23 / 11 / 2024
fuzul

Miras yoluyla tarım arazilerinin bölünmesine son!

Miras yoluyla tarım arazilerinin bölünmesine son!

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, tarım arazilerinde bölünmenin önüne geçilmesi konusunda sektörün tüm paydaşlarının mutabık olduğunu belirterek, "Sorunun çözümü konusunda toplumun kılcal damarlarına kadar inip, istişare yapacağız" dedi




 

Eker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarım arazilerinin bölünmesinin önlenmesine ilişkin bir taslak çalışması yaptıklarını, bu kapsamda bir çalıştay düzenlediklerini ve çalıştaya çiftçi örgütleri, meslek kuruluşları, birlikler, üniversitelerden temsilciler ve muhtarlar gibi sektörün bütün ilgili kesimlerinden temsilcilerin katıldığını hatırlattı.           Tarım arazilerinin bölünmesi sorununun tarifinde herkesin mutabık olduğunu anlatan Eker, toplumun sorunun çözümü konusunda görüşünü almak için de 50 bin kişi ile yüzyüze anket çalışması yapacaklarını bildirdi.           Eker, "Toplumun kılcal damarlarına kadar inip, orayla da istişare yapacağız" dedi.           Çalıştayda paydaşların görüş ve önerilerini aldıklarını anlatan Eker, bu konuda birkaç öneri olduğunu bunlardan birisinin "arazinin şirket formuna dönüştürülüp herkesin mirastaki payı oranında burada hissedar olması" olduğunu, dolayısıyla, toprağın işleneceğini, bunun gelirinde de herkesin hisse sahibi olacağını söyledi.           Bir diğer önerinin de ailede bu işe ehil olan, çiftçilik yapma ehliyeti olan kişinin yani mirasçılardan birinin, diğer mirasçılara ödeme yapmak suretiyle mülkiyeti kendi üzerine almasına imkan tanıma olduğunu belirten Eker, şöyle devam etti:           "Bu iki görüş ağırlıkta bunu belki bir seçenek olarak Bakanlar Kuruluna, Meclis’e götürürüz, tabii hangisi kabul görür bilemeyiz. Başlıca bu iki konu üzerinde daha çok duruluyor.           Ama her halükarda bölünmenin önüne geçilmesi konusunda herkes mutabık, ziraat odaları, tüm dernekler, meslek odaları, kuruluşları, üniversite temsilcileri, çiftçiler, üreticiler, sanayiciler... Çünkü gerçekte yüksek kalitede, yüksek standartta, istikrarlı bir üretim düzeyini sürdürebilmemiz için mutlaka belirli bir ölçek ekonomisinin yakalanması lazım. Dünyada rekabet için de kendi içimizde de bu böyle."           Avrupa ülkelerindeki uygulamalara değinen Bakan Eker, Avrupa’da Türkiye’ye en yakın ülkelerden birinin İspanya olduğunu, İspanya’da 1 milyon işletme bulunduğunu ve ortalama işletme büyüklüğünün 24 hektar olduğunu söyledi.           Türkiye’de 3 milyon 100 bin işletmenin faaliyet gösterdiğini ve ortalama işletme büyüklüğünün 6 hektar olduğunu bildiren Eker, 6 hektarlık bir çiftliğin de 6-7 parçadan oluştuğunu ve bu şekilde 21-22 milyon parsel bulunduğunu kaydetti.           Eker, "Böyle bir yapıda bizim verimli bir tarımsal üretimi sürdürmemiz, gerçekleştirmemiz mümkün değildir" dedi.           Toplumun ilgili kesimlerinin de bunun sürdürülebilir bir yapı olmadığını ve Türkiye tarım sektörünün geleceği açısından bunun mutlaka önüne geçilmesi gerektiği yönünde ortak görüşü olduğunu ifade eden Eker, kendilerinin de nisan ayı içerisinde anket çalışmasını tamamlayacaklarını ve taslağı şekillendireceklerini bildirdi.           -Türkiye’de hangi model daha uygulanabilir-           Türkiye’de hangi modelin daha uygulanabilir olduğunun sorulması üzerine Bakan Eker, "Belki tarım arazileri ofisi kurulmak suretiyle ve kredilendirme de imkanı sağlanmak suretiyle mirasçılardan birinin diğer mirasçıların ödemelerini gerçekleştirip, bir kişinin adına bunun özgülenmesi mümkün. Bu biraz daha akla yakın gibi, uygulanabilir gibi geliyor" diye konuştu.           Şirket kurulması seçeneğine ilişkin olarak bunun gerektirdiği belli kriterler olduğunu, sektörün henüz buna tam hazır olmadığını belirten Eker, şunları kaydetti:           "Her ülke kendi modelini geliştirmiş, İngiltere gibi bazı ülkelerde toprak büyük evlada kalıyor ve asırlardır bu yapıyı sürdürüyorlar.           