27 / 11 / 2024

Necati Uyar: Kentlerimiz depremlere karşı dirençsiz!

Necati Uyar: Kentlerimiz depremlere karşı dirençsiz!

TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Necati Uyar, "Türkiyede kentlerin yüzyıllardır tekrar eden depremlere, sıradan yağışlara ve kısa süreli dönemsel kuraklıklara karşı dahi dirençsiz olduğunu" belirtti




         Uyar, her yıl ekim ayının ilk pazartesi günü kutlanan "Dünya Konut
 Günü" ve "Dünya Habitat Günü" nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, her yıl
 farklı bir tema ile kutlanan "Dünya Habitat Günü"nün bu yılki temasının
 Birleşmiş Milletler tarafından "Kentler ve İklim Değişikliği" olarak
 belirlendiğini kaydetti.

         Yeryüzünde yaşanmaya başlanan iklim değişikliğinin sonuçlarının kimi
 zaman uzun süren kuraklıklar, kimi zaman da yaşanan sellerle kendini gösterdiğini
 ifade eden Uyar, değişimin olumsuz sonuçlarının doğal alanların yanı sıra kentsel
 ve kırsal insan yerleşmelerini de doğrudan etkilediğine dikkati çekti.
         Kuraklık sonucu içme ve kullanma suyunda yaşanan azalma ve ani
 yağışlardan kaynaklanan sel baskınlarının, günümüz kentlerinin önemli ve önlem
 alınması zorunlu sorunları arasında yer aldığını belirten Uyar, "Türkiye
 kentlerinin önemli bir bölümü, yetersiz ve sağlıksız içme suyu altyapısından
 kaynaklanan nedenlerle bir yandan sıklıkla susuzlukla karşı karşıya kalırken,
 diğer yandan kaçak ve kayıp oranlarının büyüklüğü nedeniyle dünyanın en müsrif
 kentleri arasında da yer almaktadır. Yasal düzenlemelerdeki yetersizlik,
 kontrolsüz yer altı suyu kullanımı, su şebekelerinde ve depolamada yaşanan
 sorunlar kentlerimizin yaşamakta olduğu su sorununu giderek daha da büyütmekte,
 yaşanan dönemsel kuraklıklara karşı dirençsiz hale getirmektedir"
 değerlendirmesinde bulundu.

         Sıradan yağışların sellere ve can kayıplarına neden olduğu Türkiyedeki
 kentlerin, yanlış uygulamalar ve plansızlık nedeniyle risk altında olduğunu
 vurgulayan Uyar, yapılan yeni hataların da riskleri büyüttüğünü ileri sürdü.
         Uyar, şunları kaydetti:
         "Dünya kentlerinin iklim değişikliğinin olası sonuçlarına karşı
 önlemleri tartıştığı bir ortamda, iklim değişikliği bir yana kentlerimiz;
 yüzyıllardır tekrar eden depremlere, sıradan yağışlara ve kısa süreli dönemsel
 kuraklıklara karşı dahi dirençsizdir ve sakınma refleksi gelişmemiştir.
         Yüzyıllardır gerçekleşen depremlerle onlarca kez yıkılan, her yağışta sel
 altında kalmaya başlayan kentlerimizde, yaşananlardan ders alınmaz ve sakınım
 planlaması çalışmaları bir türlü yaşama geçirilmez, olağan doğa olaylarının afete
 dönüşmesine seyirci kalınırken, iklim değişikliğinin sonuçlarına hazırlıklı olmak
 düşüncesinin yaşama geçirilmesi çok uzak olasılık gibi görünmektedir."

           Uyar, BMnin bu yılki temasının Türkiyede gündem maddesi haline
 getirilmesi gerektiğini belirterek, sera etkisinin oluşmasına katkı sağlayan
 yanlışlardan uzaklaşmaya yönelik adımlar atılması ve iklim değişikliğinin olası
 sonuçlarına karşı ciddi önlemler alınması gerektiğini belirtti.

         Her yıl Ekim ayının ilk Pazartesi günü, tüm insanlık için temel bir hak
 olan "yeterli ve sağlıklı" barınma hakkının devletler ve kentler düzeyinde
 karşılanmasına katkı sağlamak amacıyla, "Dünya Konut Günü" ve "Dünya Habitat
 Günü" olarak kutlanıyor.
         TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Necati Uyar, yaptığı yazılı
 açıklamada, her yıl farklı bir tema çerçevesinde kutlanan Dünya Habitat Gününün
 2011 yılı temasının Birleşmiş Milletler tarafından "Kentler ve İklim
 Değişikliği" olarak belirlendiğini belirtti.

