Köprü ve tünellerin rutin bakımı, yapıların ömrünü uzatıyor!
Gümüşhane Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Çavdar, tünel ve köprülerin rutin bakımlarının bu yapıların ömrünü uzattığını belirtti
Çavdar, Harşit Çayı üzerinde çok sayıda köprü bulunduğunu, akarsu debisinin eriyen karla birlikte büyük oranda yükseldiğini vurguladı. Arazinin yapısı itibariyle yağışın akışa çabuk geçtiğini, bunun da ani debi değişimlerine neden olduğunu belirten Çavrdar, ''Filyos Çayı'nda yaşadığımız acı tecrübe, bu hızla akan Harşit Çayı üzerindeki köprülerin zarar görüp görmeyeceği sorusunu akla getiriyor'' dedi. Dünyada köprü çökmelerine zaman zaman rastlandığı, ABD'de 1989-2000 yılları arasında 500'ün üzerinde köprünün yıkıldığını ifade eden Çavdar, bu göçmelerin yarısından fazlasının sel nedeniyle yaşandığına dikkati çekti. Selin, köprü ayaklarının altındaki zeminin boşalıp köprü ayaklarının çökmesine, bunun da köprünün yıkılmasına yol açtığını belirten Çavrdar, köprü temellerinin yeterince derin yapılması durumunda bu sorunla karşılaşılma ihtimalinin çok zayıf olduğunu söyledi. ''Tünellerde en son üretim ve yalıtım teknolojileri kullanılmakta'' Çavdar, Ordu'da 2006 yılında hizmete giren 3 bin 825 metre uzunluğundaki Nefise Akçelik Tüneli'nin Türkiye'nin en uzun tüneli olduğunu hatırlattı. İnşa edildiğinde çevre ülkelerde büyük ses getiren tünelin Türk müteahhitlik sektörü için bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Çavdar, şöyle konuştu: ''Bu sayede müteahhitlerimiz yurt dışından önemli tünel projeleri için teklif aldılar. Dünyanın üçüncü büyük tüneli olacak 15 kilometre uzunluğundaki Ovit Tüneli ve 12,9 kilometre uzunluğundaki Zigana Tüneli de devasa mühendislik projeleridir. Bu tüneller, inşa edilmeleri halinde başlı başına birer mühendislik harikası olacak.'' Elverişsiz zemin koşulları, hesaba katılmayan jeolojik durumlar, yetersiz ve kalitesiz yüzey kaplamaları, proje hataları ve zemin suyu sızmalarına karşı yeterli yalıtımın yapılmamasının en önemli tünel riskleri olarak sayılabildiğine dikkati çeken Çavdar, tünel içlerinde yeterli havalandırmanın yapılmasının gaz birikmesini engelleyeceğini belirtti. Tünel içi yangın riskine karşı da gerekli önlemlerin alınması gerektiğini vurgulayan Çavdar, bu konuda dikkat edilmesi gereken hususlara ilişkin şunları söyledi: ''Tünel içi aydınlatmaların yapılması da olası kaza risklerini en aza indirecektir. Bu yönleriyle incelediğimizde zemin suyuna karşı yalıtım 25-30 yıl öncesinin teknolojisine göre inşa edilmiş Zigana Tüneli dışında, Gümüşhane'deki tünellerde öngörülmemektedir. İlimizde yapılan ve yapılacak çeşitli boylardaki tünellerde en son üretim ve yalıtım teknolojileri kullanılmaktadır. Bu sebeple Zigana Tüneli'nde olduğu gibi tünel içinde su sızması nedeniyle buzlanmaların ve kaplamada bozulmaların projeler doğru bir şekilde uygulanmışsa oluşma ihtimali düşüktür.'' Gerek tünel, gerekse köprülerin rutin bakımlarının yapılmasının bu yapıların ömürünü uzatacağını vurgulayan Çavdar, ''Gümüşhane-Trabzon arasında inşa edilen tünel ve köprülerde eğer projeler doğru bir şekilde uygulanmışsa, Filyos Köprüsü'ndeki faciaya benzer riskler öngörmemekteyim'' diye konuştu. AA