Konut

LG Electronics'in hedefi Türkiye'de lider marka olmak

LG Electronics Türkiye Başkan Yardımcısı Ahmet Güven, "Buzdolabı ve çamaşır makinesinde büyüyerek Türkiye'de lider marka olacağız" dedi

Ahmet Güven, babası Urfa milletvekili Cemal Güven'den ve Ankara'daki evlerine sıkıntılarını dile getirmek için akın akın gelen memleketlilerinden çok etkilenir, kendisi de siyasete gönül verir. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü'nü kazanır.  
 
Gönlü uluslararası ilişkilerdedir ama kazandığı bölüm, onu başka bir kariyere taşır. Bugün LG Electronics Türkiye başkan yardımcısı olan Ahmet Güven, daha okurken Tekofaks-Panasonic'te işe başlar. 1986-2007 yılları arasında satış ve pazarlama departmanlarında çeşitli kademelerde yöneticilik ve grup şirketlerinde genel müdür ve yönetim kurulu üyesi olarak çalışır. Güven, bu ilk işe başladığı kurumda yaklaşık 22 yıl çalışır.

Kariyerinde bir başka şirkette devam etmeye karar verdiğinde ise kısa bir süre Netcell AŞ'de genel müdür olarak çalışır. Netcell öncesinde o çok bildiği teknoloji perakendesinde konumlama ve kanal yönetimi konusunda danışmanlık yapar ve LG'ye de bir projelerinde destek verir. Ahmet Güven'in LG ile ilk tanışıklığı böyle başlar.

2008'de Türkiye'de bağımsız ofisini kurmaya karar veren LG Electronics, bu deneyimli danışmanı unutmaz ve kısa bir süre sonra da Türkiye organizasyonunu kurma işini teklif eder. Teklif öncesi şimdiki Türkiye başkanı Cristopher Kim ile pek çok kez bir araya gelen Ahmet Güven, bir iş teklifi alacağından habersiz görüşmelere gider. Uzun süren bu tanıma dönemi sonrasında her iki taraf da birbirini daha iyi tanır, anlar.

Teknoloji 20 yılda neydi, ne oldu?

Ahmet Güven'in işe başladığı 1980'li yılların ikinci yarısında teknoloji, Türkiye için bilinmezlerle doludur. Hatta faks kullanımını göstermek üzere yapılan demolarda sekreterler orijinal kopyanın fakstan uçup gideceğini sanmakta, korkmaktadırlar. Bu yeni teknolojiyle iş dünyasını tanıştırmak o yıllarda faks ve fotokopi satan pek çok cesur satışçının sayesinde olur. Bu iş, Ahmet Güven'e kendisine güvenmeyi de öğretir. Utangaç kişiliğinden sıyrılır, çok iyi satış yapar ve çok da iyi para kazanır. Daha o günlerden kurduğu ilişkileri başarıyla sürdürmeyi başaran Ahmet Güven'in müşteri listesi hayli eski ve kalabalık.

Patolojik olarak iyimser bir yönetici olduğunu söyleyen Güven,

"Benimle çalışmak zor değil. Açık iletişimi severim. İnsanlar hata yapabilirler, ben de yapıyorum ancak karşılıklı güven benim için de çok önemli." diyor.

LG ELECTRONİCS HEM RİSK ALMAYI SEVİYOR HEM DE UZUN VADELİ DÜŞÜNÜYOR

"Dünyanın teknoloji lideri" iddiasıyla yola çıkan LG Electronics, Türkiye'de 2008 Nisan ayında hem de krizin ortasında yapılanma kararını vermiş. Aslında 1984'ten bu yana irtibat ofisi ve distribütörler aracılığıyla Türkiye'de faaliyet gösteren şirketin kendi bağımsız yapılanmasını oluşturma kararının gerisinde, satış sonrası da dahil olmak üzere daha güçlü marka duruşu sergilemek var. LG Electronics Türkiye, LEVANT bölgesi olarak tanımlanan ve Fas, Mısır, İsrail, Suriye, Tunus, Cezayir, Lübnan ve Libya ülkelerinin yer aldığı grubun da lider ülkesi konumunda. Bu ülkeler de LG Electronics Türkiye'ye bağlı olarak çalışıyor.

