Risk almayın yeni konut alın!
İZEMDER Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Akgün, konut satın almak ya da kiralamak isteyen vatandaşları uyardı. Akgün, vatandaşların yeni konut almaları gerektiğini ifade etti.
İzmir Emlak Kulübü Derneği (İZEMDER) Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Akgün, konut satın almak ya da kiralamak isteyen vatandaşlara uyarılarda bulundu.
Son günlerde üst üste yaşanan depremleri hatırlatan Akgün, İzmir’in birinci dereceden deprem bölgesi olduğunu hatırlatıp, son günlerde yaşanan olağanüstü hareketliliğe vurgu yaptı.
Vatandaşların yeni konut seçmeleri gerektiğini söyleyen Akgün, yeni konutların yapı denetim kuralları nedeniyle güvenli olduğuna dikkat çekti.
Yeni konutların denetimlere tabi olduğu için güvenli yapılar olduğunu ifade eden Akgün, “Tüketiciler yeni bir konut satın alırken gönülleri rahat olsun. Çünkü yapı denetim şirketleri tüm inşaatları kontrol edip, kurallara uygunluğu denetliyor. Genellikle binaların karkas dediğimiz temelinde ve iskeletinde sıkıntı olmuyor. Hatta bazı müteahhitler ve inşaat firmaları oldukça güvenli olduklarını iddia ediyorlar ama bu kurallar her bina için standart olduğundan dolayı yeni konutların tamamı depreme dayanıklı şekilde inşa ediliyor. Denetim yönetmeliğine göre belirli miktarda beton ve malzemelerle yapılıyor. Statik hesapları kontrollü şekilde yapılıyor. Tabi İzmir yoğunluklu deprem bölgesi. Buna çok dikkat edilmesi lazım. Vatandaşlar için 2003 yılından sonra yapılan konutlarda zaten bir sıkıntı çıkmaz. Çünkü 2003 yılından bu yana yapı denetim ile ilgili düzenleme gerçekleştiriliyor. Benim vatandaşlara tavsiyem eski konutları, daireleri tercih etmektense yeni konutlara yönelsinler. Çünkü bir binanın ya da konutun depreme ne denli dayanıklı olup olmadığını kontrol etme ve anlama şansları yok. Ancak yeni konutlarda bina güvenliğini bilip satın alabiliyorlar” şeklinde konuştu.
İzmir’de afet riski taşıyan alanların dönüşümünün beklenenden yavaş ilerlediğini belirten Akgün, bu hızla kentin 350 yılda dönüşeceğini ifade etti.
Akgün, “Depremlerde panikle sokağa dökülenlerin birçoğunun eski yapılarda oturanlar olduğunu gözlemliyoruz. Çok küçük bir bölümü de psikolojik olarak depremden korkup dışarı çıkma isteği içerisinde olanlardır. Çünkü yönetmelikten önce inşa edilen eski yapılar modern inşaat pratiklerinin aksine hazır beton yerine geleneksel usul olan elle karıştırma betonlar var. Hatta Türkiye için çok acı bir tecrübeye sahip olan Marmara Depremi’nde tanıdığımız Veli Göçer isimli inşaatçının İzmir’de de inşaatlar yaptığını biliyoruz. Dolayısıyla yine bir deniz kumu ile yapılan inşaat ihtimali de olabilir. Allah göstermesin diyoruz ama yüksek şiddetteki olası bir depremde bu kentin yüzde 35’i yerle bir olur, yıkılır. Can kayıpları olur. Bu yüzden kentsel dönüşüm konusu gündemin ilk sırasında olup, süreç hızlandırılmalıdır. Dönüşüm konusunda maalesef yeterince hızlı değiliz. Bu konuda merkezi hükümet, yerel yönetimlerden daha hızlı yol kat ediyor. Afet riski taşıyan yerler için rehabilitasyonları hızlandırıyor. Üzülerek görüyoruz ki İzmir Büyükşehir Belediyesinin bu zamana kadar yürüttüğü Uzundere’deki bir alan var. Eğer kentsel dönüşüm konusunda bu hızla gidersek İzmir 350 yılda anca biter. Bu yüzden afet riski taşıyan her bina acilen yıkılmalı ve sağlıklı binalar ivedilikle yapılmalıdır. İzmir adeta şantiyeye dönüşmelidir” dedi.
Düşük bütçeli vatandaşlar için de nispeten şehir dışındaki opsiyonları göz önünde bulundurmaları gerektiğini belirten Akgün, “İzmir’de ev almak isteyen ya da evini değiştirip konut kiralamak isteyen vatandaşlara tavsiyem yeni binaları tercih etmeleri yönünde olacaktır. Bütçeleri kısıtlıysa da şehrin merkezinden eski bir bina tercih etmek yerine şehrin dışındaki yeni binalara yönelsinler. Bazı vatandaşlar kentteki ulaşım sıkıntısından çok ciddi şekilde rahatsızlıklarını dile getiriyorlar. Bu yüzden ulaşım yönünden rahat olabilmesi dolayısıyla kent merkezlerini tercih ediyorlar. Bu durum da göz önüne alınmalıdır” açıklamalarında bulundu.
İlk Ses Gazetesi