Parası olan konut alsın mı?
Referans Gazetesi Yazarı Ertuğ Yaşar konut fiyatlarının daha fazla düşüp düşmeyeceğini yorumluyor.
"Nakitte olan beklemesin". Bir gayrimenkul firmasının yöneticisinin gazeteye yansıyan sözleri bunlar. Yorum şu: Konut fiyatları çok düştü. Bundan daha fazla da düşmez. Elinde biraz parası olan bu olanaktan yararlansın ve hemen dairesini alsın.
Bir diğer gayrimenkul firmasının yöneticisi ise hemen yerel seçimler sonrasında konut fiyatlarına zam geleceğini, bu nedenle şu andaki fırsatın kaçırılmaması gerektiğini söylemiş.
Eh malını satan, "malım kara" diyecek değil ya! Mutlaka şu anda satın almanın avantajları anlatılacak. Biz de bir süre kıyısından köşesinden gayrimenkul işine bulaştığımız için bu söylemi biliyoruz: Konut satışında her zaman aslında en uygun zamandır. Bugüne kadar, "Yok yahu biraz bekle. Fiyatlar daha da gevşeyecek" diyen bir konut satıcısına rastlamadık; sanırım gelecekte de rastlamayız...
Öte yandan piyasada "kelepir mal" olursa alıcısı var. Yani elinde nakit parası olan ya da elindeki nakit para ile konut kredisi alabilecek gücü (ve daha da önemlisi cesareti) olan bir kitle var. Bu kitle piyasada kelepir ve prim yapacak mal (konut) arıyor. Zaten bu talep sayesinde yeni lanse edilen projeler (fiyatları da eskiye göre oldukça makul olduğu için), kolayca satılıyor ("maketten ön satış" diye tanımlanan olay). Ama lansmanının üzerinden bir süre geçmiş projeler ise satış anlamında "kan ağlıyor".
Peki "kelepir" nedir?
Yani bir yıl önce 300 bin liraya satılan daire eğer bugün 200 bin lira ise kelepir midir? Baksanıza fiyat yüzde 50 azalmış. Kelepir olsa gerek değil mi?
Kelepir kavramı kişiye göre değişir. Ben gayrimenkul işindeyken "Şimdi konut satın alma zamanı mıdır?" diye soranlara hemen bir soru ile karşılık verirdim: "Evi ne yapacaksınız? Oturacak mısınız yoksa yatırım amacı ile mi alıyorsunuz?"
"Oturacağım" diyen herkese yanıtım tek ve standarttır: "Zamana ve ekonomik krize göre de değişmez: Oturacağınız evi satın almanın şimdi tam sırasıdır!" Eğer evin hanımı o evi beğendi ise ve ekonomik olanaklarınız o evi satın almaya yetiyorsa hemen evi satın alın. Bir an bile düşünmeyin. Çünkü şimdi (ve her zaman) oturulacak evi satın almanın tam zamanıdır.
Türk insanı, sanırız asırlarca göçebe yaşamanın acısını çıkarmak için olsa gerek, yaşadığı evin kendisinin olmasını çok ister. Hemen hepinize babanız ya da anneniz, ilk çalışmaya başladığınızda, "Aman paranı çarçur etme, biriktir de başını sokacak bir ev alırsın" demiştir. Hatta bazılarınızın uzun yıllar çalışma amacı, baş sokulacak evi satın almak için tasarruf etmek olmuştur!
Yok eğer bir konutu yatırım için satın alıyorsanız, size görüş bildirmek zordur. Çünkü aşağı giden piyasalarda kelepiri en kelepirken yakalamak çok maharet ister (bu satırların yazarı kendi evini konut fiyatları yükselme döngüsünün yeni başladığı 2003'te satmış ve yenisini de fiyatların en yüksek olduğu 2008'de satın almıştır!).
Ama yine de şunu söyleyebiliriz: Bankacıların ve ekonomi uzmanlarının beklentisi, Türkiye'de konut fiyatlarının daha dip yapmadığıdır. Çünkü özellikle büyük kentlerde hâlâ satılmayı bekleyen ciddi bir konut stoku vardır. Bu stok, pahalı zamanda üretilmiş olmasına karşın, nakit akışına sıkışan firmalarca mutlaka kısa dönem içinde piyasaya getirilecektir.
Ayrıca, son dönemde bankalarca kişi ve firmalardan teminat olarak alınan ipotekli birçok gayrimenkul de ne yazık ki piyasaya gelecektir. Çünkü bu ekonomik durgunluk ortamında işler (aslında nakit akışı), hiç kimsenin beklediği gibi gelişmeyecektir. O zaman da kişi ve firmalar, gayrimenkullerini (zararına bakmadan) buldukları fiyata satarak gelen parayı işlerine sermaye olarak katacaklardır (böylece adlarını ve işletmelerini kurtaracaklardır). Daha da kötüsü, kredilere teminat olarak verilen gayrimenkullerin, krediler geri ödenmeyince bankalarca haciz yolu ile satılmaya çalışılmasıdır. Ama sanırız yakın zamanda bu dalgayı da göreceğiz...
