Marmaray'ın bitişi 2012'ye uzadı
Tarihi Yarımada'ya zarar vermemek için 55 metre derinlikte kazı yapılıyor
Marmaray inşaatı İstanbul'un Avrupa ve Asya kıtalarını deniz altından birleştirdi. Şimdi ise sıra Tarihi Yarımada'nın altının kazılmasına geldi. Sirkeci İstasyonu'na dönüştürülecek Hocapaşa Camii'nin yanındaki Batı Havalandırma Şaftı'nda 55 metre derinliğe ulaşıldı ve tünel kazılmaya başlandı ama tarihi kalıntılar da hassaslaştığı için projenin bitişi 2012'ye uzadı.
Geçmişle gelecek arasında 3 milyar dolarlık bir çarpışma... Bu ifade, National Geographic Society'nin belgesel kanalı National Geographic TV'de Cumhuriyet tarihinin en pahalı mimari projesi olan "Marmaray" için söylendi. Çünkü bu projede teknoloji ve tarih birbirine rakip olarak gösteriliyor. Marmaray Projesi'nin banliyö hatlarının yapımını da içine alan tüm çalışmalarının 2009'da tamamlanması bekleniyordu. Ancak, arkeolojik çalışmalar nedeniyle, Marmaray'nin tamamlanmasında yeni tarih, 2012'nin Ekim ayı oldu. Demiryolları Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü (DLH) Marmaray Bölge Müdürü Dr. Mühendis Haluk Özmen, "Yenikapı'da 1064 gün kaybettik. Yani 2012 Ekim'ine kadar süre uzadı. Bir taraftan seviniyorum ama bir taraftan da kurumum adına iş geciktiğinden üzülüyorum. Üzüntümü hafifleten şey, bu iş bittiğinde ortaya çıkan eserlerin ülkemizin kültür zenginliğine zenginlik katacak olması" diyor.
10 Boğaz Köprüsü'nün işini görecek
Asya ile Avrupa'yı denizin altından birleştirecek Marmaray ile Sirkeci İstasyonu'ndan Yenikapı'ya hareket edecek trenler, 3 bin 300 metre uzunluğundaki hattı, 3.5 dakikada geçecek. Özmen, Marmaray projesinin önemini şöyle anlatıyor: "Bugün 3 saatte gittiğiniz yere 1.5 saatte gideceksiniz. Marmaray, günde 1 yönde saatte 75 bin, her iki yönde 150 bin yolcu taşıyacak. Günde ilk aşamada toplam 1 milyon, talep olursa sefer aralıklarını sıklaştırarak 1.5 milyon yolcu taşıyabilecek. Bu projenin kapasitesi 10 tane Boğaz Köprüsü'nün üzerinden günlük geçen aracın taşıdığı yolcu kapasitesine eşdeğer."
Ağustos'ta Üsküdar meydanına gelinecek
Marmaray projesi, 3 aşamalı bir proje. Birinci bölüm, Demiryolu Boğaz Tüp geçişi inşaatı. İkinci bölüm Gebze-Halkalı banliyö hatlarının iyileştirilmesi projesi. Üçüncü bölüm ise, demiryolu araçlarının imalinden oluşuyor. Tüp geçit projesinin de yer aldığı Boğaz Demiryolu Tüp Geçişi sözleşmesi Kazlıçeşme'den Söğütleçeşme'ye kadar 13 km'lik bir güzergâhta planlandı. Projenin bu bölümünün fiziksel olarak yüzde 56'sı bitmiş durumda... Boğaz Demiryolu Tüp Geçişi'nin 13 km'lik güzergahının deniz üzerinden geçen 1.3 km'lik kısmının bağlantıları gerçekleştirildi. Haziran ayı sonunda tüplerin deniz içindeki dolgu işlemleri de tamamlanmış olacak. Bunun yanı sıra, Asya yakasında da iki tane tünel açma makinesiyle çalışmalar sürüyor. Asya'daki çalışmalarda, tünel açma makinelerinin Ağustos ayında Üsküdar meydanına ulaşması bekleniyor.
