Genel

Laz müteahhit dönemi bitti

İstanbul'un dağına taşına bina diken Ali Ağaoğlu ile ilk defa karşılaştım. Bir masada oturuyoruz. Bir yanımd

“Koca koca binalar yapıyorsunuz. Tabii ki, Türk mimarlarımız da uluslararası çizgide... Ama neden yaptırdığınız binalardan birini dünyada isim yapmış bir yabancı mimara çizdirmiyorsunuz? Günümüzde başka ülkelerin büyük şehrinde mimarlarının ismiyle ünlenen binalar yükseliyor” diyecek oldum.
Ali Ağaoğlu, “Bizim imar mevzuatımız o kadar karışık ki... Yabancı bir mimarın tasarlayacağı projeyi yetkili makamlara onaylatmak imkânsız gibi. Binanın orasını aşağıya çek, burasını, kaldır diyerek proje kuşa döndürülür” dedi.
Bu konuşmalar geçen perşembe günü konut yapımcısı 50'yi aşkın firmanın patronlarının katıldığı Milliyet'in öğle yemeği davetinde oldu.
Konut yapımcısı firmaların patronları, yemek boyu sektördeki gelişmeleri anlattı, sorunlarını dile getirdi.

Müteahhitler “marka” oldu
Ali Ağaoğlu konuşurken, toplantının moderatörlüğünü yapan Fatih Türkmenoğlu. Eskiden uydur gitsin, yapsatçılara “Laz müteahhit” denirdi. Söyleyin bakalım, artık Türkiye'de Laz müteahhit dönemi sona erdi mi?”
Bu soruyu ben cevapladım... “Konut yapımcısı firmaların projelerindeki ve inşaatların kalitesindeki gelişmeler Türkiye'de konut standardının iyileşmesine yol açıyor. Bırakınız yeni yapılan binaları görmeyi, gezmeyi, gazetelerde yayımlanan konut ilanlarındaki fotoğraflar “Laz müteahhit” döneminin sona erdiğini gösteriyor” dedim.
İmkânları sınırlı olanlar bile artık “iyi bir konut”un ne demek olduğunu, gördü, öğrendi, biliyor. Bunun için müteahhitten beklentilerini yükseltti. Laz müteahhit diye adlandırılan “Yuttur gitsin iş yapanlar” kendilerine çekidüzen verdi.
Bütün bunlar ülkede insanların yaşam standardının, kalitesinin göreceli de olsa, sınırlı da olsa yükselmesine imkân veren gelişmeler.

Başını sokacak “dam arayanlar”
Tabii ki olan biteni abartmamak gerekir. Türkiye'de “başımı bir dam altına sokayım da, ne şartlarda olursa olsun” diyerek barınacak yer arayan yaklaşık 3 milyon aile var. Bir o kadar aile gecekondularda yaşıyor. İstanbul'daki ve diğer büyük şehirlerdeki orta ve ortanın üzerindeki gelir grubuna yönelik konut üretimine bakarak ülkenin geneli için değerlendirme yapmak imkânsız. Her ne kadar TOKİ, Anadolu'da az da olsa sosyal konut üretimini sürdürüyor ise de konut sorunu bütünüyle Türkiye'nin temel sorunlarından biri olmaya devam ediyor, edecek.
Tekrarda yarar var, büyük şehirlerdeki konut talebini, üretimini, kalitesini genellemeye imkân yok ama, ülkede konut yapımcısı firmalar son yılarda büyük gelişme gösterdi. (1) Markalaştı. Kurumsallaştı. (2) Markalaşan ve kurumsallaşan konut yapımcısı firmalar kayıt içi üretim gerçekleştirir oldu. İnşaat sektörü kayıt içine girdi. (3) Markalaşma kalitede ve fiyatta rekabet getirdi.
Konut satışlarıyla ilgili güncel bilgilere ulaşmak güç. Bulabildiğim rakamlara göre 2009 yılında tamamlanmış ve iskânı alınmış konut sayısı 392 bin. 2009 yılında tamamlanmış veya yapım aşamasındaki 531 bin konutun satıldığı belirtiliyor. Bunların 131 bini İstanbul'da satılan evler. İstanbul'da stokta (satış bekleyen) inşaatı tamamlanmış ve yapım aşamasında 53 bin konut olduğu tahmin ediliyor.
Bana verilen bilgiler doğru ise son yıllarda Türkiye'de yapılan konutların yüzde 70'i İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa'da yapılmış. İstanbul'un toplam konut yapımındaki payı yüzde 40 dolayında imiş.
Güngör Uras/Milliyet