Mirasçı mirası reddettiğinde borç kime kalır?
Posta Gazetesi Ekonomi sayfası köşe yazarı Tamer Heper bugünkü yazısında okuyucusunun "Mirasçı mirası reddettiğinde borç kime kalır? "sorusunu cevaplandırıyor. İşte Heper'in köşe yazısı;
Biz yedi kardeşiz, ana-baba sağ. En küçük kardeşimiz erken vefat etti, eşi ve iki çocuğu kaldı. Eş ve iki çocuk süresi içinde mirası reddetmiş. Sonradan öğreniyoruz ki vefat eden kardeşimiz tanıdıklarına ve arkadaşlarına yüklü miktardaki banka kredisi için kefil olmuş. Eş ve evlatlar mirası redettiğinde diğer mirasçıların sorumluluğu doğduğunu sizin yazınızdan öğrendik. Yani bugün bizler sorumlu kaldık, bizi uyarmayanlara sitem ettiğimizde de "Kefalet iki seneyi geçmiş banka bu işi halletmiştir merak etmeyin" gibi yanıtlar alıyoruz. Bu teselli doğru mu? • S.T.
Herhangi bir hukuki problem "Belki böyle olmuştur" sözü ile geçiştirilemez. Olaylar izlenir, hukuki sonuçlan değerlendirilir. Önce şunu tespit etmek lazım. Ölen kardeşinizin eşi ve çocuklan mirası reddettiğinde durum nedir?
Bir grup mirasçı mirası reddettiğinde, onlar sanki miras bırakandan önce ölmüş gibi düşünülür. Yani kardeşinizin eşi ve çocukları ondan önce ölselerdi mirasçı kimdi? Mirasçı ikinci derece mirasçılardı ki bunlar ana ve babadır. Dolayısı ile bugün ölen kardeşinizin mirasçısı ana ve babanız olduğuna göre bir borç çıkarsa bundan sorumlu olacak olanlâr ana ve babanızdır. Peki "Aradan iki sene geçti, bir şey olmaz" denilebilir mi? Hayır denilemez.
Zira bugün krediler oldukça uzun vadeli kredilerdir ki on sene geri ödemeli krediler vardır. Bunların ne zaman ihtilaf çıkaracağı bilinmez. Bu cümlem "Elbet bir gün ihtilaf çıkacaktır" anlamına gelmesin. Krediler muntazam geri ödenirse elbette bir ihtilaf çıkmayacak, kefaletten dolayı da bir borç doğmayacaktır. Bunların yanında hiç tereddütsüz bir hususu daha söylemeliyim ki, buna daha net ve daha hukuki bir yanıt verebilmek için ölen kardeşinizin kefil olduğu kredi sözleşmelerinin de incelenmesi şarttır. Bana kalırsa öncelikle kime kefil oldu ise onlardan durumu araştırmak, mümkün ise ellerindeki kredi sözleşmesinin bir örneğini alıp bir meslektaşıma inceletmekte yarar vardır. Şayet bir alacak doğmuş ise bankalar öyle, iki sene, üç sene geciktirip bu borcun üzerini örtecek şirketler değildir. Bunu aklınızdan çıkarmayın.
Posta-Tamer Heper