Türkiye yapılanması öncesinde cep telefonu, ev elektroniği (LCD TV, plazma TV, ev sinema sistemleri vs.) ve bilişim (notebook, netbook, monitör, optik sürücüler vs.) alanındaki ürünleriyle yer alan LG Electronics, Türkiye'de beyaz eşya sektörüne de giriş yaptı. Faaliyet gösterdiği birçok ülkede beyaz eşya sektöründe lider marka olan LG Electronics, 'bu alanda ben de varım' diyor.

LG Electronics, tasarıma büyük önem veriyor. Birçok ürünüyle çeşitli ödüller de kazanmış olan LG, marka kimliğini "stil sahibi tasarım ve akıllı teknolojinin mükemmel uyumu" olarak tanımlıyor.

LG Electronics Türkiye, var olan dağıtım kanallarına ek olarak öncelikli büyük şehirlerde kendi LG mağazalarını açmaya başladı. Şu ana kadar İstanbul ve Ankara'da 2, Adana'da da 1 adet olmak üzere 5 LG mağazası açıldı. LG'yi farklı kılan bir diğer yapılanma da premium ürün kullanıcılarına yönelik olarak başlattığı VIP servis uygulaması. Bu, daha titiz hizmet isteyenlere bu hizmeti veren kadronun hazır bekletildiği mesajı veriyor.

Marka kimliğini, "Stil sahibi tasarım ve akıllı teknolojinin mükemmel uyumu" olarak belirleyen LG Electronics, bu kimliğine uygun Formula 1TM organizasyonuna da sponsorluk yapıyor. F1 ve LG Electronics arasında imzalanan üst düzey işbirliği uyarınca LG, Formula 1'in resmi tüketici elektronik sistemleri, cep telefonu ve veri işlemcisi olarak özel unvanlara ve pazarlama haklarına sahip. Anlaşma 2009 yılı Ocak ayı itibarıyla başladı ve 5 yıl devam edecek.

KÜRESEL ŞİRKETLERDE YEREL YÖNETİCİLER GİDEREK ÖNEM KAZANIYOR

"LG'de 2007'den bu yana müthiş bir değişim yaşanıyor." diyen Güven, yeni dünya CEO'sunun radikal bir kararından söz ediyor: "Bundan böyle yönetimin chieff/şef kademesi yabancılardan oluşacak ve ülke organizasyonlarını o ülke vatandaşı yöneticiler yönetecek deniyor.

Üretimde Koreliler çalışıyor ama hemen tüm chieff pozisyonu yabancılardan oluşuyor. Hatta Güney Afrika'nın başına bu ülkeden bir yönetici getiriliyor. Hepimiz bu tercihi destekliyoruz çünkü bu başarı, tüm dünyanın yönetim anlayışını etkileyecek. LG, Koreli bir şirket olmanın ötesinde tüm dünyada küresel bir teknoloji şirketi olma vizyonuyla yürüyor. Genel vizyonun yanı sıra her ülkenin gereklerine uygun operasyonlar da yapılmakta."

KORELİLER İÇİN GÜVEN, HER ŞEYİN BAŞINDA GELİYOR

Koreli yöneticilerin birlikte çalışacakları kişilere güven duyması için mutlaka bir süre geçmesi gerekiyormuş. Eğer bir de güvenirlerse işler ondan sonra çok kolay yürüyormuş. Ancak bu güven oluşturma süreci adeta bir sınav gibi yaşanıyormuş. Daha işe davet etmeden başlayan tanıma süreci aniden gelen ya bir yemek önerisi ya da bir spontane toplantıyla sürebiliyormuş.

Türkiye organizasyonu kurulurken Ahmet Güven de işe davet ettiği herkese, bu sürecin uzun ve meşakkatli olduğunu, zoru seviyorlarsa gelmelerini ve eğer ilk güven badiresi atlatılırsa çok keyifli bir iş sürecinin kendilerini beklediğini söylemiş.

"Korelilerle nasıl çalışılır?" konusuna gelince; Türkler açısından bakıldığında da görünen o ki, biz çok çalışan bir milletiz ama Koreliler bizden daha fazla çalışıyorlarmış. Çünkü çalışmak Koreli yöneticilerce bir yaşam biçimi olarak alınıyormuş.

Türkiye organizasyonunda finans, servis ve üretimin başında Koreli yöneticiler var. Ayrıca üretimle müşteri içgörüsünü fabrikaya aktaracak Koreli pazarlama yöneticileri de Türkiye organizasyonunda çalışıyor.

