OSB'lerdeki meralara Hazine dava açabilecek
Anayasa Mahkemesi, 5838 Sayılı Kanun 'un, Organize Sanayi Bölgelerinin bulunduğu alanlardaki mera vasıflı taşınmazlar hakkında, mülkiyete yönelik Hazinece dava açılamayacağı, açılmış davalardan da vazgeçileceğini öngören hükmünü oy birliğiyle iptal ett
CHP, 5838 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 'un
bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa
Mahkemesinde dava açmıştı.
Anayasa Mahkemesi, Kanun 'un, 22. maddesiyle, 4562 sayılı Organize Sanayi
Bölgeleri Kanunu 'nun Geçici 7. maddesine eklenen fıkranın '… mülkiyete
yönelik Hazinece dava açılmaz, açılmış davalardan vazgeçilir, açılan davalar
sonucunda bu taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına ve özel sicile
yazılmasına dair verilen ve kesinleşen mahkeme kararları uygulanmaz ve bu
kararlar uyarınca tapu kütüklerine konulan şerhler terkin edilir' bölümünü oy
birliğiyle iptal etti. Yüksek Mahkeme 'nin iptal kararının gerekçesi, Resmi
Gazete 'de yayımlandı.
Gerekçede, dava konusu kural ile 1 Ocak 2005 'ten önce kesinleşen imar
planlarında küçük sanayi sitesi olarak ayrılan veya aynı tarihten önce, Bakanlık
tarafından onaylanan ve yatırım programına alınan Organize Sanayi Bölgelerinin
bulunduğu alanlardaki mera vasıflı taşınmazlar hakkında mülkiyete yönelik Hazine
tarafından dava açılamayacağı, açılmış davalardan vazgeçileceği, açılan davalar
sonunda bu taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına ve özel sicile
yazılmasına dair verilen ve kesinleşen mahkeme kararlarının uygulanmayacağı ve bu
kararlar uyarınca tapu kütüklerine konulan şerhlerin terkin edileceğinin
öngörüldüğü belirtildi.
Anayasa 'nın 45. maddesinin birinci fıkrasında, 'Devlet, tarım arazileri
ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal
üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak
maksadıyla tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve
diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır' denildiği anımsatılan gerekçede,
Anayasa 'nın 45. maddesinin gerekçesinde de belirtildiği gibi bu kuralla Devlete,
tarım arazilerinin sanayi ve şehirleşme sebebiyle yok edilmesini, tarım arazileri
ile çayırlar ve meraların amaç dışı kullanılmasını önleme görevinin yüklendiği
vurgulandı.
Anayasa 'nın 138. maddesinin son fıkrasının 'Yasama ve yürütme organları
ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme
kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini
geciktiremez' hükmünü içerdiği belirtilen gerekçede, şöyle denildi:
'Yasama organının mahkeme kararlarını değiştirememesi ilkesi yasama
organının kanun yoluyla kesinleşmiş olan kararları ortadan kaldıramaması anlamına
gelir. Mahkeme kararının kanun yoluyla değiştirilememesi ilkesi, maddi hukukta
herhangi bir değişiklik yapmaksızın sadece somut mahkeme kararlarının kanun
yoluyla değiştirilmesi ya da uygulanmasının engellenmesi halleri için söz konusu
olacaktır. Bu nedenle iptali istenen kural ile kesinleşmiş mahkeme kararlarının
uygulanamayacağının öngörülmüş olması Anayasanın 138. maddesine aykırılık
oluşturmaktadır. Mülkiyete yönelik hazinece dava açılamaması, açılmış davalardan
vazgeçilmesi ve kesinleşen mahkeme kararlarının uygulanmaması, tapu kütüklerine
konulan şerhlerin terkin edilmesi, devlete meraların korunması görevini veren
Anayasanın 45. maddesi ile bağdaşmaz. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa 'nın 45.
ve 138. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.'
AA