27 / 04 / 2024

Pazarlamanın değişen dinamikleri!

Pazarlamanın değişen dinamikleri!

Herkese Merhaba, Bundan 4-5 yıl öncesine baktığımızda, pazarlama deyince önce reklam; reklam denildiğinde de önce gazete, sonra bütçemiz varsa tv gelirdi...



Outdooru daha az, interneti nispeten daha çok kullanmamızın sebebi de ölçümlemeydi, ama orada da çok az mecra vardı. Bütçe bazında bakıldığında gazete ile internet arasında 1/10luk bir fark vardı. Bugün geldiğimiz durumda bu farkın kapandığını; gazetenin hem internet hem tv hem de outdoora karşı bütçe bazında kan kaybettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Kurtulamadığımız tek alışkanlık ise; Pazar günleri Hürriyet gazetesinde yer alan reklamlar oldu. Orada da, tam sayfa için ödediğiniz 50-60 bin tl bütçe karşısında yeterli verimlilik alınabiliyor mu, yoksa bu durum gayrimenkulcüler arasındaki bir itibar yarışına mı döndü tartışılır

Aslında, pazarlama, hedef kitleye ulaşabileceğiniz her noktada ulaşmaktır. Pek çok bileşeni vardır ve bir bilimdir ama bu yazımda farklı yönleriyle bu bileşenlerin içinden interneti ele almak istiyorum. İnternetin en büyük farkı, potansiyel müşteriler ile interaktif iletişime girmek ve beklentilerini, yaşam standartlarını kısacası her türlü bilgiyi doğrudan kişinin kendisinden alabilmektir. Internette yapılabilecekler konusunda işe ilk önce kendi web sitenizden başlayabilirsiniz. Firmalarımız halen daha web sitesinin öneminin farkında değil. Unutmayalım ki, ancak projemizle ilgilenen bir insan web sitemizi ziyaret eder. Dolayısıyla, böyle bir insanın hiçbir iz bırakmadan sitemize girip çıkmasına mümkün olduğunca izin vermemeliyiz.

Potansiyel müşterilerle karşılıklı etkileşim içinde olmak için e-mail, sms ve internet reklamcılığı da doğru fikirler ve doğru tasarımlar oluşturulmak şartıyla kesinlikle kullanılmalıdır. Zaten de kullanıyoruz ama hala bir yaratıcılık sorunumuz var çünkü hala iyi tasarımcılara para vermekten kaçıyoruz.

Reklamın dışında gayrimenkulcülerin önünde çok yeni bir alan daha duruyor; kontrol edilebilirse büyük bir fırsat, edilemezse sorun var demektir! Buna interaktif pr veya internet yönetimi diyebiliriz.

Burada öncelikle bazı rakamsal bilgiler paylaşmak istiyorum: Türkiyedeki toplam hane sayısı 18 milyon, bunun 7 milyonunda hızlı internet bağlantısı var. Kullanıcı sayısının ise 43 milyonu geçtiği tahmin ediliyor. Toplam facebook kullanıcısı 38 milyon ama bunun 30 milyonunun gerçek olduğu tahmin ediliyor. Bu rakamın da %60ı 25 yaş ve üstü, yani 18 milyon kişi. Arkadaş sayısında Dünya ortalaması 140, ama Türkiye ortalamasının 180 olduğu tahmin ediliyor. Twitterda rakamlar daha az ama durum çok farklı değil; 2 milyon kullanıcı var. Bu rakamın %50si hemen her gün yeni tweet atıyor, diğer %50 daha çok izleyici. Facebook ve twitter kadar milyonlu rakamlara sahip olmasa da, sektörümüze özel bir interaktif mecra daha var: gayrimenkule özel bir site. Aklınıza gelebilecek hemen hemen bütün gayrimenkul projesi ile ilgili soru sorulmuştur heralde burada. Son olarak hayatımızda bir de google var tabii ki!

