24 / 12 / 2024

Modoko, açık mobilya AVM olma özelliği taşıyor

Modoko, açık mobilya AVM olma özelliği taşıyor

40. yılı geride bırakan Modoko, bir ilki gerçekleştirerek Türkiye'nin ilk açık mobilya alışveriş merkezi olma özelliği taşıyor



Modoko yıllar içinde müşterilerine rahat bir ortam sunarken yatırımcılar için de giderek cazibesini artırmayı başardı. Etem Özçelik başkanlığındaki Modoko yönetimi, 3 yıldır çalışmalarını sürdürüyor. 2009 yılında, krizin en çok hissedildiği dönemde işbaşında olan Modoko yönetimi bu dönemde müşteri sayısını yüzde 35 artırdı. Özçelik, yönetimdeki arkadaşlarıyla birlikte Modoko'yu yurt içi ve yurt dışı pazarın odağı haline getirdiklerini belirterek tek yürek olarak başarılı projelere imza attıklarının altını çizdi. Özçelik, Modoko'yu Türkiye'nin perakende mobilya pazarının en aktif olduğu yer olarak da tanımlarken, bugüne kadar sektörde birçok ilki gerçekleştirdiklerini de ifade etti.

350 mağazasıyla dünyanın en büyük mobilya şehri olma yolunda ilerleyen Modoko, global krizde müşteri sayısını yüzde 35 artırırken halihazırda Modoko içinde kiralık mağaza bulunmamasıyla da yatırımcıların tercih ettiği bir merkez olduğunu kanıtladı. Modoko yönetimi, son üç yılda yaptığı tanıtım çalışmalarıyla sektörde ilkleri başarırken, fuarlara katılımdan,  modern bir alışveriş merkezi olma yolundaki peyzaj düzenlemelerine kadar birçok alanda çalışmalar yürüttü. 

Modoko Yönetim Kurulu Başkanı Etem Özçelik, krizi büyük yaralar almadan atlattıklarını belirterek, bunun nedeninin ise Modoko esnafının dayanışmasına ve tek yürek olmasına bağladığını sözlerine ekledi. Geçtiğimiz yılın ekonomik anlamda zor bir yıl olduğunu belirten Özçelik, bu dönemde hükümetin KDV desteği ve halkın ilgisine dikkat çekti. Özçelik, “Türk tüketicisi halen ortalama 8 yılda bir mobilyasını değiştirme yoluna gidiyor. Alım gücüne bakarsak henüz mobilya pazarı Türkiye'de istenen seviyeye gelmedi. Almanya'da 50 milyar dolarlık mobilya pazarı varken, Türkiye'de daha yeni 4 - 5 milyar dolara çıktı. Ancak buna rağmen Türk tüketicisi mobilya sektörünü geçtiğimiz yıl yalnız bırakmadı” dedi.

Reklamlarımız Müşterilerin Yoğun İlgisini Çekti
Özçelik, Modoko'nun marka bilinirliğinin çok yüksek olduğunu belirterek “Modoko bugün İstanbul ve çevresindeki mobilya pazarının yüzde 80'ine sahip. Birçok mağazada, çok çeşitli ürün ve her keseye uygun fiyatlar sunuyoruz. Bunların yanı sıra tüm promosyon çalışmalarımızı da devam ettiriyoruz. Hazır ya da tasarım olmak üzere üst kalitede ürünler üretiyoruz. Bu nedenle burası sıradan bir mobilya alışveriş merkezi değil” açıklamasında bulundu. Etem Özçelik bu ay içerisinde yaptıkları reklamların sektörde ve müşteriler arasında çok konuşulduğunu belirterek, Modoko'nun; marka, kişiye özel tasarım, zengin çeşit ve uygun fiyat gibi özelliklerini ön plana çıkaran reklam filmleri hazırlandı. Geçen yıl "Gelmen lazım, görmen lazım" ana konsepti ile oluşturulan iletişim stratejimiz bu yıl tüketici için Modoko'nun farklılığını anlatan yeni bir staratejiyle yoluna devam ediyor” dedi.