Türkiye’de bu konuyla ilgili hüküm bulunmaması suretiyle tarım arazileri babadan yoluyla bölünmüş ve bugünkü acıklı tablo ortaya çıkmış, bunu her halükarda sektör paydaşlarımızın tamamının görüşü hangi istikamette ise o istikamette bir çözüm önerisi ortaya koyacağız."           Kardeşler arasında bir anlaşmazlık çıkması durumunda işin hukuk açısından çözüleceğini dile getiren Eker, bu tip bir durumun da çok olmayacağını düşünmediklerini çünkü burada amacın arazinin verimli kullanılması olduğunu vurguladı.          Eker, "Eğer, 6 hektar arazi 7 parçadan oluşuyorsa burada kimin hangi işine yarayacak, kimsenin işine yaramayacak. Yaramayacağından dolayı bunun kabul göreceğini düşünüyorum" dedi.           -Ekonomik kayıp büyük-           Arazi bölünmesi ile Türkiye’de yılda 8 milyar liralık bir kaybın söz konusu olduğunu bildiren Eker, şunları söyledi:           "10 dekarlık bir alana buğday eken bir üreticinin aşırı bölünmeden ötürü sahip olduğu parsel sayısını dikkate aldığımızda 330 lira bir hektarda kayıp olduğunu görüyoruz. Burada 24 milyon hektar kabaca tarım arazisini dikkate aldığımızda 8 milyar liraya yakın yıllık kayıp olur. Arazi toplulaştırmasıyla, arazi ve parseller birleştirilerek, parsel büyüklüğüyle ölçek ekonomisine ulaşılır. Bununla birlikte verimlilik artar. Sadece 8 milyar liralık kayıptan kurtulmakla kalmayacağız, üstüne verimlilik artışından dolayı bir ilave gelir artışı da sağlanmış olacak."           Arazi bölünmesinin önüne geçilmesine ilişkin çalışmanın hem hükümet programında, hem de Acil Eylem Planında bulunduğunu, toplumun katkısını sağlamak suretiyle bunu bir yasal mevzuata dönüştüreceklerini belirten Eker, konuyu bu yıl içerisinde Meclis’in gündemine göre ve çalışma takvimine göre Bakanlar Kuruluna sunacaklarını sözlerine ekledi.           -Taslak çalışmasında 3 seçenek öngörülüyor-           Tarım arazilerinin bölünmesinin önüne geçmek amacıyla hazırlanan yasa taslağı çalışmasında da mülkiyetin devri konusunda 3 seçenek öngörülüyor.          Bu seçenekler, "mirasçıların tarımsal işletmenin veya tarımsal mülkiyetin bir mirasçıya devri konusunda anlaşabilecekleri", "mirasçıların tarımsal işletmenin veya tarımsal toprağın mülkiyetinin Türk Medeni Kanunu’na göre kuracakları aile malları ortaklığına devri konusunda anlaşabilecekleri" ya da "mirasçıların tarımsal işletmenin veya tarımsal toprağın mülkiyetinin devri konusunda Türk Ticaret Kanunu’na göre kuracakları bir şirkete devri konusunda anlaşabilecekleri" şeklinde sıralanıyor.           -AB ülkelerindeki uygulamalar-           Öte yandan AB ülkelerinde tarımsal topraklar üzerindeki mülkiyet hakkı üye devletlerin özel hukukları dahilinde olduğundan topluluk tarafından çıkarılan mevzuatla değil, üye devletlerin kendi iç hukuklarına göre çıkarılan mevzuatlar aracılığıyla düzenleniyor.           Üye devletlerin tarımsal yapıları farklılık göstermekle birlikte arazi parçalanmalarının önlenmesi bakımından önemli ortak noktaları da bulunuyor. Çoğu Avrupa ülkesinde tarımsal işletme ve arazilerin mülkiyetinin tek bir mirasçıya devredilmesi suretiyle tarımsal toprakların parçalanmasının önlendiği görülüyor.           Örneğin Fransa ve Danimarka’da tarımsal işletmenin bütünlüğünün korunması amacıyla mülkiyet tek bir mirasçıya devredilirken, bu mirasçı diğer mirasçılara maddi tazminat veya işletmenin piyasa değerini ödüyor.           Fransa’da mirasçı diğer mirasçılara eşit veya eşite yakın parasal tazminat öderken, Danimarka’da parasal tazminat değil, tarımsal işletmenin piyasa değeri ödeniyor.           İngiltere, Hollanda ve Almanya’da tarımsal işletmenin bütünlüğünün korunması esas alınırken, ancak mirasçılar arasında eşitlik söz konusu olmuyor.           Mülkiyet tek bir mirasçıya devredilirken, diğer mirasçılar çok az maddi tazminat alıyor veya hiç almıyor.           İngiltere’de tarımsal işletme hiçbir karşılık alınmadan devredilebiliyor. AA

Geri Dön