Müşteri bilinçlendi ve artık her şeyi soruyor ve cevabını sizden alamazsa alacak birilerini muhakkak buluyor. Mutluysa sorun yok ama mutsuzsa bir şekilde organize oluyor! Tebernüşün sitesine her gün ortalama 50 tane soru giriliyor ve bu soruları günlük ortalama 5.000 kişi okuyor. Okuyanların 1/3ünün sektör profesyoneli olduğunu düşünsek bile geri kalan miktar herkesi korkutması gereken bir sayı Ya da, projenizi 3 ay sonra teslim edeceğinizi söylemişsiniz ama havadan çekilen fotoğraf veya videonuz öyle göstermiyor! Sektör profesyoneli veya gayrimenkul alım/satımı yapmak isteyen 60.000 kişi hergün bu sitelerde sizi izliyor. Bunun yanında acaba facebookta veya twiterda sizin hakkınızda neler yazılıyor, biliyor musunuz Belki facebookta projenizden ev alanlar bir grup kurdu!

Bazı firmalarımızda görmeye başladım, kendi facebook sayfalarını kurmuşlar. Twiterda bile olan birkaç firmamız var. Onları, bu süreci önceden gördükleri için tebrik ediyorum ancak mesele bir sayfa açmaktan daha öte duruma gelmiş durumda. Bu kanallar üzerinden yapacağımız tanıtımların yanı sıra, zaman zaman soracağımız 1-2 soruluk küçük anketler veya özellikle facebookta hazırlayacağımız aplikasyonlarla müşterilerimizin yaşam tarzlarını, hoşlandıkları şeyleri daha iyi tanımlayabilir, buna göre farklı kampanyalar geliştirebilir ve hatta sonraki projelerimizi geliştirirken de buralardaki görüş ve beklentilerden faydalanabiliriz. İşin bu kısmı sosyal medyadan olumlu faydalanmanın yoludur, ama bir de bu ortamların tehlikeli kullanılma durumu vardır:
Birileri bizi internet ortamında sürekli izliyor ve hakkımızda sürekli yorum yapıyor olabilir. Acaba iyi mi yoksa kötü mü Ya da bir grup kurmuş bile olabilirler, neden olmasın Koskoca arap baharı bile buralardan örgütlendiyse 500 1000 konutluk projelerden ev alanların örgütlenmemesi için bir sebep yok. Tabii ki işin özü; işini doğru yapmak ve taahhütlerini yerine getirmekte ama kısa ve öz olarak söylemek istiyorum; profesyonel bir sosyal medya yönetim ekibi ile anlaşmak ve öncelikle internet ortamında hakkımızda yazılanları takip etmemiz ve sonrasında da kötü yazılan bir şey varsa, bunu yönetecek hamlelerde bulunmamız gerekir.

Son olarak, internet denilince akla ilk gelen şeyden, yani googledan biraz bahsetmek istiyorum: Bizler, genelde interneti özelde ise googleı 2 farklı boyutta ele almalıyız. Bunlardan birincisi kişi veya kurumun itibar ve güven boyutudur: Eskiden Hürriyet gazetesinde çıkan haber veya reklam itibarın belirleyicisiydi burada önemli bir değişiklik yok ama şimdi googleda ilk sayfada hakkınızda çıkan haber veya yazı itibarınızın temel belirleyicisi. O yüzden googlea sürekli içerik sağlamalıyız. İkinci boyutu ise ürünün pazarlaması boyutudur. Bu durum da yine bilenler için bir fırsat, bilmeyenler için bir tehdittir. Örneğin; ben Aremas olarak kendi reklamımı gazete ve televizyonda yaptım. Bu durum benim ismimi googleda çok arananlar listesine ekleyebilir. Ancak başka bir firma en yüksek bedeli verip Aremas ismiyle adwords uygulaması yaparsa benim ismim arandıkça o firma doğrudan en üste çıkar Bu durum bile pazarlamada ne kadar ince planlar yapmamız gerektiğine bir örnektir.

Özetlemek gerekirse, doğru bir planlama ve doğru bir uygulama olmadığı sürece bu anlattıklarımın da bir önemi olmayacak ve gereksiz para harcamış olacağız.


Geri Dön