Kent Haberleri

Mersin turizm hamlesine hazırlanıyor!

Başkan Burhanettin Kocamaz, “Türkiye’nin en güzel sahil şeridi Mersin’de. Bu sahillerin her noktasını günübirlik tesisler, oteller, restoran ve kafelerle donatacağız” dedi.

29 Aralık'ta son yılların en büyük sel felaketini yaşayan Mersin'de aslında güzel şeyler de oluyor. Mesela bugüne kadar turizmde hak ettiği değere ulaşamayan bu kent, şimdilerde müthiş bir turizm hamlesine hazırlanıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Kocamaz'la tam da bu hamleyi konuşmak için buluştuk. Başkan iddialı… “Mersin'i Miami yapacağız” diyor. İşte o röportaj:


2000 ve 2001 FELAKETİ

– Sel felaketinin yaralarını sarmaya başladınız mı? Son durum nedir?

Afetin bilançosu çok ağır oldu. Kolay kolay toparlanacak gibi değil. Ama tüm gücümüzle atlatmaya çalışıyoruz. Sadece bizim belediyenin zararı yaklaşık 55 milyon lira gibi bir rakam. Tarımda zarar daha fazla. 140 bin dönüm arazi sular altında kaldı. Bunun 90 bin dönümü Tarsus'ta. Bütün sebzeler, seralar sular altında kaldığı için o tarlalarda bu sene üretim yok. En iyi para edecek kış ürünleri maalesef perişan oldu. Biz daha önce 2000 ve 2001 yıllarında böyle bir sel felaketi daha yaşamıştık. Tarsus'ta o zaman da araziler sular altında kalmıştı. Ama o zaman 60 bin dönüm araziydi, şimdi 90 bin dönüm arazi. O dönem burası afet bölgesi ilan edilmişti. Yine edilmeli. Çünkü kentteki toplam zarar yaklaşık 400-500 milyon liraya ulaştı. Bunun 190 milyon lirası çiftçinin uğradığı zarar.


– Mersin aslında Türkiye'nin en güzel sahiline sahip… 

Gelenler diyor ki; “Aynen Miami'ye benziyor…” Ben de onlara diyorum ki; “Henüz değil belki ama benzeyecek…” Bizim bir handikapımız var… 80'li yıllarda rahmetli Özal döneminde, turizmde pilot bölge olarak Antalya seçildi. Bize de Serbest Bölge uygun görüldü. Tabii o dönemlerde bir de köylerden belediye yapma furyası vardı. Onlar da maalesef bizim şehir planlarını perişan etti. Sahillerimiz şu anda turizm bölgesi olması gerekirken, 20 katlı ikinci konutlarla işgal edildi. Bu konutlarda oturanlar kendi malı gibi, kimse giremesin diye denizi de kapattılar! Ama o dönem bitti artık. Şimdi biz sahillerimizi halka açma gayreti içerisindeyiz. Bu sahillerin her noktasını günübirlik tesisler, turistik oteller, restoran ve kafelerle donatacağız. Mersin gerçekten de Miami'ye benzeyecek!


ÖNCE YATIRIM YAPILMALI

– Şu anda turizm potansiyeli nedir Mersin'in?

Turizmde önce yatırım yapmanız lazım ki, turisti çekebilesiniz. Sizin yeterli sayıda turistik tesisiniz yoksa, turisti getirseniz bile nerede konaklatacaksınız? Şu anda 8 tane ilan edilmiş bakir turizm bölgemiz var. Önce buralara yatırım getirme gayreti içerisindeyiz. Bunun için dünyanın birçok yerine gidiyoruz. Mesela mart ayında Moskova'daki turizm fuarına da katılacağız. Mersin'i turizme açmaya kararlıyız. Mersin'deki yatak kapasitesi 25 bin civarında. Mersin'in turizm bölgesi olabilmesi için bu kapasitenin en az 100 bin yatak olması gerekiyor.


2009 YILINDAN BU YANA BELEDİYEYE ZAMAN GAZETESİ'NİN GİRİŞİNİ YASAKLADIM


– 15 Temmuz'dan sonra belediyeye FETÖ iddiasıyla operasyon yapılmıştı. Dikkat çekici ifadeler basına da yansıdı. Başkan Yardımcısı Özgür Sanal'ın ifadesine göre; Abdülvahit Vardar adlı eski polis olarak bilinen kişi “Ver Burhanettin'i, elini kolunu sallayarak çık git” demiş. Nedir bu işin aslı?

Söz konusu şahıs emekli polis olduğunu söyleyerek yanıma gelmiş ve raylı sistemle ilgili büyük bir kuruluşun CEO'sunu benimle görüştüreceğini söylemişti. Geldiklerinde bu şahsın CEO yardımcısı olduğunu ifade etti. Ben de; CEO yardımcılığı diye bir unvan hiç duymadığımı belirterek, bu görüşmenin yapılamayacağını söyledim. O kuruluşun üst düzey yöneticilerini arayarak, sordum. Abdülvahit Vardar adlı kişiyi tanımadıklarını ve bu şekilde bir görüşme yöntemleri olmadığını söylediler. Dolayısıyla adı geçen kişiyle ilgili araştırmanın yapılacak olmasını çok önemli buluyorum. Karanlıkta kalan birçok nokta bu şekilde ortaya çıkacak.


BENİ HEDEF SEÇMİŞLERDİ…
– Peki bu kumpasta hedef siz miydiniz, belediye mi?

Belediyemizin üzerine oyun oynanmak istendi. Ama hedef benim. Çünkü 2009'dan bu yana belediyeye Zaman Gazetesi'nin girişini yasaklamışım. Uzun yıllardır onlarla mücadele eden bir belediye başkanıyım. 2011'de de bir kumpas kurulmuştu, orada da başarılı olamadılar. 15 Temmuz'u fırsat bilerek at izinin it izine karıştığı bir dönemde, yine bir olayla karşılaştım. Bana en yakın kadroyu gözaltına aldılar. Genel sekreter, özel kalem müdürü, daire başkanlarını gözaltına aldılar, bazılarını ihraç ettiler. Ama yavaş yavaş her şey ortaya çıkmaya başladı. Adalet yerini bulacak.


Sözcü/Nil SOYSAL