Sektörel

Mütekabiliyet yasası eksik kaldı!

Mütekabiliyet yasası çıktı. Konut geliştirici şirketler yabancı/Arap alıcı bekliyor. Başbakanın Afrika seyahatleri ile gözler Afrika’ya da çevrildi. Türk Cumhuriyetlerinden de gelecek olanlar var. Ama istenilen oranda gelmiyorlar.


Konut sektörünün gözü kamuda. Kamu, acaba ne zaman insafa gelip adım atacak diye sessizce bekliyorlar… Kamu harekete geçmeden kimsenin yapacağı da bir şey yok…


Başbakan, önce 2023 “ekonomik” vizyonunu hedef gösterdi. Sonra ise 2071 Osmanlı ve Selçuklu “medeniyeti”ni hedef gösterdi… Bu yönde adımlarını da atıyor. Bu yönde yasa da çıkartıyor. Ama kamunun bürokratları bekliyor... Sanki ayak diretir gibi… Konut sektörünün elinde bir milyona yakın stok var. Bunlara yabancı alıcı lazım. Sektör sıkıntıda… 


Bu yüzyılda, Türkiye “göç” ile tanışacak… Hem de parası olanların “göç”ü ile… Geçen yüzyıl boyunca Avrupa ve ABD, bu göç olayını yaşadı. Buna yönelik kurumsal yapılarını kurdular. Yatırımcıları çektiler. Türkiye ise mütekabiliyet yasasını çıkartmakla bu işin olacağını sanıyor. Ama öyle değil. Çıkan yasa eksik. Konut alanlar eğer uzun süreli ikamet izni alamazlarsa neden konut alsınlar. Kısa süreli geldiklerinde zaten kalacakları hem otel hem de günlük kiraya verilen evler var. 


Mütekabiliyet yasası ile verilen oturma izni acilen uzatılmalıdır. İspanya 160 bin Euroluk konut alana 5 yıl oturma izni veriyor. Türkiye’den sonra çıkarttı bu yasayı. Dünyanın birçok ülkesi de değişik formüller ve modellerle, parası olana “bize gel” diyor… Mütekabiliyet yasasından beklenen gelirin elde edilmesi için ikametgah izninin uzatılması da yetmez… İyi bir tanıtım ve pazarlama kampanyası yapmak gerekir… İyi bir tanıtım ve pazarlama kampanyasının sonrasında ise iyi bir kurumsal altyapı gerekir. Türkiye bu zamana kadar, yurtdışından kaçıp sığınan “kaçak” mültecilerle tanıştı. Ukrayna ve Rusya gibi ülkelerden Türkiye’de iş bulmak umuduyla gelen/kandırılan kadınlarla tanıştı. Ama bireysel yatırımcılarla henüz  yeterince tanışmadı…


Türkiye’nin mevcut kurumsal altyapısı ile yabacılara konut satış hizmeti yeterince verilemez. Çünkü güvenlik güçlerinin yabancılara bakışı, “güvenlik” endişesi ile ya potansiyel “terörüst” ya da “hayat kadını” anlayışının dışına çıkmaz. Kamunun bu alanda hizmet veren birimlerinin bu bakışı normaldir. Çünkü bu zamana kadar Türkiye içine kapanık bir politika izledi. Başbakanın son yıllarda izlediği dış politikaya, ülkeye yatırımcı çekmek için uyguladığı stratejiye yönelik ayrı bir kurumsal yapı gerekir. 


Türkiye’ye gelip birkaç saat içinde konut alan bir yabancı şu anki mevcut kurumsal yapı ile 6 ayda oturma iznini alamaz. Oturma izni alırken de “bugün git yarın gel” politikası ile bıkacaklardır… Bu uygulama kısa sürede yabancı medyaya olumsuzluklar olarak yansıyacaktır. Bu nedenle kamu yatırımcı ile muhatap olacak birim ve personeline ayrı bir eğitim vermeli.


Ülkeler, dış ticarette zenginliklerini sadece ihracattan elde etmezler. Londra, Paris, New York gibi şehirler aldıkları bireysel yatırımcılarla ciddi gelir elde ettiler. Eğitim geliri, turizm geliri, ticaret geliri, konut geliri vs. 21. yy’da İstanbul, Bursa gibi şehirler aynı fırsata sahip. Bu fırsatı iyi değerlendirebilmek için hızlı hareket etmek gerekir… 

Türkiye, tarihi misyonuna uygun adımlar attıkça, kendi değerlerine sahip çıktıkça Avrupa, Afrika ve Asya kıtasının yükselen ülkesi oluyor… Dünyanın bu yüzyıldaki fazla parası olan ülkelerle Türkiye’nin tarihi bağları var. Tarihi akrabalıkları var. Dostlukları var. İyi bir strateji ile beklenilenden fazla bireysel yatırımları çekmek mümkün…

Yabancı konut alıcılarının Türkiye’ye getirebileceği para cari açığın finansmanında önemli. Potansiyel yüksek. Nasıl bir pazarlama stratejisi ile gelecek para artırılabilir? Pazarlama faaliyeti olmadan bu iş olmaz. İstanbul’da konut geliştiren bir şirket, konutlarını satmak için ciddi bir reklam, tanıtım ve pazarlama kampanyası yapıyor. Türkiye’de bu iş kolay. Ama çevredeki 60 ülkeye bu pazarlamayı nasıl yapılacak?


Kamunun hedeflediği büyük fonlara tanıtım önemli. Ama fonların Türkiye’ye gelmesi konut geliştirici şirketlerin ihtiyacını çözmez. Çünkü konut geliştiriciler, konutlarını alacak küçük yatırımcı arayışında. Bu konuda kamunun bir çözümü var mı? Bu sorunun maalesef bir muhatabı henüz yok. Çünkü bu iş Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın işi değil, bu işe Emniyet Genel Müdürlüğü’nün işi de değil. Başbakanlık Yatırım, Tanıtım Destek Ajansı’nın gözü ise Avrupa’da ve büyük fonlarda… 2013 yılına girdik. Zaman hızlı akıyor. Gelecek henüz gelmedi ama eğer böyle giderse geleceğin ne olacağı şimdiden belli…


Kamunun bürokratları, Başbakanı iyi izlemeli. İyi takip etmeli. Başbakanın hedefleri doğrultusunda, kurumsal altyapıları kurmalı, strateji geliştirmeli. Kamu bürokrasisi yavaş kalırsa Başbakanın attığı adımlar hedefine ulaşamaz… 


Saygılarımla,

Abdullah Çiftçi


www.abdullahciftci.com