Konyanın Kapadokya'sı Kilistra, ilgi bekliyor!
Hristiyanlar için önemli bir yere sahip olan ve görünümüyle Konyanın Kapadokyası olarak adlandırılan Kilistra antik kenti, dünya inanç turizmine kazandırılmayı bekliyor
Hristiyanlar için önemli bir yere sahip olan ve İncilde adı geçen, görünümüyle Konyanın Kapadokyası olarak
adlandırılan Konyanın Meram ilçesi Hatunsaray (Lystra) beldesine bağlı Kilistra
antik kenti, dünya inanç turizmine kazandırılmayı bekliyor.
Alınan bilgiye göre, Hz. İsanın havarilerini gören ve
havari gibi kabulde gören Aziz Paulosun Hristiyanlık dinini yaymak için ziyaret
ettiği Konyanın merkez Meram İlçesi Hatunsaray beldesine bağlı Gökyurt köyü
sınırları içinde yer alan Kilistrada kiliseler ve kaya oyma yerleşimler inanç
turizmi açısından önemli bir potansiyel oluşturuyor.
Bizans devrinde doğal kaya oluşumuna paralel beş ayrı mevkide kurulan
Klistra antik kentinde mimaride şapel, kilise gibi dini yapılarla, savunma ve
güvenlik amaçlı yapılara rastlanıyor.
Kilistrada haç planıyla dikkati çeken kilise ve çevresindeki kaya oyma
yerleşimlerin arasında kalan toprak alanlar Kapadokyada bulunan peri bacalarının
özeliklerini barındırması nedeniyle Konyanın Kapadokyası olarak adlandırılıyor.
Kilistra, Hristiyanlarca yarım hacı olmak amacıyla ziyaret edilen bir yer olarak
görülüyor.
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Hasan Bahar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kilistranın volkanik bir
bölgede yer aldığını, görüntüsüyle zaman zaman Kapadokyayı andırdığını
söyledi.
Kendisinin bu bölgeyi "Konya Kapadokyası" diye ifade ettiğini anlatan
Bahar, şunları kaydetti:
"Kilistra doğal güzelliğinin yanı sıra, bu güzellik içerisine gizlenmiş
Roma dönemi kaya mezarları, su sarnıçları ve yerleşim yerleri yer almakta. Daha
sonraki dönemde Hz. İsanın havarilerini gören ve havari gibi kabulde gören Aziz
Paulosun gelmesiyle Hristiyanlık ile ilgili ilk misyoner çalışmaları yapılmış.
Buradaki ilk Hristiyanlar, eski Roma mekanlarını da kullanarak kaya mezarlarında
küçük ibadethaneler kurmuşlar. Burada şapel (kaya kilise) var ki; hem kayanın
içine oyulmuş hem de dış kısmı hac şeklinde oyulmuş. Bu bizim Yunan haçı, Bizans
haçı dediğimiz mimari tarz bu, 6. yüzyıldan itibaren görülüyor. Anadoluda
bulunan ender şapellerinden birisi. Bu yüzdende sanat tarihi bakımından da son
derece kıymetli."
Kilistranın Konyaya 55 kilometre uzaklıkta ve günübirlik gezilebilecek
yer olduğunu hatırlatan Bahar, "Özellikle bu bölge Kapadokya turizm bölgesiyle
Antalya turizm bölgesinin arasında olması, turizm için ulaşımı son derece kolay
olmasına rağmen neden bu ilgi çekmiyor. Bu alanlara iyi bakmamız gerekir. Yerli
ve yabancı turistlerin buraya gelişlerinde bakımsız olmasından kaynaklanan
görüntü kirliliğinden dolayı mahcubiyetimiz olmaktadır" dedi.
-"Sahipsiz ve harabe görüntüsünden kurtarmalıyız"-
Kaya kilise ve çevresine özen gösterilmesi gerektiğini anlatan Bahar,
"Kilistra volkanik arazi içerisinde yer alıyor ve Gökyurt, Deste, Botsa gibi
köylerimiz var bu bölgede. Bunları da bir bütün olarak turizm için düşünürsek
bölgenin potansiyeli oldukça yüksek. Bu köylerdeki hizmeti de turizme yönelik
yapmamız gerekiyor. Köylerimiz terk edilmiş bir harabe özelliğini gösteriyor,
buraları canlandırabiliriz. Bu bölgeyi sahipsiz ve harabe görüntüsünden
kurtarmalıyız, turizme kazandırmalıyız" diye konuştu.
Kilistraya büyük hassasiyet gösterilmesi ve tarihe karşı duyarlı
olunması gerektiğini anlatan Bahar, bu bölgenin turizme kazandırılmasıyla
Safranboludaki, Kapadokyadaki canlılığı görmenin mümkün olduğunu sözlerine
ekledi.
AA