         Birleşmiş Milletler tarafından tema seçimine ilişkin yapılan
 değerlendirmede, 21. yüzyılda dünya gelişiminin önündeki en zorlu koşulun iklim
 değişikliği olduğunu ifade eden Uyar, önümüzdeki 10- 20-30 yıllık zaman
 dilimlerinde kentlerin bu koşullara nasıl yanıt vereceğinin öngörülemediğini
 bildirdi.

         Uyar, şunları kaydetti:
         "Yeryüzünde yaşanmaya başlanan iklim değişikliğinin sonuçları kimi zaman
 uzun süren kuraklıklar, kimi zaman da yaşanan sellerle kendini gösterirken,
 değişimin olumsuz sonuçları doğal alanların yanı sıra kentsel ve kırsal insan
 yerleşmelerini de doğrudan etkilemektedir. Kuraklık sonucu içme ve kullanma
 suyunda yaşanan azalma ve ani yağışlardan kaynaklanan sel baskınları günümüz
 kentlerinin önemli ve önlem alınması zorunlu sorunları arasında ön sıralarda yer
 almaktadır.
         Türkiye kentlerinin önemli bir bölümü, yetersiz ve sağlıksız içme suyu
 altyapısından kaynaklanan nedenlerle bir yandan sıklıkla susuzlukla karşı karşıya
 kalırken, diğer yandan kaçak ve kayıp oranlarının büyüklüğü nedeniyle dünyanın en
 müsrif kentleri arasında da yer almaktadır.
         Yasal düzenlemelerdeki yetersizlik, kontrolsüz yer altı suyu kullanımı,
 su şebekelerinde ve depolamada yaşanan sorunlar kentlerimizin yaşamakta olduğu su
 sorununu giderek daha da büyütmekte, yaşanan dönemsel kuraklıklara karşı
 dirençsiz hale getirmektedir. Geçtiğimiz yıllarda Ankarada yaşanan ve
 Kızılırmaktan kente sağlıksız su verilmesi ile giderilmeye çalışılan dönemde
 olduğu gibi, yöneticilerin bilim ve teknik dışı tercihleri yaşanan sorunları daha
 da büyütmektedir. Sıradan yağışların sellere ve can kayıplarına neden olduğu
 kentlerimiz, yanlış uygulamalar ve plansızlık nedeniyle risk altındadır ve iklim
 değişikliğinin sonuçlarına karşı dirençsizdir.

         Türkiyede kentler büyük risk taşıdığı halde gerekli önlemler alınması
 bir yana, yapılan yeni hatalar riskleri büyütmektedir. Yapılaşmaya açılan
 betonlaştırılan vadiler, dere yatakları, kent içinde üstü kapatılarak sokağa
 dönüştürülen dereler, yanlış projelendirme ve uygulamalar nedeniyle yağışlarda su
 kanalına dönüşen sokaklar, dere yataklarına yapılan, altyapısı çözümsüz alt
 geçitler, dere yatakları ile deniz arasına çekilen yapılaşma ve otoyol setleri,
 kentlerimizi güvensiz hale getirmektedir."
         İklim değişikliğini ve olası sonuçlarını ve sonuçların günlük yaşama
 yansımasını görmezden gelmenin, gerekli önlemleri almamanın, çözümden hızla
 uzaklaşmaya neden olacağını belirten Uyar, "Ülkemiz kentlerinde raylı toplu
 taşıma sistemlerine, bisiklet ve yaya ağırlıklı düzenlemelere yeterince yer
 verilmezken, özel araç kullanımını özendiren uygulamalar desteklenmekte,
 modalaştırılmaktadır. BMnin bu yılki teması, ülkemiz kentleri için sürekli
 gündem maddesi haline getirilmeli, bir yandan sera etkisinin oluşmasına katkı
 sağlayan yanlışlardan uzaklaşmaya yönelik adımlar atılırken, diğer yandan iklim
 değişikliğinin olası sonuçlarına karşı ciddi önlemlerin vakit geçirilmeden
 alınmalıdır" önerisinde bulundu.
 AA


Geri Dön