Sektörel

Mustafa Demir, kentleşme sorununa el attı

Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, ayağının tozuyla ilk icraatını 'kentleşme' üzerine yaptı

Kabinenin çiçeği burnunda bakanlarından Bayındırlık ve İskan Bakanı, Samsun Milletvekili Mustafa Demir, 'kentleşme sorununa' el atarak, iddialı hedefler koydu. 'Planlı kentler' dönemine geçilmesini isteyen Demir, ülke genelinde 'kentleşme stratejisi'  belirleneceğini ve yerel yönetimlerin ortak planlamalara katkı sağlayacağını söyledi.

Bu çerçevede yerel yönetimlere ek görevler yüklenebileceğini vurgulayan Demir, 'Sürdürülebilir kent dönemine geçmeliyiz. Afet tehlike ve analizleri yapılan, trafikten, yol planlamasına, enerji verimliliğinden çevreye uyuma, tarihi kent merkezlerinin korunmasından yoğun göç alan illere istihdam olanağı sağlamaya kadar tüm planların yapıldığı bir süreci başlatacağız' dedi.

Bakan olduktan sonra 'Kentleşme Şurası' yapan Demir, şuradan çıkan kararları strateji belgesine dönüştürerek, ülke çapında planlı kent dönemine geçmeyi planlıyor. 'Avrupa seviyesinde kentler' hayali kuran Demir çarpıcı açıklamalar yaptı.

Kentleşme Şurası ilk kez gerçekleşti. Amacınız nedir?

Türkiye'de nüfusun üçte ikisi kentlerde yaşıyor. Kırsal nüfus, yüzde 30-33 civarında. Bunun, yıllar içinde yüzde 15'e ineceğini tahmin ediyoruz. Bu nedenle kent planlaması süreci daha da önem kazanacak. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra özellikle bizde sanayileşmenin başlamasıyla bir kentleşme sürecine girilmiş. Ancak plan yapma noktasında geri kalmışız. Çünkü planlama mimarlarının, mühendislerinin yetiştirilmesi, kentleşmenin hızına cevap verebilecek konuma gelmemiş. Bu nedenle özellikle büyük kentlerde, yani sanayileşme merkezlerinde gecekondulaşma ve çarpık kentleşme başlamış. İstanbul başta olmak üzere Ankara, Bursa, İzmit, İzmir, son dönemde Mersin, Diyarbakır, Samsun gibi yerlerde hem kaçak yapılaşma hem gecekondulaşma hem de sağlıksız, plansız yapılaşma stokumuz ortaya çıkmış. Bu da sosyal, kültürel toplumsal, kent altyapıları noktalarında ciddi sorunlar yaratmış. Bunu kimi zaman içme suyu yetersizliklerinde, kimi zaman trafik sorununda, kimi zaman yetersiz yeşil alanlarda, binalarda enerji kaybında yaşıyoruz. AB'ye aday ülkeler kentleşmenin sorunlarını en fazla hisseden ülkelerden birisiyiz. Bu yüzden de ilk kez Kentleşme Şurası'nı yaşadık.

Ana hedef nedir?

Ana hedef, sürdürülebilir kentsel gelişme politikasını kurumsallaştırmaktır. 4-7 Mayıs'ta üniversitelerden, sivil toplum örgütlerine kadar her kesimin katıldığı Kentleşme Şurası'nı düzenledik. Burada sonuç bildirgesi yayımlandı. Şura kararları kağıtta kalmayacak. Bildirgeden, Kentsel Gelişme Strateji Belgesi ve Eylem Planı oluşturacağız. Bunu Aralık ayına kadar yapacağız. Bu belge, daha sonra DPT'ye sunulacak. Yüksek Planlama Kurulu kararıyla Kentsel Gelişme Strateji Belgesi ve Eylem Planı yayımlanarak, yürürlüğe girecek.

Somut olarak ne olacak?
Strateji Belgesi ve Eylem Planı'ndaki kararların hayata geçmesi için yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulacak, yerel yönetimlere yapması gereken belirli ilave görevler verilecek. Merkezi hükümet, yerel yönetimler, ilgili kurumlar bu planlara uygun uygulamalar yapmak zorunda kalacak. Yani kent planlamaları, yeni kent gelişim bölgeleri buna göre şekillenecek. Binaların enerji verimliliğinden, çevreye uyumuna, sosyal-kültürel mekanların planlanmasından yapılaşmaya kadar her şey buna tabi tutulacak.

Yaptırımı olacak mı?

Örneğin binanın ısı ve enerji kaybından, yalıtımına, güneş enerjisinin kullanımına kadar belirli kriterler konabilir. Belgedeki kriterlere uyanlara teşvikler çıkarılabilir.

İmar tadilatında ölçü

İstanbul'da yalnızca 5 yılda 4 bin imar tadilatı olmuş. Bunlar kent dokusunu bozmuyor mu? Bunların önüne geçebilecek misiniz?

