Mimari projeler yaratıcılıkta sınır tanımıyor!
Letonya'nın dalga konseptindeki oteli dalga sesleriyle denizi çağrıştırıyor. Tayvan'da ise mimarlar gökdelenin ortasında 'uçurum' benzeri bir alan yaratıyor
Mimarlar artık sadece ofis, otel gibi projelere ilgi göstermiyor. Farklılık yaratabilecek bir otobüs durağı bile artık mimarların ilgi alanına giriyor. Almanya'nın Hamburg şehrinde yapılan Poppenbüttel durağı ise bunun en çarpıcı örneklerinden birini oluşturuyor. Otobüs durağını tren garı ile birleştiren proje klasik ve sıkıcı duraklardan farklı olarak tepsinde bulunan ilginç mimarideki çatı sistemi ile dikkat çekiyor. Tamamlanan ve hizmet vermeye başlayan durağın çatısı adeta bir kanat görünümünde. Transparan çatı ise durağa farklılık katıyor.
Bu gökdelenin ortası uçurum!
Mimaride büyük bir gelişme içinde olan ve hemen hemen her hafta yeni bir mimari projeyi dünyaya duyuran Tayvan, dünyanın en ilginç gökdelenlerinden biri yapmak için bir yarışma düzenledi. Taichung kentinde hayata geçirilecek ve Tayvan Tower adını taşıyacak bu proje için en ilginç teklifi veren firmalardan biri de Sou Fojimoto Mimarlık oldu. Ortasında bir gökdelen binasının bulunduğu çevresi ise beyaz metallerle çevrelenen projenin en ilginç tarafı ise tepesindeki gezinti alanı oluşturuyor. İlk defa bir gökdelenin en tepe noktası insanların dolaşabileceği ya da vakit geçirebileceği şekilde yeşillendirilerek halka açılıyor. Projenin ortası ise boş bırakılarak tepe noktasında ise bir uçurum görüntüsünde bir alan yaratıldı. Geceleri LED ışıkları ile aydınlatılan bölüm binanın en çok dikkat çeken yerlerinden birini oluşturuyor. Yağmur yağdığında ise tepedeki bir kanal vasıtasıyla tüm sular boş alanda biriktirilerek binanın su ihtiyacı karşılanıyor.
Ceaziyir'in ilk uluslarası projesi
Cezayir'i mimari alanda ilk kez uluslararası bir proje ile tanıştıracak olan DNA Mimarlık gemi şeklinde bir projeye imza atıyor. Cheraga şehrinde hayata geçirilecek ofis binası Le Far du Grand Vent adını taşıyor. Bir gemiyi andıran mimariyle yapılan projenin zemini geniş bir yatay alandan oluşuyor. Üst katlara çıkıldıkça ise geminin kamarasına benzer daralan yapısıyla dikkat çekiyor. Yapımında hafif materyallerin kullanıldığı proje şehrin en ilginç binası olacak. Otel, ofis, rezidanslardan oluşacak karma bir yapıdan oluşacak proje dikey geçiş noktaları ile birbirinden ayrılıyor. Projenin girişi tek bir kattan yapılırken ofis, rezidans gibi her bir Alana farklı asansörlerden çıkılabiliyor.
Tower Museum New York / ABD
Bu müze sola çekiyor
Fletcher Priest Mimarlık tarafından hazırlanan bu proje New York'un gökyüzüne bir gökdelen daha kazandırma hedefiyle yapıldı. Tower Museum adını taşıyan bu dikey müze kuzey doğu yönünde yatık bir şekilde Manhattan'a doğru uzanıyor. ABD'nin 1960 ve 70'lerden kalan her türlü mirasına ev sahipliği yapacak müzenin mimari olarak da bir referans noktası oluşturması hedefleniyor. 100 metre yüksekliğinde olacak projenin e tepe noktası ise havaalanlarındaki gözlem kulesini andırıyor. Tower Museum'un tepe noktasında kafeterya ve kütüphanenin yer alacak.
Letonya'nın dalgalı oteli deniz hissi
Letonya'daki bir otel projesini içeren bu proje dalga temasından esinlenilerek yapıldı. Ülkenin gelişen şehirlerinden Jurmala'da yapılan bu proje bir yandan dalgalarla sahile, kumsala vurgu yaparken diğer taraftan da arp'i andıran yapısıyla bir ritim yakalamaya çalışıyor. Şehrin en sakin yerlerinden birinde hayata geçiriln Liesma Oteli projesi bir otel binası, onun hemen yanında bir kongre merkezi ve ilginç bir giriş bölümünden oluşuyor.
Dalga konsepti
Parametrik kurallar dikkate alınarak geliştirilen otel Liesma'nın dış bölümünün ise ahşaptan tasarlanmış olması modernin yanında yerel bir öğe de katıyor. Buzlu camlarla tamamlana ahşap dizayn ise projeyi daha da çekici kılıyor. Projeye dalga formunu veren materyallerin basit öğelerden yapılıyor olması ise bir yandan mimarinin işini kolaylaştırırken diğer taraftan da hoş bir görüntü oluşturuyor.
Sabah/DİLEK TAŞ