Kent Haberleri

Konya'da restore edilmeyen yapı kalmayacak!

Konya Vakıflar Bölge Müdürü İbrahim Genç, “Müdürlüğümüz; Konya, Karaman ve Aksaray bölgesinde toplamda 143 proje üzerinde denetim, uygulama, ihale ve yatırım çalışmalarını sürdürüyor” dedi.

Geçmişten günümüze gelen kültür varlıklarının imar planı dahilinde çevresiyle birlikte ele alınması ve bunun içinde belediyelere büyük sorumluluk düştüğünü söyleyen Konya Vakıflar Bölge Müdürü İbrahim Genç ile Konya’da kültür varlıklarının nasıl korunması gerektiğini, restorasyon çalışmalarında yaşadıkları uzman sıkıntısını ve gayrimenkullerin nasıl değerlendirildiğini konuştuk.


İbrahim Genç sizi tanıyabilir miyiz?

1956 Konya Derbent Çiftliközü doğumluyum. İlk orta ve lise eğitiminden sonra Adana’da inşaat mühendisliği bölümünü bitirdim. İlk görev yerim olan Edirne’de 15 sene görev yaptım. Geçmişteki teşkilatlanmaya bağlı olarak bölgelerde teknik ve kontrol yoktu. Edirne’de bu anlamda her türlü teknik işin sorumlusu olarak istisnai bir görev yaptım.  Türkiye’nin farklı vilayetlerinde görev yaptıktan sonra Konya’ya 1994 sonunda geldim. 1998 yılının başından itibaren bölge bölgelerde teşkilatlanmalar oluşturularak teknik müdürlükler kuruldu. Emrivakiiyle teknik müdür olarak 7 sene çalıştım. Zaman zaman müdür vekilliği de yaptıktan sonra Konya Vakıflar Bölge Müdürü’nün tayin edilmesinden sonra yerine getirildim.6 Haziran 2004’ten itibaren de kesintisiz olarak bölge müdürlüğünü yürütüyorum. Bu süreçte 3 yıl gibi bir süre Kayseri ve Antalya’da da görev yaptım. Ancak daha sonra tekrar Konya’ya getirildim. Bölgemizde 19 senedir hizmet etmeye devam ediyorum.


Vakıflar Genel Müdürlüğü Türkiye genelinde hangi faaliyetlerde bulunuyor?

Vakıflar Genel Müdürlüğü; Cumhuriyet öncesi ecdadımızın Selçuklu ve Osmanlı döneminde ağırlıklı olarak kurduğu tüm vakıfları ve özelliklede yöneticisi kalmayanları yöneten bir kurumdur. Vakıfları ikiye ayırıyoruz. Yöneticisi var olanlar Mülhak Vakıf, kendi yönettiklerimize ise Mazbut Vakıf diyoruz. Mülhak Vakıfların mütevellitleri mevcut olduğundan müdürlüğümüz tayin eder. Tabii kurumlarda yürütülen hizmetleri yine müdürlüklerimiz denetler. Yine Cumhuriyet döneminde kurulan yeni vakıfların her türlü işlemlerine destek veriyoruz. Geçmişten günümüze kadar gelen gayrimenkullerle ilgili her türlü işlerini yürüttüğümüz gibi bunların amaçlarına uygun olarak da değerlendirmeye çalışıyoruz. Örneğin; geçmişte kullanılan medrese, tekkeler gibi günümüzde kullanılmayan tarihi yapıları asli fonksiyonlarına uygun olarak kullanmaya çalışıyoruz. Türkiye’de gurur kaynağımız olan geçmişten günümüze gelen tarihi yapıları tamamı vakıf eseridir. Müdürlüğümüz; bu eserlerin en iyi şekilde aslına uygun olarak yapılması için restore ve onarım çalışmalarını üstleniyor.

Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak yardıma ihtiyacı olan insanlara nasıl destek oluyorsunuz?

Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak eğitime çok önem veriyoruz. Fatih Sultan Mehmet Vakfı Üniversitesi ve Bezmialem Valide Sultan Vakıf Üniversitesi olarak iki üniversiteye sahibiz. Eğitim hizmetlerini en iyi şekilde burada sürdürmeye devam ediyoruz. Hayriye hizmetlerimiz çerçevesinde üniversite öğrencilerine aylık 200 TL burs veriyoruz. Muhtaç ve yetimlere aylık 600 TL maaş veriyoruz. Konya bölgesinde 2 bin 100 kişiye kuru gıda dağıtımı yapıyoruz.Bu hizmetler tabii ki yalnızca Konya olarak değil tüm Türkiye’de yapılan hizmetlerdir. 

