Genel

Mısırlı eski bir modelin İstanbul'daki Boğaz manzaralı evi!

Uzun yıllar Thierry Mugler ve Yves Saint Laurent için modellik yapan Sahar Kadri, bir Türk'e aşık olunca, Paris-Kahire hattında geçen hayatına yeni bir durak olarak İstanbul'u ekledi

Mısırlı eski model Sahar Kadri, Türk sevgilisinin peşinden gelip yerleştiği İstanbul'u 17 yaşındaki oğluna benzetiyor. Henüz birkaç aydır yaşadığı Naile Sultan Sitesi'ndeki evinin balkonundan Boğaz'a bakarken, 'Buraya ilk kez 15 yıl önce geldim' diye anlatmaya başlıyor: 'Oğlum o zaman iki yaşındaydı. Ona bir kart yolladım. Bu şehrin ona ne kadar çok benzediğini ve bir gün burayı mutlaka ziyaret etmesi gerektiğini söyledim. şžimdi burada, benimle ve erkek arkadaşımla birlikte yaşıyor. Hayat gerçekten sürprizlerle dolu.' İstanbul Sahar Kadri için Doğu ile Batı'nın bir sentezi. Tıpkı Fransız asıllı ilk eşinden dünyaya gelen oğlu Timur Ahmet İskender gibi. Aynı zamanda doğduğu şehir Kahire ile uzun yıllar yaşadığı Paris arasında büyüleyici bir durak. Ortaköy'deki bu ev ise bu büyüleyici duraktaki yeni yuvası.

Paris'te avukatlık yapan sevgilisi, işleri gereği İstanbul'da daha fazla bulunmak zorunda kalınca üç katlı bu evi kiralamaya karar vermişler. Onları buraya çeken en önemli şey, Boğaz manzarası olmuş. Manzarayı evin içine taşıyabilmek için geniş pencereler tercih etmiş ve perde kullanmamışlar. 'Evin içi yıkık döküktü' diyor, Kadri. 'Ama manzaraya bayıldık. Uzun bir kontrat yaptığımız için evi tamamen yıkıp yeniden yapmaya karar verdik. Dekoratör Serra Kaslowski bize istediğimiz evi yaratmamızda yardımcı oldu.'

Yaklaşık bir yıldır proje üzerinde çalışan Serra Kaslowski, ev sahiplerinin yalın, modern ve ferah bir ev istediğini söylüyor. Onların bu isteği üzerine sade bir fon oluşturmak için duvar ve tavanları aynı renge, griye boyamış ve birbirinden bağımsız ama birbiriyle uyumlu geniş yaşam alanları yaratmaya çalışmış. Bu yüzden giriş katını tamamen ana yaşam alanı ve mutfak olarak tasarlamış ve ana yaşam alanını kapı değil, duvar ve sütunları kullanarak beş bölüme ayırmış. İki oturma köşesi, televizyon köşesi, çalışma odası ve yemek odası. Evde her şeyin detaylarda gizli olduğunu söylüyor Kaslowski. 'Malzemeye çok önem verdik. Duvar ve tavan boyaları bile dünyaca ünlü Farrow & Ball'dan seçildi. Bütün dolaplar özel yaptırıldı. Salon ve odalardaki kaplamalarda lake, banyolarda venge ve tik ağacı kullanıldı. Mobilyalar Paris, Kahire ve İstanbul'dan tek tek seçilip alındı. Bu evdeki bütün mobilyalar, dünyaca ünlü çağdaş tasarımcıların imzasını taşıyor.'