LG'yi nasıl bilirsiniz?

"LG, çok geniş bir ürün gamına sahip. Cep telefonu pazarında küreselde yüzde 22 pazar payı varken çamaşır makinesinde dünya lideri. Şirket, bu geniş ürün gamında kendi logosunu yapıştıracak kadar da cesur. Pek çok marka sadece bir üründe çok iyiyken diğer ürünleri göz ardı edebiliyor. Buzdolabından televizyona, mikro dalga fırından cep telefonuna kadar her türlü üründe iddialı olmak da cesaret işi." diyen Ahmet Güven'e, "Neden LG ürünlerini satın almalıyım?" diye soruyorum:

"Teknoloji üretiyoruz ama herkes de bunu üretiyor. Hayatı kolaylaştıracak ve daha sağlıklı yaşamayı sağlayacak ürünlere sahip olmak istiyor insan. Bu yaklaşım; besinleri daha uzun süre taze korurken çevreyi daha az kirletsin, daha az enerji kullansın dediğimiz bir buzdolabı da olabilir. LG, insanı ön plana alarak ürünler üretir. İşte bu yaklaşımından dolayı LG markalı ürünleri almalısınız."

TÜKETİCİ İÇGÖRÜSÜ VE MOT YANİ 'GERÇEKLİK ANI'

Ahmet Güven, LG'nin küresel konumlamasına ilişkin paradigmalarını değiştirdiğine ilişkin ilginç bir yaklaşımdan söz ediyor; "Ar-Ge'miz müthiş ama biz teknoloji şirketi olma anlamında bu kadar çok çeşidi sürekli başarılı kılarak rüşdümüzü zaten ispat ettik. LG olarak artık "küresel bir pazarlama şirketi" olmak istiyoruz. Bu, müthiş bir değişim. Her pazartesi akşamı satış da dahil olmak üzere geniş katılımlı bir consumer insight/tüketici içgörüsü toplantılarını yapıyoruz. Bu, diğer şirketlerde benim görmediğim bir uygulama. Satıştan gelen geri dönüşleri paylaşıyor ve bunu üretimle paylaşıyoruz. Bu öylesine önemli bir toplantı ki, en üst düzeyde katılım oluyor. Bu toplantılarda tüketicinin kararını son anda nelerin etkilediği, sizin yerinize başka bir markayı neden aldığını yani Moment of Truht/Gerçeklik Anı'nı bulmaya çalışıyoruz." diyor.

TÜRKİYE'DEKİ RAKİPLERİMİZDEN DE KORKMUYORUZ!

"2008'de dünyadaki ilk üç markadan biri olacağız demiştik, bunu ilk yıl için istediğimiz hedefe ulaşarak gerçekleştirme yolunda emin adımlar attık Türkiye'de de öyle. 2009 ilk altı ayında da bunu istediğimiz ölçüde başardık. Şimdilerde dünyadaki lider marka olma vizyonumuz açıklanacak. Bu, çok agresif bir iddia ama bu iddianın gerçekleşmesi için hep birlikte çalışıyoruz.

Kriz bazı ürün segmentlerimizi etkiledi ancak ev sinemalarında yüzde 40'a varan pazar payıyla lider markayız. En çok satan televizyon markası da biziz. O halde üçüncülük değil lider olmayı istemek boş bir iddia değil. Televizyonda hâlâ ürünlerimize talep yüksek ve işler de iyi gidiyor. Başka markalar ne der bilmem ama satışlar bizi mutlu ediyor. Şimdilerde beyaz eşyaya da girdik. Aslında beyaz eşya, sektör olarak oldukça zor ama şirketimiz hem ürün anlamında hem de bütçe anlamında bizi kısıtlamadan destekliyor. İstediğimiz elemanı alabiliyor ve istediğimiz organizasyonu da yapabiliyoruz. Bu anlamda hedeflerimiz de her zaman çok yüksek.

Seneye işimizi beyaz ve kahverengi ürünlerle entegre olarak büyütecek ve lider marka olacağız. Bu konuda da iddiamızı daha bugünden ortaya koyuyoruz." diyen Ahmet Güven, pazarlamanın önemine ve pazarlamayı yapacak insan kaynağının kalitesine inandığını söylüyor.
Zaman