Yaptığınız yardımlarda gelir anlamında sıkıntı yaşıyor musunuz?

Tabii ki sözünü ettiğimiz tüm yardımları ecdadın bıraktığı vakıflara ait olan kira getirebilecek mülklerin gelirleriyle yapıyoruz. Dolayısıyla gelirlerimiz ne kadar fazla olursa hizmetlerimizde o kadar çok olacaktır. Gayrimenkullerimizde özellikle atıl olanları değerlendirmek için çaba harcıyoruz. Kiracılarımızla kira gelirli ilişkilerimizi daha doğruya götürmeye çalışıyoruz. Konya bölgesi(Karaman, Aksaray) olarak bin 100 civarında kiracımız var. Dolayısıyla yaptığımız hizmetlerin tamamının geliri vakıflardan sağlanıyor. Devletin kurumu ancak özel bütçeli bir kurum olduğu için devletin bütçesinden herhangi bir para aktarılmıyor. Sorumluluğu ve vebali çok yüksek olan kurum olduğunu söyleyebilirim.

Yardımı ihtiyacı olan kişileri nasıl tespit ediyorsunuz? Yapılan yardım sürekli mi gerçekleşiyor?

Yardım edeceğimiz kişileri yönetmeliğimize uygun olarak seçiyoruz. Muhtaç kelimesini yüzde 40 engelli olarak değerlendiriyoruz. Yardımda bulunacağımız kişilerin hayatını idame ettireceği herhangi bir geliri ya da sosyal güvencesi olmayacak. Öğrencilere verilecek burslarda sitemizde bir forma doldurarak başvuruda bulunuyorlar. Burs başvurularımızda zaten başladı 19 Ekim’de bitecek. Türkiye genelinde her talebin formuna göre puanlama yapılıyor. Değerlendirmeden sonra burs kazananlar o bölgenin müdürlüğüne bildiriliyor. Her ay bu yardımlarda değişiklikler olabiliyor.

Konya’yı Türkiye genelinde mülk olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Mülklerden yeterli geliri sağlayabiliyor musunuz?

Konya bölgemizde müdürlüğümüze ait bin 850 mülk vardı. Ancak bir istisnai durum yaşandı.Karaman bölgesinde Ermenek Balkusan köyünde 2 bin 350 yakın mülk vakıf olduğu için müdürlüğümüze geçti. Onları da şu anda bir köyün tamamı olarak düşünürsek o köyde yaşayanlar kullandığı için orada yaşayanlara bu mülkleri satıyoruz. Dolayısıyla rakam itibariyle 4 bin civarında olsa da yine 2 binlere düşecektir. Türkiye genelinde 25 bölge olarak düşünürsek yine Konya olarak ilk 10 bölgenin içindeyiz. Ancak mülk sayısı başlı başına bir kriter değil. Önemli olan bu mülklerin taşınmazların ne olduğu ve getirisi önemlidir.Gelir açısından da baktığımızda Konya’mız çok fazla geliri olan bölgelerden değil. Fakat onarım ve restorasyonlar açısından yoğun bir bölgeyiz. Giderler, gelirleri çok fazla çoğu zaman karşılamıyor. Selçuklu ve Osmanlı yapılarının çok görüldüğü bir bölgeye sahibiz.Tabii ki vakıf gayrimenkullerinin iyi değerlendirilmesi lazım.  Gelirler artarsa yardımlarda artar. Dolayısıyla herkesin desteğini bekliyoruz.

2016 yılının sonuna doğru yaklaşıyoruz, bu sene neler yaptınız?

Bölge olarak onarım ve restorasyon çalışmalarımız ağırlıklı olarak devam ediyor. Vakıfların gelirlerini arttırmayla ilgili arsa statüsündeki veya atıl durumdaki taşınmazların durumuyla ilgili çalışmalar sürüyor. Özellikle belediyelerimiz ağırlıklı protokolle onarım ve restorasyonlar yapılıyor. Yine restorasyon şartlı onarımlar uygulamalar var. Bunlar daha çok ticari ağırlıklı olarak kullanılacak. Konya ili olarak 22 restorasyon, 31 mülk proje ve 12 ihale edilecek proje çalışması var. Konya, Karaman ve Aksaray bölgesinde genel olarak 143 proje üzerinde denetim, uygulama, ihale ve yatırım hizmet çalışmalarını takip ediyoruz. Bu açıdan değerlendirildiğin Konya’da en çok aktif çalışan bölgeyiz.

