Nermin çiviciler: Kamusal Alt Yapı Finansmanı!
Kamu alt yapı tesislerinin finansmanın genel bütçeden karşılanması, ya da Hazine teminatı altındaki kredilerle sağlanması usulü, dünyanın birçok ülkesinde terk edilmiş durumda
Ülkemizde pek çok kentimiz, deprem riski ve düzensiz yapılaşma yanında, eksik ve yetersiz altyapı sorunları ile boğuşmakta. Son yıllarda, başarılı uygulamalarını gördüğümüz kentsel dönüşüm projeleri, altyapı sisteminin yeniden kurulmasının kaçınılmaz olduğunu bir kere daha gösterdi. Ne var ki altyapı yatırımlarının yüksek maliyeti, pek çok projenin hayata geçirilmesine mani oluyor.
Kamu alt yapı tesislerinin finansmanın genel bütçeden karşılanması, ya da Hazine teminatı altındaki kredilerle sağlanması usulü, dünyanın birçok ülkesinde terk edilmiş durumda. Dünya bu projelere; sermaye piyasaları araçlarını kullanarak finansman sağlama peşinde¦
Turgut Özal'la başlamıştı
Kamusal yatırımlara Hazine dışından kaynak sağlanmasına yönelik ilk uygulamalar Turgut Özal"ın başbakanlığı döneminde başlamıştı. 1980"lerin ortasında çıkarılan Gelir Ortaklığı Senetleri (GOS) köprü, baraj gibi büyük projelerin finansmanında kullanıldı. Var olan kamu yatırımlarının gelirlerinin, menkul kıymetleştirme yoluyla satılarak; küçük yatırımcılardan finansman sağlanması şeklinde özetlenecek bu modele ait ilk uygulama; 1984 yılında ihraç edilen Boğaziçi Köprüsü gelir ortaklığı senetleriydi. Bunu 1985 yılında Keban Barajı izledi. Yap-İşlet-Devret modeli ise, aynı yıllarda hayata geçirilen ve halen özellikle bir çok belediye tarafından uygulanan bir diğer finansman şekliydi. Bu sistemde; üretilecek mal veya hizmetin geliri belli bir süre için finansöre bırakılmakta,süre sonunda tesislerin, bakımı yapılmış, eksiksiz ve işler durumda ilgili Kamu kuruluşuna devri yapılmaktaydı.Yine Özal"lı yıllara ait, çok tartışmalı bir diğer finansman modeli de Özelleştirme. Bu bağlamdaki ilk uygulama; özel sektöre elektrik enerjisi alanında faaliyette bulunma olanağı veren, Türkiye Elektrik Kurumunun (TEK) monopolistik yapısının değiştirilmesiydi.
Yaklaşık iki yıl önce Sermaye Piyasası Kurulu, Altyapı Gayrimenkul ortaklıkları tebliğini çıkararak merkezi yönetim kapsamındaki idareler ve özellikle belediyeler tarafından yürütülen tarım, sulama, madencilik, imalat, enerji, ulaştırma, haberleşme, bilgi teknolojileri, turizm, konut, kültür, kentsel ve kırsal altyapı, belediye hizmetleri, kentsel dönüşüm, çevre, araştırma-geliştirme hizmetleri ile eğitim, sağlık, adalet, güvenlik ve genel idare altyapısı yatırım ve hizmetlerinin özel şirketler eliyle yapılıp sürekli olarak işletilmesine olanak sağladı. Sermaye Piyasası Kurulu denetimi altında faaliyet gösterecek olan Altyapı Gayrimenkul ortaklıkları, amaçları doğrultusunda borçlanabilecekleri gibi, paylarını halka arz edebilecek veya önceden belli edilen yerli ve yabancı yatırımcılara satabilecek.
Uzun vadeli dinamiklere baktığımızda, Türkiye yabancı yatırımcılar için; karlılık, reel sektörün büyüme dinamikleri ve nüfus açısından cazip bir ülke. Özellikle altyapı yatırımlarının finansmanı Körfez ülkelerinin ilgi odağı.
Kamu alt yapı tesislerinin finansman modeli seçiminin son derece önemli bir maliye politikası sorunu olduğu muhakkak. Ancak, deprem kuşağındaki ülkemizin gecikmiş altyapı ve sağlıklı kentleşme sorununun bir an önce çözüme kavuşturulması gereği, kamu alt yapı tesislerinin finansmanı konusunun çözümünü acil kılmakta.
Haftaya kadar sağlıcakla kalınız.
Av.Nermin çiviciler/Milliyet Emlak