Tasarım müzesi gibi

Sahar Kadri, hem kişisel ilgi alanı hem mesleği gereği tasarım tutkunu bir genç kadın. Sanat tarihine duyduğu ilgi, tasarım alanında kendini geliştirmesine yardımcı olmuş. Evini döşerken, çok sevdiği 1950'li yılların tasarımcılarına ait neredeyse bütün önemli parçaları toplamış. '1950'ler tasarımın kalbini oluşturur. Savaş sonrası dönemde insanlar umutlarını yeniden toplayarak ve yeni parayı kullanarak tarihe damgasını vuran eserler vermişler. Bu eserlere evimde yer vermek beni çok mutlu etti' diyor. Onun bu ilgisi, mobilyalarda hemen fark ediliyor. Cari Hansen, Charles & Ray Eames, Jean Massaud, Piero Fornasetti, Warren Platner, Charİotte Perriand, Amejacobsen, Serge Mouille, Achille Castiglioni... Ev bir çağdaş tasarım müzesi gibi. Tüm parçalar kendilerine has karakterleriyle mekanı renklendiriyor. çoğunlukla Mozaik, Vitra, Knoll, Karteli, Established and Sons, Minotti, Moda Bagno, Poltrona Frau, Cassina, B & B Italia'dan alınan mobilyalar yalın çizgilerinin yanı sıra fonksiyonel yapılarıyla da ev sahibinin aradığı tarzı yakalamasına katkıda bulunmuş.

Uzun süredir moda ve stil danışmanlığı yapan Sahar Kadri, dekorasyon zevkini çok beğenilen giyim tarzıyla bağdaştırıyor. 'Ev, insanın kendi iç dünyasını yansıtır. Bu yüzden seçtiğim mobilyalar

giyim tarzımdan izler taşıyor. Ben sade giyinirim ama o sadeliği farklı, renkli bir aksesuarla süslerim. Evimde de aynı şeyi yaptım. Özellikle oturma gruplarında beyaz, krem, gri ve siyahı tercih ettim ama bunları yer yer kırmızı ya da gece mavisi bir koltuk ya da pufla renklendirdim. Arada antika parçalar da kullandım. Mesela salondaki kırmızı halılar Özbek cami halısı. Üzerlerinde binlerce insanın dua etmiş olması beni derinden etkiledi.'

Dişi gücün tanrıçası

Sahar Kadri Mısır, Kahire doğumlu. Babası ülkenin eski devlet bakanlarından Ahmed Kadri. Kahire Üniversitesi'nde işletme eğitimi alırken gönlünü modaya kaptırmış. Tek hayali, Paris'te moda okuyup ülkesine dönmek ve Mısır'ın en ünlü kadın ve moda dergisine imza atmakmış. Babası, ancak üniversiteyi bitirdiği takdirde Paris'e gidebileceğini söyleyince, çok istemese de işletme eğitimini tamamlamış. Daha sonra Paris'e yerleşen Kadri, Esmod'da moda okuduğu yıllarda modellik kariyerine başlamış. Thierry Mugler ve Yves Saint Laurent için uzun yıllar modellik yapmış. Paris'e aşık olunca tekrar ülkesine geri dönmek istememiş. Modellik yaşını geçince, kişiye özel lüks Mısır ve Ortadoğu gezileri düzenleyen Tiy-Travel adlı bir seyahat şirketi kurmuş. Üç yıl önce bir Türk'e aşık olunca, hiç aklında yokken İstanbul'a uzanan macerası bundan böyle Paris-lstanbul-Kahire hattında devam edecek. Bebek'te bir ofis kiralayarak kurduğu Sekhmet adlı şirketle, kişisel stil ve alışveriş danışmanlığı işini İstanbullu kadınlar için yapacak. 'Paris'e temalı alışveriş turları düzenleyeceğim. Örneğin vintage, haute couture, genç tasarımcılar, outlet gibi temalar çerçevesinde yapılacak alışverişlerin insanların daha farklı giyim tarzları yakalamasına yardımcı olacağını düşünüyorum. Öyle Bir Geçer Zamanki dizisiyle ünlenen Wilma Elles ilk müşterim olacak.'

Sekhmet, Eski Mısır'da dişi gücün tanrıçası olarak bilinir. Kadının gücüne çok inandığı için şirketine bu ismi vermiş. Mısır'dan tek başına yollara düşüp, moda gibi zorlu bir alanda, kimsenin yardımını almadan kendine bir kariyer oluşturan Sahar Kadri, inandığı gücün günümüz dünyasındaki temsilcilerinden olmayı çoktan başarmış...
Vogue/şžebnem Denktaş