Tarihi yapılar deprem, yangın gibi çeşitli nedenlerden dolayı hasara uğrayabiliyor. Konya’da durum nedir?

Tarihi yapılar, yığma olduğu için bu yapıların çevresindeki trafikte dâhil hareketlenmelerden etkilenebiliyor. Özellikle Sultan Selim Cami’de kubbeden itibaren kılcal küçük çaplı çatlamalar oldu. Merkezde yine Selçuklu eserlerinde küçük çaplı hasarlar olabiliyor. Ancak bunlar tehlikeli boyutlarda değil. Tabii bu tür zarar gören yapıların restorasyonlarını günümüzde uygun malzeme ve teknik işlemle en iyi şekilde çözmeye çalışıyoruz. Alâeddin Cami’de geçen yıl raporda belirtildiği gibi elektrik kontağından çıkan bir yangın yaşadık. Yangında caminin tavan bölümündeki kirişlemeler hasar görmüştü. Zaten burada orijinal bir eser yoktu.1980-90 yılları arasında hasar gören tavan yeniden yapılmıştı. O yüzden tarihi olarak bir zarar görmedik, şükür ediyoruz. Bu camide en önemli unsur ahşap mihrabın ve minberin olduğu yerdir.

Tarihi yapıların aslına uygun olarak restore edilmesi büyük bir titizlik gerektiriyor. Çünkü bazen yapı tarihi özelliğini de yitirebiliyor. Bu konuda sıkıntı yaşıyor musunuz? Restorasyon çalışmaları kimlere yaptırıyorsunuz?

Restorasyon işlemleri uzman olarak kabul edilen firmalar tarafından yapılıyor. Uzmanlıktaki ölçü restorasyon yaptıklarına dair belgeler ve bunlar dahilinde aldıkların ihalenin limiti var. Gerekli şartları sağlayan geçmişte bu işleri yapan ellerinde resmi belgeleri olan firmalar ihaleye giriyor. Teklifleri ve şartları kim verdiyse ihale yasasına göre proje o firmaya veriliyor. Elimizden geldiğince doğru firmalara vermeye çalışıyoruz. Şöyle de bir durum var; en uygun fiyatı verenlere de vermek durumundayız. Tabii tam da burada sıkıntı oluyor. Çünkü o firma elimizde yasaklı değilse her türlü şartları da sağlıyorsak vermek durumunda oluyoruz. Bölgemizde daha önce çalışmamışsa, nasıl bir firma olduğunu bilmiyorsak tamamen eserin şansı da diyebiliyoruz. Bazen gerçekten iyi olmayan mütahitlere de çatışıyoruz. Bu durumda da işi en az yanlışla ‘bu firmadan nasıl kurtuluruz?’ diye düşünüyoruz. Elimiz yetki anlamında daha iyi durumda olsa diye düşünürken, bu seferde başka riskler ortaya çıkıyor. Ama en doğru firmaya vermeye çalışıyoruz. Uzman sıkıntısı haliyle yaşanıyor. Genel olarak olumsuz olarak değerlendirebileceğimiz çok kişi mütahit ve bu işi elindeki belgeyle yapmaya çalışıyor. Bu iş gerçekten uzmanlaşan kişilere verilmelidir.

Toplum tarihi yapıların korunmasında gerekli özeni gösteriyor mu?

Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak ecdadın bıraktığı nadide eserleri koruyarak gelecek nesillere aktarmaya çalışıyoruz. Eserler tüm milletimizin gurur kaynağı, hem kültür hem de evrensel olarak ortak değerlerdir. Restorasyon çalışmaları en şekilde yapılmaya çalışılıyor ancak bu eserlerin korunmasında ve doğru olarak değerlendirilmesinde en geniş şekliyle hepimize sorumluluk düşüyor. Özellikle yerel yönetimlerin daha fazla sahip çıkması gerekir. Şu anda Konya’da belediyelerimiz restorasyon çalışmalarına katkıda bulunuyor. Ama bu tek başına yeterli olan bir yaklaşım değil. Bu yapılar çevresinde yapılan çalışmalarda imar planları ve çevresindeki yapılanmalarda dâhil üzerinde çalışılarak yapının zarar görmemesi ve korunması için ortak bir fikir birliğinin olması gerekiyor. Sadece eserin kendi başına koruma düşüncesi yetmez. Şehirde tarihi yapıların çevresiyle birlikte doğru değerlendirilmesi gerekir.Konya’da amacımız; restore edilmeyen eser bırakmamak.


Anadolu'da Bugün