Sektörel

Mülkiyet hakkı ihlali nasıl olur?

Posta Gazetesi Ekonomi sayfası köşe yazarı Tamer Heper bugünkü yazısında okuyucusunun mülkiyet hakkı ile ilgili sorunu yanıtlıyor.

Binamızda bir kısım kat maliki binayı müteahhide vermek istiyor. Bir kısmı ise tedbirli davranıyor ve vermek istemiyor.  Tedbirden kastım şu: Müteahhide vermek istemeyenler emekli ve yoksul kimseler.  Şayet müteahhit işi geciktirir ise başlarını sokacak hiçbir yerleri yok. Sokakta kalacaklar. Bir kısım kat maliki de müteahhide verildiğinde daire alanlarının küçüleceğini biliyor. Vermek isteyenler, vermek istemeyenleri tehditle, "Çürük raporu alırız", "2/3 ile karar alırız" deyip korkutuyor. Bu 2/3 baskısı korkutucu mahiyette bir baskı unsuru değil mi? 2/3'ün karar alması mülkiyet hakkına tecavüz değil mi? Bunun Anayasa'ya aykırılığı söz konusu değil mi? Siz ne dersiniz? • M.S. 


Okuyucumun yazdıkları bilinçsiz yazılmış şeyler değil. Okuyucum imzasını da göndermiş kendisi bir mühendis ve ben kendisine hak veriyorum. Kentsel dönüşüm adı altında şehrin yaşanabilir bir kente dönüştürülmesini çağnşüran bu yasa amacına ulaşmamıştır. Şayet bu yasanın çıkarılmasındaki gerçek amaç kentin daha düzenli olması ve olası bir depremde vatandaşın hayatının kurtulması olsaydı; 1) Kentsel dönüşüme rantı en yüksek caddelerden başlanmaz, dokunsan yıkılacak şekilde kaçak yapılmış ve en küçük depremde yıkılacak gecekonduların bulunduğu gecekondu mahallelerinden başlanırdı. Dikkat ederseniz bu işe Bağdat Caddesinden başlandı. Gecekondular ancak şehrin para getirecek merkezinde ise hedef alındı.  2) Şayet kentlerin düzeni ve tertibi düşünülseydi kentler dikine dikine yükselen beton yığınlan ile kaplanmaz, yeşil alanlar talan edilmezdi. Tam tersine şehre yeşil alanlar kazandmlır. vatandaşın nefes alması sağlanırdı. Çağdaş bir şehirde vatandaş başına 22 metrekarenin üzerinde yeşil "3tan düşerken İstanbul'da bu alan 2 metrekare altına düşmüştür. 22 metrekare yeşil alan dahi düşük bir birim kabul edilmektedir.  Mevcut 2 metrekarelik yeşil alandaki ağaçları da izliyorum. Bakıyorum ki gövdeleri yabani bitkilerle sarılmış, onların da ölümü yakındır, adeta kasten bakımsız bırakılmış durumdadırlar.  Bu durumda kentsel dönüşümün iyi niyetinden söz etmek mümkün mü? Yoksul vatandaşın ise endişesi çok yerindedir. Zira müteahhitlerle olan ihtilaflar had safhadadır. Bir gayrimenkulün mülkiyeti konusunda 2/3 oranında malikin alacağı karar mülkiyet hakkına aykırıdır ancak yasa bu karara dahi işi bırakmadan kamu kurumlarının binanın yıkımı için altmış günde faaliyete geçebileceği hükmünü içermektedir. Konu endişe vericidir, okuyucum endişelerinde haklıdır. 



Posta