Piero Lissoni i-deco İstanbul Fuarı'na geliyor

Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek i-deco İstanbul Dekorasyon, Mobilya ve Tasarım Fuarı için Türkiye'ye gelecek olan dünyaca ünlü tasarımcı Piero Lissoni: Bence tasarım aynı, Formula1 yarış arabası kullanmaya benziyor. Çok tehlikeli ve çok hızlı...
İstanbul, 3-7 Mart tarihleri arasında CNR Expo'da üçüncü kez kapılarını açacak olan 'i-deco İstanbul Dekorasyon, Mobilya ve Tasarım Fuarı'na ev sahipliği yapacak. Türkiye'de düzenlenen en büyük tasarım ve dekorasyon etkinliği olan 'i-deco'nun bu yılki onur konuğu ise, İtalyan mimarisinin ünlü ismi Piero Lissoni... Grafikten mimarlığa kadar tasarımın her disiplinine imza atan; otel, showroom, mağaza, ev ve yat tasarımları ile ünlü olan Lissoni ile tasarım anlayışını, yeni projelerini ve çalışmalarını konuştuk.

* Yaratıcı olmak, aynı çocuklar gibi hayal kurmayı gerektirir... Siz de kendinizi yaratıcı bir çocuk olarak görüyor musunuz?
Benim için bütün çalışmalarım çocuk bahçesi gibi. Mesela bir sandalye tasarladığımda, o benim için sanki bir oyuncak. Onunla oyun oynuyorum, iki yıl sonra da bırakıyorum. Kocaman bir çocuğum işte!

TEMİZ, SESSİZ VE SAKİN TASARIMLAR
* Sizin çalışmanızı hangi sıfatlar tanımlayabilir sizce? Neden?
Temiz, sessiz ve sakin... Bu sıfatlar, benim tasarıma yaklaşımımı gösteriyor. Dekorasyona ve mimariye hümanist bir yaklaşımım var. Bunlar da benim felsefemi en iyi ifade eden sıfatlar...

* Tasarım sizce en çok neye benziyor?
Bence tasarım bir Formula1 yarış arabası kullanmaya çok benziyor. Çok tehlikeli ve çok hızlı...

* Mimaride lüks nedir?
Bir çalışma odasında, gözünüze ilk olarak bilgisayarların değil, kitapların ve çiçeklerin çarpması. Hepimiz, çok zor ve karışık günler geçiriyoruz, çalışma hayatı bizi çok etkiliyor ve böyle bir atmosferde, biraz nefes alabileceğiniz her alan bence 'lüks'tür...

* Tasarıma ve mimariye olan bakışınızı daha iyi yansıttığı için olsa gerek, sizin imzanızı taşıyan herşeyde bolca beyaz renk bulunuyor...
Beyazı seviyorum. Bence beyaz; hem güzel, hem temiz, hem de sakin... Ben bir metropol adamıyım. Şehir dışına gitsem de, en sonunda yeniden şehre dönüyorum ve şehir dışındaki o sakinliği, o duruluğu özlüyorum. Müşterilerim de aynı benim gibiler. Ben de beyaz renkle, bir nebze de olsa sakin ve huzur dolu bir alan yaratmaya çalışıyorum.

* Çok sayıda ve farklı tarzlarda müşterilerle çalışıyorsunuz. Sizce, sizi neden tercih ediyorlar?
Bakış açımdan dolayı beni tercih ediyorlar. Projelerde elde edecekleri sonucu az çok biliyorlar. Bu da beni tercih etmelerinde önemli bir neden. Yine de her projemize, küçük sürprizler ekliyoruz. Müşterilerimiz de bu küçük süprizleri heyecanla bekler oldular.

* Şu an ilgilendiğiniz projeler neler peki?
Şu son dönemde daha çok lüks villalar üzerinde çalışıyorum. Ayrıca, Amsterdam'daki 'Müze Meydanı'nda yeni bir tasarım otel üzerinde çalışıyorum. Singapur'da 2010'da açılması planlanan 'Studio M Hotel', New York'taki 'Pierre Hotel' ve Mumbai'daki 'Taj Palace Otel' de son dönemde ilgilendiğim projeler arasında yer alıyor.

PEJMÜRDE MATERYAL SEVİYOR
* Size diğerlerinden daha fazla ilham veren belirli materyaller var mı?
Ben doğal, şık ve pejmürde materyalleri birarada kullanmayı seviyorum. Hem son modayı, hem de bu keyifli materyalleri hep birarada kullanıyorum. Bu biraz provokatif bir durum. Mesela yaptığım bir mutfakta, çok eski bir ahşabı çok sofistike paslanmaz çelik bir tezgahın üstüne yerleştirmiştim. Yani mesele kontrast. Çünkü bugünlerde herkes mutfaklarda sadelik imajı ve teknolojik fikirler etrafında odaklanıyor.

* Gelecekte çalışma ortamlarımız nasıl olacak sizce?
Benim gelecekteki çalışma mekanlarına dair vizyonum daha seksi ve daha rahat. Benim görüşüm, daha duyusal bir iş/hayat stilini teşvik eden ortamlar yaratmaktan yana.

* Tasarım konseptinizi nasıl geliştiriyorsunuz? Bir ekiple mi çalışıyorsunuz?
Ekip çalışması demek, zaman ve mekanda esneklik demektir. O yüzden ben de bir ekiple çalışmayı tercih ediyorum.

* İstanbul'da Benetton mağazalarını ve 'Bentley Otel'i tasarladınız... İstanbul'da başka tasarımlar yapmak ister misiniz?
Tabii ki isterim. Benim mimari ve tasarım anlayışıma çok uygun bir şehir İstanbul. Modernliği ve klasikliği biraraya getirmeyi seviyorum.
İodil Demirel/Sabah