23 / 11 / 2024

Mehmet Soğancı: İmar afları birincil derecede önemli!

Mehmet Soğancı: İmar afları birincil derecede önemli!

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı "İmar afları birincil derecede önemli" dedi




Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), 17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümünde, depremin yarattığı toplumsal sonuçlar konusunda kamuoyu duyarlılığını artırmak, siyasal iktidar ve yerel yönetimlerin sorumluluklarını hatırlatmak amacıyla Yalova ve İzmit´te "Depreme Duyarlılık Yürüyüşü" düzenleyecek.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, yazılı açıklamasında, yürütücülüğünü TMMOB İnşaat Mühendisleri Odasının üstlendiği etkinlik çerçevesinde, 16 Ağustos Pazartesi günü saat 19.00´da Yalova´da toplanacaklarını belirtti.

17 Ağustosta saat 03.02´de hem Yalova´da hem de İzmit´te yürüyüş yapacaklarını ifade eden Soğancı, şunları kaydetti:
"Topluca haykıracağız; depremlerin ve doğa olaylarının ´afet´ olarak yaşanması ülkemizin ve halkımızın yazgısı olamaz. Olmamalıdır. Her zaman söylediklerimizi bu 17 Ağustosta da bir kez daha söyleyeceğiz."
Türkiye´nin, yerkürenin en etkin ve yıkıcı deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunduğuna dikkati çeken Soğancı, son 60 yıl içinde meydana gelen depremlerde, 60 bine yakın kişinin hayatını kaybettiğini, 120 bini aşkın kişinin yaralandığını, 420 bin civarında binanın da yıkıldığını veya ağır hasar gördüğünü hatırlattı.

-"İMAR AFLARI BİRİNCİL DERECEDE ÖNEMLİ"-
17 Ağustos depreminin üzerinden 11 yıl geçmesine rağmen, mühendis, mimar ve şehir plancılarının, ülkenin deprem tehlikesi ve riski konusunda sürekli yinelediği uyarıların siyasal iktidarlarca dikkate alınmadığını savunan Soğancı, şöyle devam etti:

"Depremlerde can ve mal kayıplarının bu kadar yüksek olmasında imar aflarının birincil derecede önemli olduğunun artık biliniyor olması gerekir. Bilime ve mühendisliğe, akla ve uygarlığa aykırı olarak siyasal iktidarlarca uygulanan rant politikaları nedeniyle ülkemiz sadece bir ´deprem ülkesi´ değil, bir ´afet ülkesi´ olmuştur."

Türkiye´de, dereler, vadiler, ormanlar, su havzaları, deprem tehlikesi içeren, özetle yapılaşmaya uygun olmayan alanların rant ekonomisinin baskısı altında yapılaşmaya açıldığını, gelecekte açılmaması yönünde ciddi bir iradenin de olmadığını ileri süren Soğancı, şunları kaydetti:

"Deprem hasar, zarar ve can kayıplarının azaltılmasının bilinen tek yolu, mühendis, mimar ve şehir plancılarının ortak katkı ve çabalarıyla depreme dayanıklı yerleşim alanları ve yapılar tasarlamak ve üretmektir. Bunun için deprem öncesi, sırası ve sonrasında yapılacak çalışmalarda kamu yararı ve ülke çıkarı bağlamında ulusal bir deprem politikası belirlenerek, ciddi programlar oluşturulmalı ve daha da önemlisi bunlar yaşama geçirilmelidir. Yerleşme ve yapılaşma bağlamında gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı, yasaların uygulanması sağlanmalı, sağlıklı ve güvenli yapı üretim ve denetim sürecini sermayeye ticari bir alan olarak teslim eden anlayış bırakılmalı, kamusal denetim etkinleştirilmelidir."
AA

Geri Dön