Mimarların, Kamil Ocak Stadyumu'nun yeriyle ilgili kırmızı çizgileri var!
Mimarlar Odası Gaziantep Şube Başkanı Özgür Girişken, yıkılacak olan Kamil Ocak Stadyumu'nun yeriyle ilgili iki kırmızı çizgileri olduğunu söyledi.
Mimarlar Odası Gaziantep Şube Başkanı Özgür Girişken, yıkılacak olan Kamil Ocak Stadyumu'nun yeriyle ilgili iki kırmızı çizgileri olduğunu söyledi. Girişken, "Öncelikle her ne olacak olursa olsun Kamil Ocak adının yaşatılması çok önemli. İkincisi, oradaki kamusal niteliğin bozulmaması. Bunlar bizim iki tane büyük kırmızı çizgimiz. Orası Gaziantep'in en eski dönemlerinden beri. Eskiler Stad yapılmadan önce oraya meydan derlermiş. Kadınlar biber çekerlermiş, salça zamanı salça yaparlarmış, yün yıkarlarmış, hatta şire bile yapıyor olabilirler. Halkın belleğinde yer tutan bir yer burası. Güzel anılar olan bir yer. Buranın özel kullanım için halkın elinden alınmaması gerekiyor. Direttiğimiz ısrarcı olduğumuz bir numaralı konu bu" dedi.Mimarlar Odası Gaziantep Şube Başkanı Özgür Girişken ile kentin imarı, Kuzey Şehir projesi, panorama müzesi, stadyumun yeri, gri kent ve sola dönüşleri konuştuk.
TADİLATLARI TAKİBE DEVAM
Bir süre önce düzenlediği basın toplantısında, "Biz artık plan ve imar tadilatlarını takip etmek istemiyoruz. Enerjimizi daha farklı alanlarda daha verimli kullanmak istiyoruz" diyen Girişken o sözlerine açıklık getirdi. Girişken, "İmar tadilatları belli bir noktadan sonra zaten kaçınılmaz. Burada hemfikiriz ama şu anda o kadar yoğun, o kadar tekrar eder şekilde imar tadilatları yapılıyorki, bunların hangilerinin usulüne uygun, hangilerinin olmadığını takip etmek ve değerlendirmek için çok fazla zaman harcamak durumunda kalıyoruz. Bir çok defa itirazımız reddediliyor ve davaya götürüyoruz. Bildiğiniz gibi önceki ay 4 tane dava lehimize sonuçlanmıştı. Yine bir davanın lehimize sonuçlandığı haberini aldık. Fakat gerçekten bunlar çok fazla zamanımızı enerjimizi harcayan şeyler. Elbette takip etmeye devam edeceğiz. Sadece temenni olarak planlarımızın artık daha oturmuş şekilde, daha bilimsel yöntemlerle, daha uzun vadede geçerli olacak şekilde yapılmasını temenni ediyoruz." dedi.
AYNI HIZDA DEVAM
'Toplum adına, mimarlar adına yapılacak çok fazla şey var' diyen Girişken, "İmar planlarını histeri halinde takip etmek yerine, diğer faaliyetlere de ağırlık verebilelim istiyoruz. Amacımız isteğimiz buydu. Mesleki faaliyetler olsun, etkinlikler olsun, kendi üyelerimizle ilgili diğer hususlar olsun aslında yapılabilecek çok fazla şey var. Elimizden geldiğince yine yapıyoruz bunları ama zamanımızı ve kaynaklarımızı davalara, itirazlara ayırmamızda biraz bizi yoruyor. Hiç bir zaman vazgeçmiyoruz, itirazlarımız devam ediyor, takip ediyoruz. Belediyeler bu hızda imar tadilatları yapmaya devam ettiği sürece bizde aynı hızda bunu takip etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
TARIMSAL ZENGİNLİĞİMİZ YOK EDİLDİ
Gri bir kent olduğumuzu, gri kentten yeşil bir kente kavuşmak için neler yapılabileceğini sorduğumuz Özgür Girişken şunları söyledi:"Tarım alanlarını imara açmak, her tarafa sürekli küçük sanayi imarı vermek göçü çeken, niteliksiz iş gücünü yoğun olarak çeken bir durum. Bunun kaçınılmaz sonucu da gri kenttir, grileşmedir. Bu sadece imar politikalarıyla çözülebilecek bir şey değildir. Bir defa göçü azaltıcı önlemlerin alınması gerekiyor. Yeni iş sahalarının açılması gerekli ama bu küçük sanayiyi imara açarak, ya da daha fazla miktarda organize sanayi alanı yaparak yapılacak bir şey değildir. Kentin şu anda bir çok önemli tarımsal zenginliği, geri dönülmez bir şekilde yokedildi. Gerek organize sanayi yapılarak, gerek konut planına açılarak, gerek küçük sanayiye açılarak tarımsal zenginliğimizin önemli bir kısmını geri dönülmez şekilde kaybettik. Bu noktadan sonra gri kent olsa ne yazacak, mavi kent olsa ne yazacak."
