15 / 10 / 2024

Meydanlar!

Meydanlar!

Antik kentlerde Agora adı verilen meydanlar;görkemli  kamu yapılarının, anıtların  ve  heykellerin bulunduğu,  şehrin  politik, dini, ticari faaliyetlerinin yapıldığı, sanatın yoğunlaştığı, filozofların fikirlerini özgürce açıkladığı; geniş açık alanlardı




Antik kentlerde Agora adı verilen meydanlar;görkemli  kamu yapılarının, anıtların  ve  heykellerin bulunduğu,  şehrin  politik, dini, ticari faaliyetlerinin yapıldığı, sanatın yoğunlaştığı, filozofların fikirlerini özgürce açıkladığı; geniş açık alanlardı.

Meydanlar,  sosyalleşme merkezi olma özelliklerini günümüze kadar  devam ettirmişlerdir.  Pek çok büyük kentte  meydanlar , insanların ticari ve sosyal buluşma noktaları olmuş, bulundukları şehir kadar popülerlik kazanmıştır.

Dünyada Meydan Anlayışı  

Meydanlar  ister insanların  günlük alışkanlıklarının etkisiyle zaman içinde  kendiliğinden oluşmuş olsun, isterse  başlangıçta planlama suretiyle yaratılmış olsun, cazibe merkezi olabilmesi  bazı kriterlere bağlı.

Meydan her şeyden once, kolayca ulaşabilir olmalı, yaya geçitleri iyi yerleştirilmeli,  trafik ışıkları doğru zamanlanmalıdır. Toplu taşımacılık durakları  meydanın dışına, ama  makul bir ölçüde yakınında yer almalıdır.  Mevsimine göre çeşitli aktiviteler için kullanılabilecek biçimde  planlanmalı, çevresinde  çeşitli kafeler, kitapçılar,  hediyelik eşya mağazaları yer almalıdır. 
Amerikada  meydanların yönetimi için ortaklıklar kurulmakta.Bu ortaklıklar; alandaki dükkan ve  diğer ticari kullanımlardan kira almakta,reklam gelirleri başta olmak üzere  farklı kaynaklarla finanse edilmekteler.

Ülkemizde Durum
Ülkemizde ise  maalesef ,yeni planlanan kentlerde  meydanlara  yeteri kadar yer ayrılmazken, var olan eski meydanlarda  da trafik karmaşasından ve gürültüden başka bir şey kalmamıştır. 

Çocukluğumda  Üsküdarın Kadıköy ün deniz kıyısında meydanları vardı. Yayalar bu meydanlarda, boğazın karşı yakasındaki   Kabataş, Karaköy, Sarayburnu daha uzaklarda Fatih, Eyüp ün büyülü manzarası eşliğinde güvenle yürüyebilirdi. Bu gün bu meydanlardan eser yok. İstanbulun meydanları birer birer kırpılarak daraltıldı. Beyazıt Meydanı, Eyüp Meydanı, Bakırköy Meydanı. Elde bir tek Taksim Meydanı kaldı. O da otobüs duraklarının istilası altında.
Bu negatif gelişme, yalnız İstanbul için de söz konusu değil. Ankara'daki Kızılay, İzmir'deki Gündoğdu meydanları da aynı durumda. Şehirlerimizin canım meydanları, alelacele yapılan imar planı değişiklikleri ile yeni yapılaşmalardan kendi kurtarılabilmişse, bu defa  trafiğin hızlı akışını temin edecek üst ve alt gecitlerle yok edilmekte.   Oysa ;insanlar arası iletişimin gittikçe azaldığı, ihtiyaçlarımızı  internet üzerinden gerçekleştirdiğimiz sanal dünyada, interaktif iletişime duyulan ihtiyaç ortadadır.

Özgürlük Mücadelesinde Meydanlar
Diğer bir açıdan  meydanların, toplulukları cadde ve sokaklardaki akıştan uzaklaştırıp bir nevi  özgürlük sağlama fonksiyonu da bulunmakta.

Halide Edip'in işgale karşı kürsüde ağlayıp, ağlatarak mücadele yemini ettirdiği , üniversite gençliğinin   mitingler, yürüyüşler yaptığı Sultanahmet  meydanında , bu gün, çay bahçesi, banklar, büfeler, işportacılar var  ama, meydan yok. Taksim, Beşiktaş, Mecidiyeköy gibi meydanlar toplumsal hareketlerden uzak tutulmakta, miting yapılmasına izin verilen Çağlayan, Kadıköy, Kazlıçeşme meydanları ise sosyal hayattan kopuk yerler. 

Meydansız bir şehirde fikirler ve hatıralar da özgür olamaz. Bu açıdan  meydanlarımıza sahip çıkmak hepimiz için  bir vatandaşlık görevidir. 

Haftaya görüşmek üzere, esen kalınız.
Av.Nermin Çiviciler


Geri Dön