel örneklerden biri... 99'da yaşadığımız deprem 7,5 şiddetindeydi ve maalesef yıkılan binalar yüzünden ciddi kayıplar verdik. Geçen yıl Japonya'da yaşanan depremin şiddeti ise 9 ve o depremde binalar sapasağlam ayakta kaldı. İnsanlar binalardan değil, çoğunlukla tsunamiden zarar gördü." dedi.
Kentsel dönüşüm; sağlıklı yaşam alanlarına dönüşüm olmalı Kentsel dönüşümün deprem gerçeği ile yaşayan Türkiye'de çok önemli bir adım olduğunu vurgulayan Cafer Kara, "Ancak kentsel dönüşüm, dar kapsamlı ve parselinde bina bazında dönüşüm olarak algılanmamalı. Yerinde imar artışıyla yapılmaya çalışılan kentsel dönüşüm başarısız olur. Kentleri uzun vadede geri dönüşü mümkün olmayan hatalara sürüklememek için kentsel dönüşüm; yolu, altyapısı, yeşil alanı ile daha kapsamlı, planlı ve sağlıklı yaşam alanlarına dönüşüm olarak ele alınmalı.
Ayrıca devlet ve yerel yönetimler daha etkili ve yönlendirici rol oynamalı." diye konuştu.
Milat Gazetesi