KUZEY ŞEHİR'İN YERİ UYGUN
'Bundan sonra bizim önceliğimiz artık göçü nasıl durdurabilirize kafa yormak olmalı' diyen Girişken, "İmar tadilatlarını açıyorsunuz, yoğunluk artılmış, gerekçe olarak, hızla artan nüfusa yanıt verebilmek için yeni konut alanlarını imara açmak olarak gösteriliyor. Hızla artan nüfus konusunda gerçekten yapılabilecek bir şey yok mu? Nüfus artışını sanki istiyor gibi davranıyoruz. İmar planları nüfus artışı gelsin, biz imara açalım gibi yapılıyor. Bu olduğu müddetçe gri kentte olur siyah kentte olur. Kuzey şehrin yapılacağı yer büyük oranda tarımsal özellik barındırmayan bir yer. Ne kadar başarılı olduğu elbette tartışılır ama, hiç değilse bu gözönünde bulundurulmuş veya tesadüfen tarımsal zenginliği olmayan bir alan seçilmiş. Organize sanayinin yapıldığı son etaplarda 6 metre kazıyorsun hala kırmızı toprak var. Bunlar kaybedildi" diye konuştu.
BAŞKA YOL YOK
Gri kentin önüne geçmek için, göçü azaltıcı önlemler almaktan başka çarenin olmadığını söyleyen Girişken, "Bu yoğunlukta bir kentte gri kent olur, başka bir şey yapamazsınız. 2040'ta Suriyeli nüfus hariç öngörülen nüfus 4.5 milyon. Bundan 25 yıl sonra bu kadar adam gelecek. Böyle bir öngörüde bulunup planı buna göre yaparsanız nasıl bir kent ortaya çıkabilirki? Tarımsal kalkınmayı, ülke politikalarıyla desteklemezseniz hayvan üreticisi, çiftçi para kazanamazsa, ne olacak herkes şehir merkezlerine yığılmak zorunda kalacak. Başka şansı yok. Ekmezsen daha karlısın şu anda, hayvan yetiştirmemek hayvanı yetiştirmekten daha karlı. Bu yönde hiç bir politika üretilmezse, bu şartlar altında siz kırsal zenginlikleri, tarım zenginliğini nasıl savunacaksınız? Yani iki yol var. İkiside birbirine bağlı. Bir, göçü azaltıcı önlemler almak, iki, tarımsal teşvikler vermek, çiftçilerimizi, köylülerimizi, hayvancılarımızı desteklemek. Başka bir yol yok" dedi.
KENT SUÇLARI MÜZESİ
Kentin imarının kötü olduğunu, buna üzüldüklerini dile getiren Girişken şöyle konuştu:"İyi niyetli çabalar bile kötüye gidiyor. Maalesef tüm Türkiye'de belediyeler emlak ofisi gibi çalışmaya yöneltildi. Yani böyle oluncada yapılan imar değişiklikleri belediyelere gelir getirici değişiklikler olarak düzenleniyor. Belediyelere gelir getirilebilmesi için işin bilimsel, toplumsal, sosyal, kamu faydası taşıyan yanı bir tarafa bırakılıyor. Toplum ve kamu faydası odaklı değil, belediyelere, bazan başka gruplara, şahıslara rant ve gelir getirecek amaçlı imar planları yapılınca ister istemez sonuç bu oluyor. Üzgünüz. Karmen Peyzaj yapıldıkça insanlar ne kasdettiğimi görmeye başladı. Anlamadılar herhalde neye yol açacağını. Komik oldu şehrin ortasında öyle bir parça. 100. yıl içinde Hilton olarak başlanan bina örneği var. Ne yıkılacağı, ne yapılacağı var. Bir hocamız oradan geçerken 'kent suçları müzesi yapalım' diye bir öneride bulunmuştu şaka yollu.