Özçelik, “yeni kampanyamızda, yüzlerce mobilya markasını, kişiye özel tasarımı ve binlerce modeli uygun fiyata bulmak isteyen tüketicilere sesleniyoruz. Popüler kültürün içinden çıkmış, daha önce birçok diziye, reklama konu olmuş bir karakterin kullanıldığı reklam filmimizde, karakter bu sefer de mobilya konusunda sıkıntı çekmektedir. Kolundaki çantası markadır, en sevdiği kıyafeti özel tasarımdır, her mevsime her mekâna uygun ayakkabısı vardır ve bütçe konusunda da bilinçlidir. Onun tek derdi mobilyasının da marka olması, ona özel tasarlanması, bol çeşit görebilmesi ve tabii ki hesaplı olması. Biz ona "gelmen lazım, görmen lazım, Modoko'yu gezmen lazım" diyoruz.
 
Sektörde Laf Çok, İcraat Yok
Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından geçen ay düzenlenen ve aralarında sektör dernekleri, bakanlıklar, kamu kurumları, odalar ve meclisler, ihracatçı birlikleri, dernek ve konfederasyonlar, ticaret ve sanayi odaları, kooperatifler gibi toplam 51 adet farklı kurum ve kuruluşun bulunduğu ‘Mobilya Çalıştayı'na katıldıklarını ifade eden Etem Özçelik, toplantıda Türkiye'de mobilya sektörünün özellikle ihracatta hedeflediği rakamlara ulaşması için gereken çalışma ve düzenlemelerin tartışıldığını söyledi. Etem Özçelik, bu buluşmada Türkiye'de ihracatçı sektörleri arasında katma değer, ürün gamı ve sağladığı yüksek istihdam oranı ile önemli bir payı bulunan mobilya sektörünün ihracattaki payının orta ve uzun vadede arttırılabilmesi ve sürekliliğinin sağlanabilmesi için sektörde yaşanan olumsuzlukların çözüme kavuşturulması konuşuldu” dedi. Mobilya sektöründe tanıtım, imaj, rekabet, tasarım, markalaşma, Ar-Ge, inovasyon, standardizasyon, finansman, üretim maliyetlerinin düşürülmesi, lojistik ve eğitimli iş gücü gibi konulardaki sorunların üzerinde durduklarının altını çizen Etem Özçelik, çalıştayın sektör adına olumlu sonuçlar vereceğini düşünüyordum. Ama bugün gelinen noktada çok da ümitli değilim” dedi. Özçelik, geriye dönüp baktığımda maalesef sözden ileriye gidemiyor sektörümüz şeklinde konuştu.

Etem Özçelik, mobilyada da tıpkı futbolda olduğu gibi liglerin oluşturulması gerektiğinin altını çizerek, milli takım gibi mobilya sektöründe de başarılı firmalar seçilerek topluca yurtdışındaki fuarlara katılım sağlanabilir” dedi. Türkiye'deki markaların yurtdışında da desteklenmesi gerektiğine dikkat çeken Etem Özçelik, bu desteğin devlet tarafından sağlanması gerektiğini söyledi.

Krizde Bankacılar Kötü Not Aldı
Küresel kriz nedeniyle tüm dünya ülkelerinde üretimde, ihracatta ve istihdamda önemli azalmalar olduğuna değinen Etem Özçelik, geçtiğimiz yıl hem firmalar bazında hem de ulusal olarak hükümetin tedbirleriyle ticarette ve sanayide meydana gelen daralmayı ortadan kaldırmaya çalıştıklarını söyledi. Bütün bu tedbirlere rağmen sektörün ve temsilcilerinin yanında olmayan bankacılık sektörünün üreticiden kötü not aldığını vurgulayan Özçelik, şöyle devam etti:
“Bu zamana kadar bankacılık sektörü reel sektöre, faiz oranlarının düşürülmesi, kredi verme işlemleri ve kredilerin tahsilatı konusunda istenen yardımı yapamadı. Halihazırda bankaların kriz zamanında en gözde müşterisinin bireysel tüketici olduğunu bilmeyen kalmadı artık. Sektörümüzle ilgili geleceğe dönük taleplerimiz ise şöyle:

• Öncelikle tüketiciye yerli malı güveni verecek ve yerli mobilyayı tercih etmesini sağlayacak tanıtım stratejisi geliştirilmeli.
• Mobilya satışında taksit fazla yapılıyor. Disipline edilmeli.
• İhracatçı bir ülke olabilmemiz için, teknoloji, Ar-Ge, tasarım, kalite ve standart olmalı.
• Finansman ve maliyetler düşürülmeli.
• Ara eleman ve kalifiye eleman için sektör daha fazla destek görmeli.
• İhracat için tanıtım ve pazarlama konularında devlet tarafından destek verilmeli.


Geri Dön