Mersin, gastronomi turizmiyle öne çıkmak istiyor!
Tarihi dokusu ile adeta açık hava müzesi görünümünde olan, denizi ve kutsal mekanlarıyla turizmin önemli kentlerinden Mersin, birbirinden lezzetli yemek ve tatlılarıyla gastronomi turizminden de pay almayı hedefliyor
Denizi, tarihi ve inanç turizmiyle bölgesinde önemli bir cazibe merkezi haline gelen Mersin, tantuni, kerebiç ve cezerye gibi yöresel lezzetleriyle gastronomi turizminde de söz sahibi olmak istiyor.
Doğu Akdeniz'in sahil kenti Mersin, dört mevsime hakim güneşi, ılıman iklimi ile sahip olduğu tarihi ve doğal güzellikleriyle her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Erdemli'deki Kızkalesi sahilleri yazın büyük ilgi görürken, Tarsus'tan Anamur'a uzanan güzergahtaki tarihi mekanlar da kente ayrı özellik katıyor.
Deniz turizminin yanı sıra Tarsus'taki Eshab-ı Kehf Mağarası ve Danyal Peygamberin kabri ile Hristiyanlar için en kutsal mekanlardan olan St. Paul Kilisesi ve kuyusu ile Mersin, inanç turizminde önemli merkez konumunda.
Geçen yıl Haziran'da 17. Akdeniz Oyunlara ev sahipliği yapan kent, organizasyon kapsamında kazandığı spor tesisleri sayesinde geliştirdiği spor turizminden sonra şimdi de gastronomi turizminde adını duyurmak istiyor.
Tantuni, cezerye ve kerebiç gibi ünü ülke sınırlarını aşan lezzetleri bünyesinde barındıran Mersin, bu lezzetlerini gastronomi turizminde önemli koz olarak kullanmak istiyor.
Mersin Turizm Platformu Başkanı Numan Olcar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, turizm sezonunu 3 aydan tüm yıla yaymayı hedeflediklerini ve bu doğrultuda çalışma yürüttüklerini kaydetti.
Mersin'in gerek doğal güzellikleri gerekse de turizm alanındaki yatırımlarıyla turizm sezonunu 12 aya yayma konusunda gereken potansiyele sahip olduğunun altını çizen Olcar, bunu sağlayacak etkenlerden birinin de kentin yemek kültürü olduğunu vurguladı.
Olcar, kentin çok zengin bir mutfak kültürüne sahip olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Odaklandığımız esas şey, gastronomi gibi son derece önemli bir turizmin doğru anlamda bölgemize kazandırılmasıdır. Bu konuda Çukurova Kalkınma Ajansı ve üniversitemiz ile bir takım çalışmalarımız var. Bu çalışmalarımız sonlandığında ya da ilerlediğinde bölge turizminin 12 aya yayılacak. Bu sadece bölge turizmi açısından değil, ülke turizmi açısında da bir açılım olabilir."
- Turistler cezeryeye yöneldi
Kentin birçok lezzetle adını duyurduğunu, özellikle tantuni, cezerye ve kerebicin ön plana çıktığını ifade eden Olcar, şunları kaydetti:
"Tantuni için 'yedik ama beğenmedik' şeklinde bir eleştiri almış değiliz. Cezerye de Mersin'le bütünleşmiş, imal yerleri ile markalaşmış tatlıların başında geliyor. Cezerye, bizim özellikle 6-7 yıldır bütün uluslararası fuarlarda Mersin stantlarında dağıttığımız önemli bir tatlı. Son dönemlerde kente gelen turistlerin alışveriş listesinde önce cezeryenin, akabinde de kerebicin üst sıralara çıktığını görüyoruz. Cezeryenin, çikolata gibi hediyeler arasında daha mukabil yer edindiğini görüyoruz. Ramazan tatlısı olarak anılan kerebiç de artık vazgeçilmez lezzetler arasında yer almaya başladı. Özellikle Suudi Arabistan, Lübnan ve Ürdün gibi ülkelerden gelen ziyaretçiler, damak zevklerine yakın gördükleri için dönüşlerinde kerebici de yanlarında götürüyor. Yabancılar için bu tür lezzetler son derece değişik anlam ifade ediyor. İnsanlar bunları test ediyor."
Olcar, gastronomi turizmi çerçevesinde son dönemde "gurme kulüpleri" de kurulduğunu belirterek, bu durumun kendilerini memnun ettiğini vurguladı.
AA