"PANORAMA MÜZESİ'NDE ASIRLIK AĞAÇLAR KORUNSUN
Panorama müzesinde yüksekliğe itirazlarının kabul edilmesinin sevindirici olduğunu, yüksekliğin 16.50'ye düşürüldüğünü söyleyen Girişken, "İtirazımızın kabul edilmesi bir açıdan sevindirici. 20 metreden 16 metreye indirilmiş oldu ama, biz bunu, pazarlık yapmak için itiraz etmemiştik. Mevcut 12.50'lik yüksekliği korunsun istiyoruz. Bir kültür yapısının 16 metre yüksekliğe ihtiyacı olduğunu düşünmüyoruz. Panorama konusunda takip ettiğimiz bir başka konu odanın desteğiyle geliştirilen projede, yetişkin ağaçlar korunmuştu. Şu an yüksekliğin esnetilme ve ağaçların değerlendirilmeme ihtimalini aslında takip ediyoruz. Umuyoruzki ağaçlar gözönünde bulundurulurak proje yapılır, yetişmiş ağaçları kaybetmemeliyiz" dedi.
STADYUMUN YERİ ESKİDEN DE MEYDANMIŞ
Stadyum'un yeriyle ilgili tam olarak ne yapılacağına karar verilmediğini, bazı söylentiler olduğunu söyleyen Girişken, "Orada iki şey var bizim açımızdan, öncelikle her ne olacak olursa olsun Kamil Ocak adının yaşatılması çok önemli. İkincisi oradaki kamusal niteliğin bozulmaması. Bunlar bizim iki tane büyük kırmızı çizgimiz. Orası halka ait bir alandır. Orası ezelden beri halkın kullandığı bir alan. Gaziantep'in en eski dönemlerinden beri. Eskiler Stad yapılmadan önce oraya meydan derlermiş. Kadınlar biber çekerlermiş, salça zamanı salça yaparlarmış, yün yıkarlarmış, şire bile yapıyor olabilirler. Halkın belleğinde aslında yer tutan bir yer burası. Güzel anılar olan bir yer. Buranın özel kullanım için halkın elinden alınmaması gerekiyor. Direttiğimiz ısrarcı olduğumuz bir numaralı konu bu" diye konuştu.
KUZEY ŞEHİRDE SOSYAL DONATI VE YEŞİL AZ
Kuzey Şehir projesiyle ilgili de konuşan Girişken, "Kuzey şehirde yine bir plan tadilatı yapılmış. Kuzey şehrin ilk etabı yaklaşık 1 milyon metrekarelik bir alanı kapsıyor. 25 bin kişinin yaşayacağı bu ilk alanın planına baktığımızda buradaki yeşil alan, sosyal donatı, eğitim alanlarının azlığını gördük. Buradaki sosyal donatı, yeşil alanlar ancak 15-16 bin kişiye yetecek düzeyde. Bu nedenle itiraz ettik. TOKİ tarafından da tekrar bunların değerlendirilip daha sonra kesinleştirileceği söylendi. En son bir tadilat daha yaptılar, ucuna bir 35 bin metrekarelik daha bir alan eklediler. Yine konut. 25 bin kişilik nüfus oldu size 27-28 bin nüfus. Sonrası için nasıl umutlu olabiliriz?. İtirazımız reddedildi. Ufak bir parça daha eklemişler gene itiraz ettik. Yine ret gelir. Mahkemeye gidebiliriz" dedi.
HALK BİLMİYOR
Sola dönüşlerde belediyenin neden yasakladığını halka doğru düzgün açıklayamadığını ileri süren Girişken, "Yani belediyenin maalesef zaman zaman böyle iletişim problemi olabiliyor. Ulaştırma master planı yaklaşık 18 aydır devam ediyor hala tam tamamlanmamış olmasına rağmen belediyenin deyimiyle bunun bilimsel bazı sebepleri var. Ama halk bunu bilmiyor. Halka bu iletilmeyince bu keyfi olarak yapılmış bir şey gibi sanılıyor. Gerekçe sunmazsanız tepki görürsünüz, olumlu ya da olumsuz sonuçlarının bence birkaç ay içerisinde rakamlarla tekrar belediye tarafından değerlendirilmesi ve bizlerle paylaşılması gerekir. İlk bakışta belediyecilere göre olumlu bir etkisi olduğu söyleniyor ama halk aynı şekilde düşünmüyor. Verilerle belediye sunarsa, bunun olumlu ya da olumsuz etkilerini herkes görebilir" dedi.
Gaziantep 27