Kumbaracı Yokuşu, sessiz sedasız bir değişim ve gelişim içinde!

Burada hem gelecek hem de huzur var. İstiklal Caddesi’ni Tophane’ye, hatta Karaköy’e bağlayan Kumbaracı Yokuşu, ilerleyen yıllarda şehrin yeme-içme ve kültür odaklı cazibe merkezlerinden biri olacak. Bunun altını bir daha çizmek isteriz. Bu yokuş sadece restoranlarıyla değil; tiyatroları, atölyeleri ve butik otelleriyle de çok konuşulacak. Çok değil, bundan beş yıl önce Kumbaracı Yokuşu deyince aklımıza sadece Rus Konsolosluğu binası ya da Leb-i Derya gelirdi. İtalyan ve Rum mimarisinin güzel örnekleri olarak karşımıza çıkan apartmanların arasından inen, dimdik bir yokuş olarak bilirdik. Tophane tarafında mahalle hayatı yaşayan semt sakinleri, iyi vakit geçirmeyi seven, sanatsever insanların birbirinden habersiz tırmanıp indiği yokuşta, şu sıralar büyük hareketlilik var. Birkaç yıl önce manav, bakkal, marangoz atölyesi olarak karşınıza çıkan tanıdık esnaf, şimdi yerlerini yavaş yavaş farklı renkler ve tatlara bırakıyor.

Değişimin yüzü Gelin yokuşun değişim hikayesini anlatmaya en başından başlayalım. 1900’lerin başına ait eski bir Beyoğlu apartmanının büyük bir yatırım sonucu yenilenmesiyle hayata geçen ‘Stories Apart’, Kumbaracı Yokuşu’nun başında yer alıyor. 24 odadan oluşan otelin lobisinden odalarına, her köşesi için son derece özenilmiş. ‘Stories Apart’ın kapı komşusuysa ‘Morro’ isimli restoran. Burası Beyoğlu civarında alıştığımız adreslerden çok farklı. Hem hesaplı bir mönüye sahip, hem de son derece şık ve özenli.

Her yanı hikaye Yokuş aşağı indikçe yeni adreslerle tanışıyorsunuz. Bunlardan biri ‘Alaylı Cafe’. Yokuşun bohem tayfası burada buluşuyor diyebiliriz. Mekanın en önemli kozu, ‘ekmek üstü’ diye tabir ettiği atıştırmalık lezzetler. Fiyatı 12 TL. Onun dışında çay ve kahve seçeneği de gani. Alaylı Cafe’nin hemen yanında Leb-i Derya Kumbaracı’nın giriş kapısı var. Adını yokuştan alan bu mekan, yokuşun kaderinde de önemli bir rol oynuyor.

Tiyatroyla gelen bereket
Son yıllarda Kumbaracı Yokuşu’ndan bu denli bahsedilmesinin en önemli nedenlerinden biri, hiç kuşkusuz ‘Kumbaracı50’. Altıdan Sonra Tiyatro tarafından kurulan bir tiyatro salonu olan Kumbaracı50 sahnesinde, birçok topluluğun oyununu izleme imkanınız oluyor. Buradaki oyunlar için salonu dolduran seyircinin sokağın çehresine etkisi oldukça büyük.

YOKUŞUN FAVORİLERİ

Leb-i Derya Kumbaracı

Beyoğlu’nda bohem hayata seçkin bir alternatif olarak doğan Leb-i Derya Kumbaracı, 10 yılı geride bıraktı. Aynı zamanda şehrin en güzel manzaralarından birine sahip. Mönüdeki tadım tabağı, Ezine peynir salatası, bonfile burger, çikolatalı sufle gibi enfes seçeneklerden denemenizi öneririz. Bir kişi 60-100 TL arasında bir fiyata güzel bir akşam geçirebilir. Tel: 0 212 293 49 89

Mihrimah Sultan

Mihrimah Sultan, nostaljik atmosferiyle yokuşun klasiği olmuş adreslerden biri. Özellikle yaz aylarında bahçe ve terası çok tercih ediliyor. Mönüde çorbadan makarnaya birçok seçenek var. Özellikle makul fiyata yemek yemek isteyenler tercih ediyor. Bir kişi güzel bir yemek isterse 30 TL’yi gözden çıkarmalı. Ayrıca çay ve kahve için de ideal bir mekan. Tel: 0 212 293 66 27

Lebon Pastanesi

Aslında Lebon Pastanesi’ni Kumbaracı Yokuşu’nda göstermek çok da doğru olmaz. Lakin bir İstanbul klasiği olan bu pastane, bir bakıma Kumbaracı’nın kapısını açıyor. Dilim pastalardan kuru pastalara seçenek çok. Lebon’da pasta fiyatları 4.50 TL’den başlıyor.  Tel: 0 212 244 28 90

Morro

Restoran, mönüsü kadar şarap kavıyla da iddialı. Portekiz usulü ahtapot, pazı yaprağında levrek, karides ve kabaklı risotto gibi tatları denemenizi öneririz. Başlangıçlar 8-30 TL, ana yemekler 19-35 TL arasında.
Tel: 0 212 292 25 50

Southpark Cafe Bistro

Kumbaracı’nın en tanıdık adreslerinden biri. Yaklaşık 10 yılı geride bırakan mekan, klasik bir bistro formatına sahip. Hem yemek yiyebilir hem de içki içebilirsiniz. 30-60 TL arasında bir fiyata güzel vakit geçirilebilir.
Tel: 0 212 243 71 07

A. Sami Özbudak/Milliyet Cadde