Mobilya sektörü 7 kat büyüdü!
MOSDER tarafından bu yıl 17-18 Kasım 2016 tarihleri arasında dördüncü kez düzenlenen MOSDER Tasarım Buluşmaları’nın ilk günü, Türkiye ve dünyanın önde gelen kentlerinden İstanbul’a gelen birçok tasarımcıyı aynı çatı altında buluşturdu.
Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) tarafından bu yıl 17-18 Kasım 2016 tarihleri arasında dördüncü kez düzenlenen MOSDER Tasarım Buluşmaları’nın ilk günü, Türkiye ve dünyanın önde gelen kentlerinden İstanbul’a gelen birçok tasarımcıyı aynı çatı altında buluşturdu.
‘Tasarımın önemi, markalaşma ve tasarımın markalaşmaya etkisi’ adlı bir panele de ev sahipliği yapan buluşma kapsamında ünlü İtalyan mimar ve tasarımcı Federico Delrosso, günümüz tasarımcılarına; “Gelenekselliği çağdaş detaylarla harmanlayın” dedi.
İstanbul, 17 Kasım 2016- Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) tarafından bu yıl dördüncü kez Tarabya Otel’de düzenlenen MOSDER Tasarım Buluşmaları, Türkiye’den ve dünyanın önde gelen kentlerinden İstanbul’a gelen birçok tasarımcıya ev sahipliği yaptı. Birçok etkinliğe ev sahipliği yapacak olan buluşmanın ilk günkü gündem maddesinin en önemlilerinden biri ‘Tasarımın Önemi, Markalaşma ve Tasarımın Markalaşmaya Etkisi’ adlı panel oldu.
Açılış oturumunda yer alan MOSDER Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Doğan, Yıldız Entegre Ağaç Sanayi ve Ticaret A.Ş. Satış Müdürü Selçuk Ormancı ve dünyaca ünlü İtalyan mimar ve tasarımcı Federico Delrosso, bilgi birikimlerini ve tecrübelerini paylaştı.
Doğan: Mobilya sektörü, tasarımcılarla büyümeli
MOSDER Tasarım Buluşmaları’nın açılış konuşmasını yapan MOSDER Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Doğan, dernek olarak buluşmayı çok önemsedikleri ve bugüne kadar elde ettikleri tecrübeleri göz ardı etmeden her yıl güçlenerek yola devam ettiklerini belirtti. Türkiye mobilya sektörünün verimliliğini artırarak gelişmişlik sıralamasında üst sıralarda yer bulması için, inovatif ve AR-GE destekli çalışmalara imza atması gerektiğini belirten Doğan, “Günümüzde, dernek ve/veya sivil toplum örgütleriyle üniversiteler arasındaki işbirlikleri, şirketler için büyük bir önem taşımaya başladı. Bu ortama baktığımızda, bilgiye dayalı yenilikçilik ve yaratıcılık kapasitesinin tetiklenmesi ve buna bağlı bir ekonomik refah ancak eğitim, tasarım ve inovasyonun bir bütün olarak ele alınmasıyla gerçekleştirilebilir. İşte tam bu noktada, MOSDER, Tasarım Buluşmaları ile her yıl sektörümüze katkı sağlamaya devam edecektir” dedi.
Delrosso: Bir mimar olarak ‘sanatsal’ bir iş çıkarmaya çalışıyorum
Tasarımın Önemi, Markalaşma ve Tasarımın Markalaşmaya Etkisi konulu panelin ikinci konuşmacısı olan dünyaca ünlü mimar ve tasarımcı Federico Delrosso, tasarımcıların ve mimarların global bir kimliğe sahip olmaları gerekliliğinden bahsetti. Türkiye’nin çok köklü bir geçmişi olduğunu ve bu geçmişe sağdık kalınarak tasarımların şekillenmesi gerektiğini aktaran Delrosso, “Tasarımda her şeyin uyum içinde olması gerektiğini düşünüyorum. Onun için ben, 360 derecelik bakış açısıyla çalışıyorum. Bildiğiniz gibi dünya değişiyor. 5 yıl önceki çalışma şeklimizle bugün ve 5 yıl sonraki sistemimiz aynı olmayacak. Tasarımlarla hayat verdiğim çalışmaların üsluplarının aynı olmasına özen gösteriyorum. Çünkü ben mimar olarak ‘sanatsal’ bir iş çıkarmaya çalışıyorum” diye açıkladı.
Dizayn yaparken değerli objelerle farklı bir atmosfer yaratmanın mümkün olduğunu aktaran Delrosso,”Işık ve gölge oyunları bence tasarıma çok yakışıyor. Bunun için çalışmalarımın birçoğunda bu öğeleri kullanıyorum. Hatta bazı tasarımlarımda fizik kurallarını yıkıyor, milimetrik hesaplamalar yapıyorum. Aslına bakarsanız iç mimaride ideal olan, minimalize edilmiş mekanlar kurmaktır. Yaşayan mekanlar tasarladığımız için, mekanların sahiplerinin kimliği değil, mekanın kendi kimliği olmalı. Bu nedenle tasarımcıların global bir bakış açısıyla hareket etmeleri gerekiyor.”
“Yaptığım her tasarımın arkasında ‘tutku’ var”
Hayatında olduğu gibi tasarımlarında da özgürlük ve tutkunun ön plana çıktığını aktaran Delrosso, “Farklı kültürlerde çalışmayı çok seviyorum. Yurt dışında çalışmak herkesin olduğu gibi benimde vizyonumu genişletiyor. Özellikle Akdeniz Havzası birbirine çok benziyor. Bundan dolayı İstanbul’da kendimi evimde hissediyorum. Mimari açıdan da bu bölge kadim uygarlıklara ev sahipliği yaptı. Dolayısıyla bu bölgedeki genç tasarımcıların, gelenekselliği çağdaş bir yorum katıp, tasarımlarını bu yönde şekillendirmeleri gerekiyor” diye açıkladı.
Öte yandan firmaların; tasarımcılar, mimarlar ve sanat yönetmenleriyle birlikte çalışması gerektiğini söyleyen Federico Delrosso, tasarımcıların firmaları yönlendirmesi ve markanın bir tasarım kimliği oluşturması gerektiğinin altını çizdi. Delrosso, “Benim için bir tasarımdaki uyumluluk çok önemli. Klasik ve/veya çağdaş olabilir. Ama tasarımda uyumluluk yoksa ben mutlu olamıyorum. Bir tasarımın bulunduğu ülkenin dilini ve yaşam biçimin yansıtması lazım. Ve bunun için belirlenecek strateji masa başında konusunda tecrübeli kişilerce belirlenmeli.”