Referans
Bir diğer gayrimenkul firmasının yöneticisi ise hemen yerel seçimler sonrasında konut fiyatlarına zam geleceğini, bu nedenle şu andaki fırsatın kaçırılmaması gerektiğini söylemiş.
Eh malını satan, "malım kara" diyecek değil ya! Mutlaka şu anda satın almanın avantajları anlatılacak. Biz de bir süre kıyısından köşesinden gayrimenkul işine bulaştığımız için bu söylemi biliyoruz: Konut satışında her zaman aslında en uygun zamandır. Bugüne kadar, "Yok yahu biraz bekle. Fiyatlar daha da gevşeyecek" diyen bir konut satıcısına rastlamadık; sanırım gelecekte de rastlamayız...
Öte yandan piyasada "kelepir mal" olursa alıcısı var. Yani elinde nakit parası olan ya da elindeki nakit para ile konut kredisi alabilecek gücü (ve daha da önemlisi cesareti) olan bir kitle var. Bu kitle piyasada kelepir ve prim yapacak mal (konut) arıyor. Zaten bu talep sayesinde yeni lanse edilen projeler (fiyatları da eskiye göre oldukça makul olduğu için), kolayca satılıyor ("maketten ön satış" diye tanımlanan olay). Ama lansmanının üzerinden bir süre geçmiş projeler ise satış anlamında "kan ağlıyor".
Peki "kelepir" nedir?
Yani bir yıl önce 300 bin liraya satılan daire eğer bugün 200 bin lira ise kelepir midir? Baksanıza fiyat yüzde 50 azalmış. Kelepir olsa gerek değil mi?
Kelepir kavramı kişiye göre değişir. Ben gayrimenkul işindeyken "Şimdi konut satın alma zamanı mıdır?" diye soranlara hemen bir soru ile karşılık verirdim: "Evi ne yapacaksınız? Oturacak mısınız yoksa yatırım amacı ile mi alıyorsunuz?"
"Oturacağım" diyen herkese yanıtım tek ve standarttır: "Zamana ve ekonomik krize göre de değişmez: Oturacağınız evi satın almanın şimdi tam sırasıdır!" Eğer evin hanımı o evi beğendi ise ve ekonomik olanaklarınız o evi satın almaya yetiyorsa hemen evi satın alın. Bir an bile düşünmeyin. Çünkü şimdi (ve her zaman) oturulacak evi satın almanın tam zamanıdır.
Türk insanı, sanırız asırlarca göçebe yaşamanın acısını çıkarmak için olsa gerek, yaşadığı evin kendisinin olmasını çok ister. Hemen hepinize babanız ya da anneniz, ilk çalışmaya başladığınızda, "Aman paranı çarçur etme, biriktir de başını sokacak bir ev alırsın" demiştir. Hatta bazılarınızın uzun yıllar çalışma amacı, baş sokulacak evi satın almak için tasarruf etmek olmuştur!
Yok eğer bir konutu yatırım için satın alıyorsanız, size görüş bildirmek zordur. Çünkü aşağı giden piyasalarda kelepiri en kelepirken yakalamak çok maharet ister (bu satırların yazarı kendi evini konut fiyatları yükselme döngüsünün yeni başladığı 2003'te satmış ve yenisini de fiyatların en yüksek olduğu 2008'de satın almıştır!).
Ama yine de şunu söyleyebiliriz: Bankacıların ve ekonomi uzmanlarının beklentisi, Türkiye'de konut fiyatlarının daha dip yapmadığıdır. Çünkü özellikle büyük kentlerde hâlâ satılmayı bekleyen ciddi bir konut stoku vardır. Bu stok, pahalı zamanda üretilmiş olmasına karşın, nakit akışına sıkışan firmalarca mutlaka kısa dönem içinde piyasaya getirilecektir.
Ayrıca, son dönemde bankalarca kişi ve firmalardan teminat olarak alınan ipotekli birçok gayrimenkul de ne yazık ki piyasaya gelecektir. Çünkü bu ekonomik durgunluk ortamında işler (aslında nakit akışı), hiç kimsenin beklediği gibi gelişmeyecektir. O zaman da kişi ve firmalar, gayrimenkullerini (zararına bakmadan) buldukları fiyata satarak gelen parayı işlerine sermaye olarak katacaklardır (böylece adlarını ve işletmelerini kurtaracaklardır). Daha da kötüsü, kredilere teminat olarak verilen gayrimenkullerin, krediler geri ödenmeyince bankalarca haciz yolu ile satılmaya çalışılmasıdır. Ama sanırız yakın zamanda bu dalgayı da göreceğiz...
Referans