28 / 04 / 2024

OSB'lerdeki meralara Hazine dava açabilecek

OSB'lerdeki meralara Hazine dava açabilecek

Anayasa Mahkemesi, 5838 Sayılı Kanun 'un,  Organize Sanayi Bölgelerinin bulunduğu alanlardaki mera vasıflı taşınmazlar  hakkında, mülkiyete yönelik Hazinece dava açılamayacağı, açılmış davalardan da  vazgeçileceğini öngören hükmünü oy birliğiyle iptal ett



                CHP, 5838 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 'un
 bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa
 Mahkemesinde dava açmıştı.

                Anayasa Mahkemesi, Kanun 'un, 22. maddesiyle, 4562 sayılı Organize Sanayi
 Bölgeleri Kanunu 'nun Geçici 7. maddesine eklenen fıkranın '… mülkiyete
 yönelik Hazinece dava açılmaz, açılmış davalardan vazgeçilir, açılan davalar
 sonucunda bu taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına ve özel sicile
 yazılmasına dair verilen ve kesinleşen mahkeme kararları uygulanmaz ve bu
 kararlar uyarınca tapu kütüklerine konulan şerhler terkin edilir' bölümünü oy
 birliğiyle iptal etti. Yüksek Mahkeme 'nin iptal kararının gerekçesi, Resmi
 Gazete 'de yayımlandı.

                Gerekçede, dava konusu kural ile 1 Ocak 2005 'ten önce kesinleşen imar
 planlarında küçük sanayi sitesi olarak ayrılan veya aynı tarihten önce, Bakanlık
 tarafından onaylanan ve yatırım programına alınan Organize Sanayi Bölgelerinin
 bulunduğu alanlardaki mera vasıflı taşınmazlar hakkında mülkiyete yönelik Hazine
 tarafından dava açılamayacağı, açılmış davalardan vazgeçileceği, açılan davalar
 sonunda bu taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına ve özel sicile
 yazılmasına dair verilen ve kesinleşen mahkeme kararlarının uygulanmayacağı ve bu
 kararlar uyarınca tapu kütüklerine konulan şerhlerin terkin edileceğinin
 öngörüldüğü belirtildi.

                Anayasa 'nın 45. maddesinin birinci fıkrasında, 'Devlet, tarım arazileri
 ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal
 üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak
 maksadıyla tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve
 diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır' denildiği anımsatılan gerekçede,
 Anayasa 'nın 45. maddesinin gerekçesinde de belirtildiği gibi bu kuralla Devlete,
 tarım arazilerinin sanayi ve şehirleşme sebebiyle yok edilmesini, tarım arazileri
 ile çayırlar ve meraların amaç dışı kullanılmasını önleme görevinin yüklendiği
 vurgulandı.

                Anayasa 'nın 138. maddesinin son fıkrasının 'Yasama ve yürütme organları
 ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme
 kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini
 geciktiremez' hükmünü içerdiği belirtilen gerekçede, şöyle denildi:
                'Yasama organının mahkeme kararlarını değiştirememesi ilkesi yasama
 organının kanun yoluyla kesinleşmiş olan kararları ortadan kaldıramaması anlamına
 gelir. Mahkeme kararının kanun yoluyla değiştirilememesi ilkesi, maddi hukukta
 herhangi bir değişiklik yapmaksızın sadece somut mahkeme kararlarının kanun
 yoluyla değiştirilmesi ya da uygulanmasının engellenmesi halleri için söz konusu
 olacaktır. Bu nedenle iptali istenen kural ile kesinleşmiş mahkeme kararlarının
 uygulanamayacağının öngörülmüş olması Anayasanın 138. maddesine aykırılık
 oluşturmaktadır. Mülkiyete yönelik hazinece dava açılamaması, açılmış davalardan
 vazgeçilmesi ve kesinleşen mahkeme kararlarının uygulanmaması, tapu kütüklerine
 konulan şerhlerin terkin edilmesi, devlete meraların korunması görevini veren
 Anayasanın 45. maddesi ile bağdaşmaz. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa 'nın 45.
 ve 138. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.'
AA


Geri Dön