İmar tadilatı dünyanın her yerinde yapılır. Ancak onun ölçüsünü şöyle koymak lazım. Mevcut kent dokusunu bozucu, yoğunluğu ilave arttırıcı, yapılan altyapı tesislerini yetersiz kılıcı imar tadilatları eğer yapılıyorsa bu tabii ki olumsuzluk oluşturur. Biz, her kurumla iletişim içinde olacağız. Belki her kente ayrı ayrı sürdürülebilir kentsel gelişme stratejileri hazırlatacağız. Yani genel politikanın yanı sıra, bunun alt açılımlarını da yapacağız. Böylece bir imar planı değişikliği önerisinde, bunun kentin teknik altyapısına ilişkin etki analizinin zorunlu tutulması mümkün olabilir.

Kentlere istihdam olanakları

Sonuç bildirgesinde alınan kararlardan somut örnekler verir misiniz?
Kentsel altyapı sistemleri uzun vadeli planlanacak, su şebeke kayıpları önlenecek, yağmur suyunun bir kaynak olarak kullanılması konusunda projeler üretilecek. Kentsel Ulaşım Stratejisi belirlenerek, yerel yönetimler için bağlayıcı bir çerçeve oluşturulacak. Dar ve orta gelirlilerin konut edinmesine yönelik stratejiler geliştirilecek. Yöresel özelliklere, sosyal ve kültürel yapıya duyarlı konutların üretimi desteklenerek, kaçak yapılaşmayı caydırıcı önlemler alınacak. Afet ve tehlike risklerini dikkate alan planlamalar yapılacak. Çağdaş bir afet yönetim sistemi oluşturularak, yerleşme tehlike ve riskleri tespit edilecek. Küresel iklim değişikliği, tehlike haritaları ve mikro bölgeleme çalışmaları tamamlanacak. Enerji bütçesi hazırlanarak, yerel sera gazı envanteri oluşturup, kent ekolojisi ve yerel iklime uyun planlama, tasarı ve mimari teşvik edilebilir. Güneş enerjisi kullanımının yaygınlaştırılması için teşvik sistemi getirilebilir. Tarihi kent merkezleri canlandırılmalı, kentlerde bireylerin sosyalleşmesini sağlayacak ortak etkinlik mekanları oluşturulmalı, 'mahalle ve sokak olgusu' güçlü tutulmalı. Yoğun göç veren bölge ve şehirlerde istihdam olanakları artırılırken, kadınlara mesleki eğitim ve kurslar verilerek, ekonomiye kazandırılması sağlanmalı.

Başbakan sürprizleri sever bakan olduğumu yolda öğrendim

Mustafa Demir, 5 çocuğuyla kabinede Sağlık Bakanı Recep Akdağ'dan sonra en çok çocuğu olan bakanlardan biri. 19 yıllık evliliğinde baba olmanın yanı sıra, dede olmanın da mutluluğunu yaşamış. Ev hanımı eşi İmuhhan Demir'le mutlu bir evliliği olan bakan, iş hayatı ile ev hayatı arasındaki dengeyi koruyabilmiş.

Karadeniz Teknik Üniversitesi   mimarlık mezunu olan Bakan Demir, 'bakır, alüminyum, levha üretimi yapan' sanayici boyutuyla da iş hayatında başarılara imza atmış bir isim. Bu işlerini şimdi büyük oğlu Abdurrahman Demir'e devreden Bakan Demir, tüm çocuklarının eğitimine önem vermiş bir baba kimliğiyle de dikkat çekiyor: 1981 doğumlu Abdurrahman Demir, iktisat mezunu; 1983 doğumlu Safa Demir bir lisede meslek öğretmenliği yaparken, doktorasına da devam ediyor; ortanca kızı Ferda Demir, Ankara Üniversitesi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği bölümü son sınıf öğrencisi; Safiye Eda, Hacettepe Üniversitesi Okul Öncesi öğretmenliği bölümü 2. sınıf öğrencisi. Ailenin en küçük çocuğu Abdürrahim Mustafa ise lise 1'de okuyor.

Bakan olduğunu Samsun'a giderken mola verdiği esnada TV seyredip çay içerken öğrendiğini doğrulayan Bakan Demir, bu anı şöyle anlattı: 'Başbakan sürprizleri sever. Siyasi ömrüm boyunca kendisinin bu özelliğini birçok kez canlı olarak yaşadım. Bakan olduğumu duyunca çok büyük bir sorumluluk yükünü tüm vücut hücrelerime kadar hissettim. Her dakika geçtikçe bu sorumluluğa Başbakan tarafından layık görüldüğüm için hem ülkem hem ailem, hem bölgem açısından da onur duydum. Her geçen gün, bu güvene layık olmak için üzerinde taşıdığım yük daha da artıyor.'
Bakan Demir, amatör olarak fotoğraf çekmeyi sevdiğini anlatıyor. Spora bir türlü zaman ayıramadığından yakınan bakan, yürümekten keyif aldığını söylemeyi de ihmal etmiyor.

Akşam