28 / 04 / 2024

Mimar Mahmut Yanmaz kentsel dönüşüme dikkat çekti!

Mimar Mahmut Yanmaz kentsel dönüşüme dikkat çekti!

Mimaride Modern ve Şık Tasarımların Adresi Bİ Mimarlık CEO'su Mahmut Yanmaz kentsel dönüşüm ve kentin planlanması ile ilgili önemli noktalara dikkat çekti...



Sizi tanıyabilir miyiz?

İsmim Mahmut Yanmaz. 2010 yılında 3 ortak BiMimarlık’ı kurduk. Ekibimiz 14 kişiden oluşuyor. 7 yıldır özellikle Karşıyaka bölgesinde hizmet veriyoruz. 2006 yılından bu yana inşaat sektöründe çalışıyoruz. Aylık bazda yaklaşık 20 bin metrekare gibi bir hizmet üretiyoruz.


BiMimarlık’ın çalışma alanları neler? Hangi hizmetleri veriyor?

Yüzde 90 oranında konut projelerinde çalışıyoruz. Tabii, kamusal alanlarda da bir takım projelerde yer aldık. Özellikle Aydın,Aliağa ve Karşıyaka bölgesinde çalışmalarımız oldu. Karşıyaka’da bir yeraltı projesi gerçekleştirik. Kreş projesi hazırladık. Aydın’da otogar ile birlikte bir otopark projesi yürüttük.


Önümüzdeki dönemlerde BiMimarlık’ın planladığı projeler neler?

Biz Manisa ve Bergama bölgeleri için bir hazırlık içerisindeyiz. O bölgeler bizi oldukça heyecanlandırıyor. Üç yıl içerisinde biz, mimariyi de o bölgelere taşıyabileceğimizi düşünüyoruz. Aldığımız veriler, yaptığımız araştırmalar olumlu. Yakın zamanda hem Bergama, hem Manisa’ya  ofis açmayı düşünüyoruz. 


Mevcut düzende gerçekleştirilen kentsel dönüşüm ve kat karşılığı inşaat projeleri ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Yurtdışında kat karşılığı kavramı yok. Arsa sahibi projesini çizdirir, bankayı finansman olarak kullanır ve son olarak yapımcı bulur. Yapımcıya banka finans verir ve bu ödemeyi proje firmasının onayı ile yapar. Bu şekilde kontrol çok daha sağlıklı yapılmış olur. Bu sistemde mimari projelerde teknik kadronun ödemesini aldığı yer müteahhit değildir ve hatta müteahhit e ödemenin yapılmasını sağlayan teknik kadrodur. Dolayısı ile yanlış bir imalat yapıldığında zaten sisten ödeme yapılmasına izin vermez. İşte bu organisazyonu bu şekle dönüştürmek gerekiyor. Bizde uygulanan sistemi tersine çevirmek gerekiyor. Burada herşey mal sahibinden başlıyor. Mal sahiplerini bilinçlenmek gerekiyor. Bir mimarlık ofisine gidip bir proje yaptırmak büyük bir iş değil. İnşaat yaptırmak basit bir mesele ama planlı olması için bir mimarlık ofisinden mutlaka mimari danışmanlık almaları gerekir ve bunlar çok büyük rakamlar değil. 


Şehir planlamadan bahsedelim biraz,  İzmir  özelinde şehir planlama nasıl olmalı, İzmir kenti nasıl planlanmalı?

Çok uzun süredir gerçek anlamda bir şehir planlama yapılmıyor. Şehir planlama yapılırken bu işte çalışan insanları daha fazla işin içine sokmak gerek. Planlama ile ilgili tüm yetki kamunun elinde ama kamu bu uygulamalarda çok geride. Hem bu işe mesai harcamada hem de bilgi birikimi olarak geride. Özel sektörde bu işi çok daha iyi kıvırabilecek insanlar var. Ancak özel sektörü kamuya entegre etmek de çok zor. Bu kez de devreye rantlar giriyor. Burada bir işleyiş hatası var. Aslında özel sektör kent için bedelsizde birşeyler yapabilir. Ama bu talebin kamudan gelmesi gerekir.


Bu konuda Bi Mimarlık olarak sizin Karşıyaka Belediyesi ile yaptığınız bizlerin de daha önce takip ettiğimiz çalışmalarınız var. Daha önceki röportajlarınızda da söylediğiniz bir şey vardı; “Bize talepte bulunun, biz kent için birşeyler yapmak istiyoruz. Kent ile ilgili kararlar verilirken bizlerin de o karar masalarında olmasını istiyoruz” demiştiniz. Bunu yineleyeceksinizdir diye düşünüyorum, bu sözlerinize neler eklersiniz?

Evet ancak bu maalesef çağrı ile olmuyor. Herhalde siyasi olarak biraz daha biryerlerde bulunmak gerekiyor. Bu da bizim formatımıza uygun değil. Çünkü siyasi olarak bir yere ait olduğunuzda başka bir yere ait değilsinizdir ancak kent herkesin; hem onların hem diğerlerinin. Kent tüm tarafların… Bu noktada tüm tarafların bu masaya oturması lazım, işte o zaman rant kaygısından sıyrılmak gerekiyor. Çünkü kent şuan gerçekten sıkıntı yaşıyor. 


Yani siyasi kaygılar aslında kenti sıkıntıya sokuyor. Peki yaşam alanları İzmirde gün itibari ile ne durumda, kent olarak verimli yaşam alanlarına sahip miyiz?

İnsanlar İzmirde İlk buldukları vakitte sahile gidiyorlar. Tüm Karşıyaka; Yamanlar Gümüşpaladan tutunda Mavişehir Bostanlıya kadar o Karşıyaka sahilinin 30-40 metrelik hattına akmaya çalışıyor. Bu insanlarla buraya ulaşmaya çalışırken sıkıntı yaşıyorlar mı yaşamıyorlar mı? Yani eğer siz bütün yolları buraya çıkarmazsanız, insanların buraya akmasını sağlayamazsanız içeride böyle alanlarınız yoktur. Onun için insanlar kendilerini buraya atmaya çalışıyorlar. Deniz sahil yeşillik nefes alacak alanlar… Eğer şehrin içinde nefes alacak alanlar oluşturmuş olsaydık insanlar bir şekilde oraya akın etmezdi dolayısı ile orayı da aslında efektif kullanamıyoruz. Çünkü herkes orada, otoparkı lavabosu, çocuk oyun alanları yeterli değil. Bu yüzden içerde birtakım alanlar yapmak lazım. Biz artık bitmiş bir planlamadan bahsediyoruz, içeride böyle alanlar yapacak yerimiz yok. Dolayısı ile bunu çözmek için bir projemiz var “kentsel dönüşüm” ama bunu da ada bazında yapmadığımız sürece bir sonuç elde edemeyeceğiz, bu şekilde bundan 40 yıl sonra hala aynı şeyleri konuşuyor olacağız. Şuanda her yapılan bina bence kente zarar veriyor. Yeni yapılar yine aynı yere yapılıyor. Parkı yine yok, yolu yine yok… Bu çok basit bir algı aslında ama niye bu kadar geri plana atıldı anlam vermek güç.



Geri Dön