Konya'da kiralık ev kalmadı!

Beğen İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Demirci ile sohbet etme imkânımız oldu. 

İlerleyen günlerde söyleşinin tamamını gazetemizden okuyacaksınız. 

Öncelikle bütün söyleşiden şunu anladım ki, inşaat sektörü tüm Türkiye'de olduğu gibi Konya'da da zirvesini yaşıyor. 

"İstisnalar kaideyi bozmaz" Lakin... 

Konya "Tarım Havzası" ama tarımla birlikte farklı sektörlerle de şehri desteklemek gerekiyor. 

Misal... 

İnşaat... 

Sanayi... 

Birinde eksik kalırsanız şehri riske ediyorsunuz demektir. 

O yüzden hep şu sorular yöneltilmiş inşaat sektörü temsilcilerine: "İnşaat zirveyi mi yaşıyor yoksa bu sektör balon mu?" Aslında inşaatın doyum noktası yok... 

Zira haberlerimizden de takip ediyorsunuz, Konya'da kiralık dahi ev yok. Başta Suriyeli olmak üzere Konya'da resmi olarak 60-70 bin gayri resmi ise 100 binin üzerinde mülteci var.

Ve... 

Şu ayrıntıyı da atlamamak gerekir. 

Türkiye'de 2,5 milyon kayıtlı mültecinin en az 500-600 bini kalıcı. Suriye'de iç savaş bitse bile ülkelerine dönmek istemiyorlar. Konya'da ise bu rakam en az 10 bin civarında. 

Kalıcı olanlardan bahsediyorum. 

Bu rakamlar resmi makamların verdiği oranlar. 

Hoş, birçoğu zaten mülk satın almaya başlamış. 

Konya ve ilçelerinde kendi işyerlerini kuranlar da çoğalmaya başlamış. 

Bütün bunlar göz önüne alındığında inşaat sektörü için doyum noktası yok ama... 

Yine de dikkatli olmak lazım. 

Dediğim gibi diğer sektörlerle desteklenmeli. 

*** Şehir ekonomisini geliştirmek güzel... 

Ama... 

Şehre yeni yasam alanları kazandırarak ekonomiye katkıda bulunurken yaşanılır bir şehir kurmak da. inşaat sektörü temsilcilerinin olduğu kadar yerel yöneticilerin de görevidir. 

Nasıl mı? 

Bundan sonrasını röportajdan okuyacaksınız ama birkaç noktayı buradan verelim. 

Belediyeler yeni yaşam alanlan oluştururken müteahhitlerle bazı paylaşımda bulunmalılar. 

Neden mi? 

Beğen İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Demirci diyor ki; Yeni arsalar bulabilmek adına gerek Kentsel Dönüşüm çalışmaları gerekse bizim arsa sahipleriyle anlaşmalarımız sonrasında yeni yaşam alanları oluşturmak adına yıktığımız binaların çoğu 30-40 yıllık... Avrupa'da durum böyle değil. Orada 300-400 yıllık binaları görebilirsiniz. 

Konya'ya 6-7 yıl hiç uğramasanız bir dahaki gelişinizde evinizi zor bulursunuz. 

Efendim... 

Onun için yerel yöneticilerle istişareler gereklidir diyorum ben de... 

Şehir yoğunluğunu ayrıştırabilmenin yolu müteahhitlerden geçiyor. 

Başkanlar bu konuya sıcak bakar mı? 

Orasını bilemem... 

Ama paylaşım şart! Dedim ya... 

Şehri birlikte yönetmek, ve geliştirmek adına 'paylaşım' şart. 

İstişareden bahsediyorum. Masaya fazladan bir sandalye daha koyacaksınız o kadar... 

Hem farklı sektörleri birbiriyle desteklemiş olacaksınız hem de şehri geliştireceksiniz. 

İki türlü de kârdasınız. 

Ne dersiniz? 

Olmaz mı? 

Memleket Konya/ M. Ali Elmacı