Koronavirüs gayrimenkul sektörünü nasıl etkileyecek?
Koronavirüs, dünyayı ve ekonominin her alanını olumsuz yönde etkiliyor. Gayrimenkul sektörü de durumdan endişeli. Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, virüsün gayrimenkul sektörüne etkisini anlattı...
Dünya Sağlık Örgütü’nün pandemi olarak tanımladığı koronavirüs ekonominin her alanını etkisi altına aldı. Bu süreçte salgının etkili olduğu ülkelerden malzeme alan müteahhit, o müteahhitten ev alan vatandaş, bir alışveriş merkezinde kiracı olan esnaf bugünlerde kara kara düşünüyor. Peki bu durumdaki vatandaşın ya da yüklenicilerin ne gibi hakları bulunuyor?
Hürriyet'ten Gülistan Alagöz'ün haberine göre; Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, koronavirüsün gayrimenkulü etkileyip etkilemeyeceği hakkında değerlendirmelerde bulundu.
1) Müteahhit ek süre isteyebilir
Avukat Kiraz, koronavirüse ilişkin şu an için gayrimenkul sektörüne yönelik alınmış, inşaat sektörünü durduran bir durum olmadığını, bu sebeple de inşaat sözleşmelerinin iptalinin talep edilemeyeceğini söyledi. Öte yandan müteahhitlerin yurtdışından malzeme getirme noktasında sorun yaşayabileceğini belirten Kiraz, “Yükleniciler açısından arsa payı karşılığı, kat karşılığı veya bedel karşılığı inşaat sözleşmelerinin teknik şartnamelerinde yer alan bazı malzemelerin yurtdışından gelmesi söz konusu olabilir. Söz gelimi parke İtalya’dan ya da Çin’den gelecekti ama gelemiyor. Bu durumda yüklenici mağdur olacak. Ürünü bekleyecek ya da iç pazardan muadilini bulmaya çalışacak. İşte böyle bir tabloda yüklenici inşaat sözleşmelerine ek süre talep edilebilir” diye konuştu.
2) Alıcıya yeni ödeme planı
"Konut satın alan biri koronavirüs nedeniyle ticari hayatında zorluk yaşıyorsa ne yapacak?" sorusuna Avukat Kiraz şöyle cevap verdi:
“Tüketici Kanunu bu alanda vatandaşı korur. Vatandaşın ödeme zorluğu yaşadığınızı ibraz ederek müteahhitten ‘yeni ve makul’ bir ödeme planı isteme hakkı var. Söz gelimi ‘Ben ayda 3 bin taksit ödeyemiyorum. 5 ay zaman ver, sonra toplu ödeme yapacağım’ denebilir. Müteahhit bunu kabul etmezse o noktada alıcı tazminatsız olarak sözleşmeden dönebilir. O tarihe kadar ödediği tutarı da geri alır. Konut kredisi kullanan alıcıda ise tablo değişir. Açılacak dava ile durumun mücbir sebep olarak kabulü sağlanmalı. Bu da çok kolay bir süreç değil. Kişisel görüşüm bunun mücbir sebep olduğu yönünde ancak önemli olan yargının ne diyeceği. Dava sürecinde bankaya olan borç ödenmediğinde icra sürecinin başlayacağı da unutulmamalı.”
3) Kiracının iki seçeneği var
Avukat Kiraz, küresel salgın sürecinde en büyük zorluğu işyeri kiracılarının yaşayacağına dikkat çekti. İnsanların kalabalık yerlere gitme konusunda endişe duyduğunu bu nedenle alışveriş merkezlerindeki dükkanların ciddi zararla karşı karşıya olduğunu belirten Avukat Kiraz, “Ticari bir birimde kiracı olan vatandaş öncelikle mülk sahibine giderek belli miktarda indirim talep edebilir. Eğer bu talebi karşılık görmezse 2 seçenek var. İlki; durumu mücbir sebep olarak göstererek haklı fesih hakkını kullanabilir. Burada son sözü Yargıtay söyler. Eğer böyle bir karar çıkarda da örnek teşkil eder. İkincisi de kiracı Borçlar Kanunu 331.maddesi gereğince olağanüstü fesih şartlarını işleterek sözleşme feshi yoluna da gidebilir. Ancak bu madde 1 Temmuz 2020’de yürürlüğe girecek. O nedenle başarılı sonuç veremeyebilir. Ben kiracının önce uzlaşma yoluna gitmesini, olmuyorsa mücbir sebeple fesihi seçmesini öneririm” şeklinde konuştu.
Koronavirüs inşaat sektörünü etkileyecek mi?