16 / 11 / 2024

Mahmut Muhtar Paşa Konağı'nın yüzü gülecek!

Mahmut Muhtar Paşa Konağı'nın yüzü gülecek!

1956'dan 1999 depremine kadar Kadıköy Kız Lisesi'nin bir parçası olarak kullanılan Mahmut Paşa Konağı, İl Özel İdaresi tarafından restore ediliyor. Restorasyon bitiminde konak, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bir idare binası olarak kullanıma açılacak




İstanbul'da devlet erkânına ait köşklerden sadece biri Mahmut Muhtar Paşa Konağı. Fakat günümüzde onu, diğer köşklerden ayıran bir hikâyesi var. 1870'lerde Kadıköylü levantenler (Tanzimat sonrasında liman kentlerinde yaşayıp ticaretle uğraşan gayrimüslimler) tarafından, İtalyan bir mimara yaptırılan konakta, ilk olarak Alfred Frederic James Barker adında bir İngiliz yaşar. Hakkında Fransız asıllı olması ve konakta ailesiyle birlikte tam 10 yıl yaşamasının dışında bilgi kalmaz günümüze. Konağı onun yaptırdığına dair olan söylentileri saymazsak tabii...

Barker ailesi, 1894 İstanbul depreminde burayı Dimitri Veldemi adında bir Rum'a satıp gider. Veldemi'den de Osmanlı sadrazamlarından Gazi Ahmet Muhtar Paşa'nın evlenecek oğlu Mahmut Muhtar Paşa alır konağı. Mahmut Muhtar Paşa'nın konakta yaşadığı dönemler önemlidir. Çünkü Moda sakinlerinin, 'Mermer Köşk' olarak da andıkları yapının kaderini ve onu diğerlerinden ayıran özelliğini, bu süre belirler biraz da!

Gemilerin borcunu ödemek için devlete satılır

Bahriye nazırı Mahmut Muhtar Paşa, Mısır Hidivi İsmail Paşa'nın kızı Prenses Nimetullah Sultan'la evlenip 1897'de konağa yerleşir. 35 yıl burada ikamet ederler. Cumhuriyet'ten sonra da onun adıyla anılır. Konağın onun adıyla anılmasının tek sebebi Mahmut Paşa'nın uzun yıllar burada yaşaması değil; görevi dolayısıyla Osmanlı donanmasını kuvvetlendirmek için İngiltere'ye sipariş ettiği 'Sultan Osman' ve 'Reşadiye' adındaki zırhlı gemilerdir!

Mahmut Paşa'nın gemileri sipariş ettiği tarihte, Birinci Dünya Savaşı çıkar ve İngiltere, parası peşin ödenen gemileri Osmanlı'ya teslim edemez. Savaştan sonra, yani Cumhuriyet'in ilan edildiği yıllarda, bu gemiler Mahmut Muhtar Paşa'nın 'hazine hakkının kaybına' sebepten yargılanmasına sebep olur. Mahmut Paşa, dava sonucunda suçlu bulunur ve gemi için harcananların bedelini faiziyle ödemekle yükümlü tutulur. Napoli'ye bir gemi seyahatinde hayatını kaybeden Mahmut Muhtar Paşa'nın borcunu, Mısır'a yerleşen ailesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne konağı satarak öder. Yıl 1956'dır. 1,5 milyon lira bedelle kamulaştırılan konak Marmara Denizi'ne kadar uzanan 9 dönümlük arazisiyle, Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilir ve Kadıköy Kız Lisesi olur. Bir süre sonra, köşkün bahçesine lise için ek binalar yapılır. Bu, biraz da konağın makus talihinin izidir aslında. Çünkü, özel bir mimariye sahip 150 yıllık konağın tarihi, beton yığması sıradan lise binalarıyla gölgelenir. En kötüsü ise uzun yıllar derslik olarak kullanılan Mahmut Paşa Konağı'nın, 1999 Marmara depreminde zarar görmesi üzerine kapısına kilit vurulmasıdır. Yapıldığı günden beri pek boş kalmayan konak, depremden sonra boşaltılmış ve sadece Kadıköy Kız Lisesi öğrencilerinin dışarıdan baktıkları bir binaya dönüşmüş.


Mahmut Paşa Konağı'nda 1999'da başlayan bu sessizlik geçtiğimiz haftalarda bozuldu. Kadıköy Kız Lisesi mezunları, binanın restore edilebilmesi için yetkililerle bağlantı kurmuş. Uzun çabalardan sonra İstanbul İl Özel İdaresi, mezunların sesine kulak verip restorasyona başlamış. konağı yenileyip Kadıköy Lisesi Müzesi'ne dönüştürülecek.

Konak, Tanzimat sonrasında yapıldığı için eklektik mimarinin özelliklerini taşıyor. Yani Batı'dan Doğu'dan pek çok öğeyi barındırıyor. Bazı odalardaki duvar bezemelerinde 1900'lerde yaşamış İngiliz erkeklerini hatırlatan portreler, insan figürleri var. Bu figürler, yapının ilk sahiplerini getiriyor akla.

Konak; bodrum, giriş, sofa ve bir cihannümadan oluşuyor. Giriş katta birbiriyle karşılıklı 6 oda var. 6'sı da aynı eşitlikte ve misafirler için ayrılmış. Bu odalarda girişin sağında olanlar Marmara Denizi'ni görüyor. Antreden sofaya çıkan merdivenlerde ise yine mermer kullanılmış. Konağın sofaya açılan 6 odası daha var. Onlardan biri Prenses Nimetullah, diğerleri de ailenin geri kalan bireylerince kullanılmış. Bu odaların duvar bezemeleri ve pencere yapıları göz alıcı.

Üçüncü katına ise hizmetçilerin kullandığı merdivenden çıkılıyor. Bu merdiven, aynı zamanda konağı mutfak ve servis odasına bağlıyor. Üçüncü kat ise hizmetçilere yatak odası olarak ayrılmış. Fakat konakta aileden daha çok, okul olarak kullanıldığı yılların izleri var. Duvar, bezeme ve tarihî kalorifer peteklerinin üzerlerinde hep öğrencilerin adları yazılı. Arada kopyalar... Ve duvarlara çakılmış kara tahtalar var!

Sevim Şentürk / ZAMAN


Geri Dön