Tarihin el değmemiş sırlarına ulaşıldı
Çalışmaların en hummalı sürdüğü bölüm ise, Avrupa Yakası. Çünkü Marmaray Tüneli, Avrupa Yakası'nda tarihi yarımadanın tam altından geçiyor. Avrupa Yakası'nda Yenikapı'da başlayan tünelin üzerinde Hocapaşa Camii, Ebussuud Caddesi, Mercan Camii, İstanbul Erkek Lisesi'nin bahçesi, Beyazıt Devlet Kütüphanesi, Beyazıt tramvay hattı, Laleli, Aksaray'daki Rus Pazarı da bulunuyor. Tünel, Kapalıçarşı'nın da 150 metre yanından geçiyor. "Tarihi yolculuk" tünel bittiğinde, yerin 60-83 metre arasında değişen derinliklerinde yapılacak. Uzmanlara göre ise, öncelikle yapılması gereken tarihi yapılara zarar vermeden arkeologlarla işbirliği yaparak ilerlemek. Marmaray Bölge Müdürü Dr. Haluk Özmen, koruma kurullarının kararlarına uygun çalıştıklarını söylüyor: "Bize verilen bilgilere göre yaşayan medeniyetlerin bıraktığı izler, 14-15 metre kalınlığındaki kültür tabakası içinde. Onun altında ana kaya, yani jeolojik olarak el değmemiş bir katman var. Arkeolojik olarak sıkıntı olmaması ve binaların zarar görmemesi için derinden gidiyoruz."
Kalıntıları korumak için duraklar azaltıldı
Sirkeci İstasyonu'na dönüştürülecek Hocapaşa Vergi Dairesi'nin yanındaki Batı Havalandırma Şaftı'nda şimdiden 55 metre derinliğe inildi. Gidiş-gelişli, trenlerin geçeceği pilot tünellerin yapımında ise çalışmalar geceli gündüzlü sürüyor. Türk-Japon mühendis ve işçilerin dört yıldır sürdürdüğü çalışma kapsamında, Sirkeci İstasyonu'nun havalandırmasını sağlayacak Batı Şaftı ile kaçış şaftında da sürdürülen arkeolojik kazılar tamamlandı. Ancak istasyonun, Sirkeci Garı arkasında kalan kuzey girişi ile Doğu Şaftı'nda ise arkeolojik kazılar sürüyor. Dr. Haluk Özmen, Marmaray bittiğinde, Yenikapı'da binen vatandaşın, Sirkeci'de inebileceğini söylüyor: "Arada başka bir durak yok. Çünkü Beyazıt, Tarihi Yarımada'nın en yüksek olduğu yer. Orada biraz daha derindeyiz. 70 metrenin de altına iniyoruz. Çok derinde istasyon yapmanın da sıkıntıları var. Bu bölgede sık istasyon olmamasının sebebi, hem tarihi bir alan olması nedeniyle dokuya zarar vermek istemeyişimiz, hem de çok derin olması."
24 saat çalışıp günde 1 metre ilerliyorlar
Marmaray inşaatı mühendislerinden İş Sağlığı Güvenliği Sorumlusu Erol Unanoğlu eşliğinde gezdiğimiz Sirkeci Hocapaşa Camii bitişiğindeki Batı Havalandırma Şaftı'nda, özel bir tünel açma tekniği olan "pilot tünel açma" uygulamasıyla 55 metre derinlikte tünel açma çalışmaları sürüyor. Batı şaftında inşaat aralıksız 24 saat sürüyor. Yaklaşık 50 işçi ve mühendis günde iki vardiya çalışıyor. Unanoğlu, Sirkeci bölgesi biraz riskli bir bölge olduğu için faaliyete daha fazla önem verildiğini anlatıyor: "Bizim buradaki çalışmamızın yavaş ve dikkatli gitmesinin sebebi binalara zarar vermemek. Kazı adımını ufak tutuyor, günde 1 metre ilerliyoruz. 1 metre kazıyorsak, daha sonra bunun tahkimatını yapıyoruz. Burası eğimli bir yer ve güzergah geçeceği için daha derine inmek gerekiyor. Etrafta çok sayıda bina bulunduğundan, en üst seviyede güvenlik önlemi alınarak çalışmalar yapılıyor. Burası proje kapsamında, şu ana kadar açılmış olan en geniş havalandırma şaftı. 13 metre yarıçapında, toplam alanı ise 500 metre kare kesitinde. Bizim genel çalışma sahamız ise yaklaşık
1200 metre kare. Biz burada `Excalator' adını verdiğimiz kazıcı yükleyici makinelerle kayayı kırıyoruz, hafriyatı yukarı çekip alıyoruz."
Tuğrul Tunalıgil/Vatan