Nevzat Sayın İstanbul'da konut yapacak!
Nevzat Sayın, günümüz Türk mimarlığının önde gelen yaratıcılarından biri. Sayın ile mesleğini konuştuk
* Mimarlık mesleğini seçmenizdeki etken neydi? Nasıl karar verdiniz mimar olmaya?
- Dünyayı değiştirme isteğiydi mimar olma kararının en önemli etkisi. Devrimin 'uzak ihtimal' olduğunu anlayınca mimar olmaya karar verdim. Mimarlar hep 'yeni' birşey yapmaya programlanırlar. Yapılan ne kadar yenidir tartışılır olsa bile, eğitimin doğrultusu budur. Bu doğrultu hep baştan başlama isteği oluşturur. Baştan başlama isteği de çözümlerden değil, sorunlardan yola çıkmanızı fısıldar kulağınıza. Elbette başlamadan ve içinde olmadan bu özelliklerini bilemezsiniz. Ancak ne olduğunu anlayacak kadar içinde olduğunuzda fark edilir olur.
* Genel olarak tarzınız ve mimarlık anlayışınız nedir?
- 'Tarz'ım yok. Mimarlık anlayışım ise, basit, sade, kolay anlaşılır ve herkes için 'iyi' olanı bulmak ve yapmak. Çözümden değil de sorundan yola çıkıyorsanız bir tarzınızın olması beklenemez. Her konu kendi özgün koşullarına, bu koşulların belirlediği sorunlara ve bu sorunların talep ettiği çözüm seçeneklerine sahip olma potansiyeli taşır. Bütün mesele bu potansiyeli kinetik bir duruma geçirmek olarak kabul edilebilir. Her seferinde yeniden ve en baştan başlayabilme içtenliğini gösterebilmek önemlidir. Kuşkusuz nasıl biriyseniz öyle bir çözüm öneriniz olacaktır. Bizim tercihimiz her zaman ve herkes için olanı bulup çıkarmaktır.
İyi mimar her yerde iyidir
* Bir projenin ulusal ya da uluslararası olması sizin için fark ediyor mu? Mimari açıdan ulusal ve uluslararası projelere yaklaşım açısı aynı mı?
- Farketmez. Proje, projedir. Ulusal sınırlarla değil, konunun özgül sorunlarıyla 'yaklaşım açısı' oluşturulur. Yasaların, yönetmeliklerin yapımcılar gibi bulunduğunuz yere göre değişmesi kaçınılmazdır. Operasyonel özellikler ve yerin iklimsel özelliklerine bağlı olarak veriler elbette değişir. Ama genel tasarım ilkeleri açısından bir şey değişmez. İyi bir mimar, dünyanın her yerinde iyi bir mimardır.
* Projelerinizi hayata geçirme aşamasında her zaman istediğiniz gibi davranabiliyor musunuz? İşverenin isteklerine karşı, ne kadar insiyatif kullanabiliyorsunuz?
- İşveren de diğer girdilerden biridir. Anlamak ve anlaşmaktır önemli olan. Aynı sorunun çözümü için, konuyu iki tarafından tutar mimar ve işveren. Konu aynıdır ama önemliliklerin sıraları değişir. Bir sürü işin üstesinden gelip, başarılı olmuş bir işvereni koyulduğu yoldan çevirmek çok zor. Ama henüz yola çıkılmadısa çok kolay.
Mimar hem özgür hem bağımlı
* Peki sizce Türkiye 'de bu mesleği yapan insanlar, mimarlar ne kadar özgür?
- Hem sonuna kadar özgür, hem sonuna kadar bağımlı. Mimarlık tam bu aralıkta oluşur. Hayat gibi... Özgürlüğü nasıl tanımladığınıza bakar. Burada da mimarlar dünyanın başka yerlerindeki mimarlar kadar özgür. Önemli olan önerinizi anlaşılır bir dille anlatabilmek ve ikna edici olabilmek. Bu da konuyu ne kadar içinize sindirip, ne kadar kendinizin kılabildiğinizle bağlantılı.
* Bilgi Üniversitesi Mimarlık Yüksek Lisans Programı'nda atölye yürütücüsü olarak görev yapıyorsunuz.
- Mimarlık eğitiminin 'olması gerektiği gibi' olmadığını düşünüyorum ve oldurmak için arkadaşlarımla birlikte elimden geleni yapıyorum. Kuramsal olanla olgular arasındaki bağlantıyı kurmaya çalışıyoruz. Hegel'in 'Olgular kuramlara uymuyorsa kendileri bilirler' deyişini hatırlıyarak... Meraklı, açık, çalışkan, dünyadan haberi olan, cesur, konuşkan ve iyi mimarlar olsun istiyoruz.
* Yani siz, Türkiye'de verilen mimarlık eğitimi yeterli bulmuyorsunuz?
- 'Yeterli seviye'nin kim tarafından belirlendiğini bilirsek cevap verebiliriz. O yüzden hem evet hem de hayır. Dünyayla karşılaştırmalı bir cevap istiyorsanız' Türkiye'deki mimarlık eğitimi yeterli değil' demeliyim.
Kent bütün zorlamalara karşın kendi bildiği gibi dönüşür
* Kentsel Dönüşüm uygulamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? İstanbul'da kentsel dönüşümün mümkün olmadığı söyleniyor; bunun için ne düşünüyorsunuz?
- Kent, bütün zorlamalara karşın 'kendi bildiği gibi' dönüşür. İstiklal Caddesi'nin son otuz yıldaki dönüşümüne baktığınızda bile bunu görebilirsiniz. İstanbul'daki dönüşüm projeleri sadece birer rant projesi oldukları için eleştiriliyor olmalı. İstanbul'da kentsel dönüşüm neden olmasın? Pekala olabilir. Olmayan paylaşımı bilmemek. Kim neyi tutsa, sadece kendisinin olduğuna inanıyor. Kötülüklerinden değil, cehaletlerinden. En çok proje üreten kurumlar olarak, yerel yönetimlerin ya da TOKİ'nin yaptıklarına bir bakın... Dönüşmeyen bu tutum. Ve bu tutum dönüşmedikçe, sadece rantın büyük parçasının kimde kalacağı üzerine yoğunlaşıldıkça, kentler de dönüşmeyecek.
* Son zamanlarda hangi projeler üzerinde çalışıyorsunuz?
-Şu anda İstanbul'da 200.000 metrekare konut, 20.000 metrekare genel müdürlük, 15.000 metrekare ofis, 1.500 metrekare kurumsal, 25.000 metrekare fabrika, 1.500 metrekare konut, 7.000 metrekare eğitim, 500 metrekare sanat galerisi; Muğla'da 20.000 metrekare fabrika, Bodrum'da 8.000 metrekare ikinci konut yapıları üzerinde çalışıyoruz.
Nevzat Sayın imzalı projelerden birkaçı
* Çengeldere Konutları 2009
* Bermanbek Evi 2009
* Santral İstanbul 2007
* Evidea Konutları 2007
* Boyacıköy Yönetim Merkezi Binası 2009
* Balparmak Tesisleri 2009
* Türk Petrol Vakfı 2009
* Astana Kule 2004
* Ataköy Konutları 2004
* Mesa Çengelköy Yerleşkesi 2004
Seda Tabak / Hürriyet