Kira

Ödenmeyen kira haksız tahrik sayılmadı!

Yargıtay, borcunu ödemeyen kiracısını öldüren sanığa 'haksız tahrik indirimi' uygulayan yerel mahkemenin kararını bozdu.

Star gazetesinde yer alan habere göre, Başkent Ankara'da sahibi olduğu mülkü iş yeri olarak kiraya veren kişi, borcunu aksatması sebebiyle kiracısıyla birkaç kez tartışma yaşadı.
 
Borcunu ödemeyen kiracısından iş yerini tahliye etmesini isteyen mülk sahibi, mülkünden çıkmaması sebebiyle sinirlenerek iş yerine gittiği kiracısıyla kızına hakaret etmeye başladı. Çıkan kavgada mülk sahibi tarafından bıçaklanan kiracı hayatını kaybetti.
 
Sanık hakkında kasten öldürme ve kasten yaralamaya teşebbüs suçundan dava açıldı.
 
Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi, sanığa Türk Ceza Kanunu'nun 81. maddesinde düzenlenen kasten öldürme suçundan müebbet hapis cezası vedi.
 
Sanığın suçu, kiracının borcunu ödememesi sebebiyle haksız tahrik altında işlediğine karar veren yerel mahkeme, Türk Ceza Kanunu'nun 29. maddesi uyarınca sanığın cezasını 15 sene olarak belirledi, sanık, kasten yaralamaya teşebbüs suçundan ise beraat etti.
 
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay 1. Ceza Dairesine geldi. Daire, yerel mahkemenin kararını bozdu.


 
"Üst sınırdan ceza tayin edilmeli..."
 

Bozma kararında, sanık ile maktul arasındaki kira ilişkisinin hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu ve bu nedenle kira borcunun ödenmemesi halinin başlı başına haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasına konu olamayacağı vurgulandı.
 
Kararda, olay öncesinde de maktul ile sanık arasında kira borcunun ödenmemesiyle ilgili görüşmelerde maktulün sanığa küfür etmesi sebebiyle haksız tahrik hükümlerinin uygulanabileceği ancak burada da 12 yıldan 18 seneye kadar hapis cezası öngören TCK'nin 29. maddesi uyarınca üst sınırdan ceza tayin edilmesi gerektiği kaydedildi.
 
Dairenin kararında, 15 yıl hapis cezasına hükmolunması suretiyle eksik ceza verilmesi bozma sebebi sayıldı.
 
Sanık hakkında kasten yaralamaya teşebbüs suçundan kurulan beraat hükmü yönünden yapılan incelemede de iddianameye göre sanığın bu suçu maktulün kızına yönelik işlediğinin iddia edildiği belirtildi.
 
Bu suçun mağdurunun, maktulün kızı olduğu belirtilen kararda, yerel mahkemenin ise suçun mağdurunun maktul kiracı olduğunu kabul ederek hüküm kurmasının bozmayı gerektirdiği belirtildi.